9. Bölüm

810 62 34
                                    

Ertesi sabah huzursuz bir uykudan uyandım. Tüm gece Theo'yla mutfakta konuştuklarımızı düşünüp durmuş, ne demek istediğini anlamaya çalışmıştım. Kafam o kadar karışıktı ki yarım yamalak uyuyabilmiştim. Uykumun birkaç saatlik bir kısmında da rüyamda Theo'yu gördüğümde kayış kopmuştu.

Benden kaçtığını ve benim için geri döndüğünü söylediğinde ne demek istediğini soramadan mutfağa kalabalık bir grup dalmıştı, gürültüyle içkilerin üzerine yığılmışlardı. Hemen ardından annem ve babam eve gelmişti, bu arada babamın, Theo'ya -geçen hafta hastanede de birkaç kez yakaladığım- kötü bakışlarından attığını görmüştüm. Annem evin dağınıklığını görünce çıldırmıştı ve o sürüyü karşısına alıp azarlarken Theo gizlice tüymüştü.

Bu arada annem herkesi bir koltuğa toplayıp karşılarına geçtiğinde ve sürünün kurtadamlardan, bir çakaldan ve ölüm perisinden oluştuğunu bilmesine rağmen onları çocuk gibi azarladığını öğrendiğimde aklım kıçıma kaçmıştı. ANNEM VE BABAM HER ŞEYİ BİLİYORDU. Bunu annem Scott'a parmağını sallayarak "Bana bak genç adam, Alfa olman benim anne olmamdan önemli değil. Liam hastaneden yeni çıktı!" diye bağırdığında fark etmiştim ve "NE?" diye haykırarak köşede panik atak geçirmiştim.

Ben kenarda sessizce çıldırırken sürü sakince azarını yemiş, evi hızlı hareketlerle toplamış ve sırayla omzumu pat patlayıp evden çıkmıştı. Annemlerle yalnız kaldığımda tekli koltuğun kenarında tırnaklarımı kemiriyordum.

Üvey babam gülümseyerek beni kaldırdı ve koltuğa oturttu, karşıma geçtiler. İkisi de bir şey söylemiyordu. Çaresizce "Nasıl öğrendiniz?" diye sordum.

"Scott her şeyi anlattı."

Konuşan anneme baktım. "Yani... kurtadam olduğumu biliyor musunuz?"

"Evet tatlım," dedi annem sakince. "Her şeyi biliyoruz. Kurtadam olman önemli değil. Önemli olan, bize, en azından bana söyleyemeyeceğini düşünmen. Scott üç yıldır tek başınıza atlattığınız şeyleri anlattığında korkudan bayılacaktım. Sana destek olabilirdik. Bize neden söylemedin?"

"Ben..." dedim çekinerek. "Benden korkacağınızı ya da nefret edeceğinizi düşünmüştüm."

Babam lafa girdi. "Bizi korkutan tek şey seni sedyede, kanlar içinde hastaneye getirildiğini görmekti."

"Yani benden tiksinmiyor musunuz?"

Annem burukça güldü. "Hayır, canım," dedi ve babam tekrar girdi. "Liam," diye mırıldandı. "Ne olursan ol, seni seveceğiz ve koruyacağız. Biraz farklıysan ne olmuş? Bu kötü bir şey değil."

Koltuğumdan kalkıp önlerine çöktüm ve ikisine birden sarıldım. Geri çekildiğimde ellerim ikisinin dizlerindeydi. Annem yüzümü tutup yanağımı öptü ve "Göstersene," dedi. Şaşkınca "Neyi?" diye sordum.

"Gözlerini. Scott'ın gözleri kırmızıydı."

Korkmamaları için kalktım ve geriledim. Uzaklaştıktan sonra başımı öne eğdim, kaldırıp onlara baktığımda gözlerimin parladığını ve dişlerimin sivrildiğini biliyordum. Annem bir an için sıçradı, ama kısa sürdü. Tekrar gülümsedi. "Sen her zaman benim küçük, tatlı oğlum olarak kalacaksın Liam," dedi.

Dişlerimi ve gözlerimi normal haline döndürdükten sonra "Öyle mi?" diye sordum. Kafalarını salladılar. Yerimde huzursuzca kıpırdandım. "O zaman yeri gelmişken söyleyeyim, eşcinsel olabilirim." Bu nerden çıkmıştı bilmiyordum. Düşünmemiştim bile.

Annem dudaklarını birbirine bastırırken babam gözlerini kısarak bana baktı, bir şey düşünüyor gibiydi. Durumu biraz hafifletmek için "Ya da biseksüel?" dedim sesim titreyerek. Şansımı zorladığımı düşündüğüm için korkudan altıma sıçmak üzereydim. "Belki hümanist? Tüm insanları severim gibisinden."

Sen Gittiğinde | ThiamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin