Eve döndüğümüzde aklıma kameralar geldi, telaşlandım. Kenan'a bakarak "kameralar ne olacak?" diye sordum.
Kenan tebessüm etti. "Ramazan halleder." dedi.
Kenan'ın güven veren gülümsemesiyle korkum ve endişem kayboldu. Moralim yerine geldi. Ben de gülümsedim ve Kenan'ın dudağına bir öpücük kondurdum ve merdivenlerden çıktık.
Kenan, Ecevit'in odasına girdi ve ben de arkasından takip ettim. Onun gibi diz çöktüm ve Ecevit'in saçlarını okşamasını izledim. Ardından ben de Ecevit'in saçlarını okşadım. Kenan Ecevit'in alnına bir iyi geceler öpücüğü bırakıp ayağa kalkınca ben de aynısını yaptım ve odadan kapıyı sessizce kapatarak çıktım.
"Yakalanmayız değil mi Kenan?"
Kenan, tebessüm etti ve elleriyle yüzümü tuttu. "Merak etme!" dedi.
"Ramazan polis, ekibinin çoğu polis. Yani kimse bize soruşturma açmaz. Bir sıkıntı çıkmaz."
Kenan'ın sözleriyle rahatladım ve gülümseyerek ellerini tuttum. Beraber odamıza girdik. Odamızdan banyoya geçtim ve üzerimdekileri çıkarıp kendimi duş altına attım. O anda tuttum göz yaşları akmaya başladı ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Kenan'ın kollarının beni sardığını hissettim ama buna rağmen ağlamaya bir son veremedim. Ne yaptığımın yeni yeni farkına varıyordum. Sıcak su damlaları bedenime temas ederken ve ben de ağlamaya devam ederken hıçkırmaya başladım ve "bir insanı öldürdüm." dedim. Aynı anda Kenan'ın beni şefkatle daha sıkı sardığını hissettim.
Kenan, beni sakinleştirmeye çalışan yumuşak bir sesle "üzülme!" dedi.
"Onlar insan değil. Onlar bir şeytan. Sen ise benim şeytanlara karşı mücadele eden güzel meleğimsin."
Gülümsedim ve "teşekkür ederim." dedim. Başımı Kenan'a çevirdim ve dudağına bir öpücük kondurdum. Ardından bir süre daha suyun altında kaldıktan sonra üzerimizi kurulandık ve banyodan çıktık.
Hemen beyaz geceliğimi giydim ve Kenan ile birlikte yatağa girdim. Başımı omzuna koydum ve başımı omzuna koyar koymaz göz kapaklarım ağırlaştı.
Uyandığımda Kenan'ı elinde bir tepsiyle karşımda gülümserken gördüm. Gülümseyerek ona baktım ve "teşekkür ederim." diyerek dudağına bir öpücük kondurdum. Tepsiyi elinden aldım. Yatağın üstüne koydum ve Kenan ile karşılıklı oturduk.
Gülümseyerek çayımdan bir yudum aldım ve ardından çatalımı tuttum. Zeytinden bir tane yuvarladıktan sonra tostumdan bir ısırık ve çayımdan bir yudum aldım. Kenan'a "Ramazan ile hiç konuştun mu?" diye sordum.
Kenan, gülümseyerek başını aşağı yukarı salladı ve o da benim gibi tostundan bir ısırık alıp çayından bir yudum içti.
"Sen uyurken Ramazan ile konuştum. İkisini de imzamızı bırakarak öldürmüş ve bir çöp konteynerine atmış. Kameraları da toplatmış."
Kenan'dan duyduklarımla tamamen rahatladım ve mutlu bir şekilde kahvaltımı yaptım. Ardından üzerimi giyinip işe gitmem gerektiği aklıma geldi ve elimi yüzümü yıkayıp kıyafetlerimin başına geçtim. Dizlerime kadar inen hafif dar bir etek, beyaz bir kısa kollu gömlek, siyah, dar ve kısa kesim bir ceket giyindim. Hafif bir makyaj yaptım ve kırmızı bir ruj sürdüm. Gülümseyerek "ben hazırım." dedim ve Kenan'a baktı. O an belimi sardığını hissettim ve dudaklarımız birleşti.
Kenan, dudaklarımı uzunca bir süre öptükten sonra dudaklarını geri çekti.
"İstersen bugün işe gitmek zorunda değilsin. Aslında hiçbir zaman gitmek zorunda değilsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adalet İçin Öldür (+18) (Ara Verildi)
AçãoBenim adım... Neyse, benim adımı boş verin. Sadece bu ülkede olmayan adaleti kendi kurallarıma göre uygulamak istediğimi bilin bu yeter. Cezasını çekmeyen tecavüzcülerin, katillerin, torbacıların, hırsızların, sübyancıların ve yolsuzluk yapıp rüşvet...