Seviştikten sonra acele etmedik ve üzerlerimizi ağır hareketlerle giyindik.
Kapının kilidini ve sonra da kapıyı açtım. İlk önce ben ve ardımdan Bilge çıktı.
Bilge, kulağıma eğildi ve "herkes ne yaptığımızı anladı." diye fısıldadı.
Güldüm ve "bu gülerek fısıldaşmalarından çok bariz." diye fısıldadım. Ardından gülümseyerek "neyse canım." dedim ve Bilge'nin yanağına bir öpücük kondurdum.
"Benim şimdi gidip işlerimi halletmem gerekiyor."
Bilge, "tamam canım." dedi ve onu yanağından öpmemle yetinmedi ve dudağıma bir öpücük kondurdu. Bu öpücüğün devam etmesini isterdim ama yalnız olmadığımız ve ikimizin de yapacak işleri bulunduğundan ayrılmak zorunda kaldık.
Arabama bindim ve çalıştırmadan önce Ramazan'ı aradım. Arabayı ondan sonra çalıştırdım. Sürmeden öylece bekledim.
"Bilge'yi ara da şu röportaj işini halledin."
Ramazan "olur." derken aklıma gelen fikirle sırıttım. "Seninkilerden bilgisayar korsanı olan var mı?" diye sordum.
"Tabi ki de var. Yaptıklarımızı nasıl gizleyelim?"
"Haklısın." dedim ve bluetooth kulaklığımı takıp arabayı sürmeye başladım.
"Sen bunu bana neden sordun ki?"
"Düşünüyorum da Anonymous'u taklit edebiliriz. Onlar gibi olursak birliğimiz çok daha güç kazanır."
Ramazan'ın "iyi fikir." dediğini duyarken arabayı kırmızı ışıkta durdurdum.
"Yani Vandetta maskesi takıp internet üzerinden kendimizi tanıtmamızı istiyorsun öyle mi?"
Gülümseyerek "aynen öyle." dedim ve kırmızı ışık yeşil ışığa dönünce gaza bastım. Telefon görüşmesini sonlandırıp arabayı iş yerine sürdüm. Otoparka park edip asansöre bindim. En üst kata çıktım ve ofisime girdim. Bilgisayarımın başına geçtim. İmzalanması gereken dosyaları okuduktan sonra imzaladım. Sekreterim Eda'nın getirdiği kahvemden bir yudum içtim.
"Ahmet Bey geldi mi?"
"Beş dakikaya gelecek efendim."
"Tamamdır." dedim ve kahvemden bir yudum daha aldım. Beş dakika bekledim ve bu sırada kahvemi de bitirdim.
Eda, boş fincanı alırken "Ahmet bey geldi." dedi ve içeri almasını işaret ettiğimi görünce dışarı çıktı.
Ayağa kalktım ve üstüme başıma çeki düzen verdim. Ahmet Beyi gülümseyerek karşıladım ve elini sıktım. Oturmasını işaret ettim. Ben de yerime oturdum.
"İstediğimiz mallar hazır mı?"
Ahmet Bey, gülümseyerek "hazır." dedi ve ardından "para hazır mı?" diye sordu.
Ben de gülümsedim ve "hazır." dedim.
"O zaman sevkiyatı bu akşam yapabiliriz."
Gülümseyerek "tabiki." dedim. Ahmet Bey'in kalktığını görünce kahve ikram etmediğim aklıma geldi.
"Gitmeden önce bir fincan kahve içmez misiniz?"
Ahmet Bey, gülümseyerek "içerim." dedi ve tekrar sandalyesine oturdu.
Ben de nazikçe tekrar gülümsedim ve sekretere Ahmet Bey için bir kahve, kendim için ise henüz yeni kahve içtiğim için sadece su sipariş verdim. Siparişim kısa sürede geldi ve koyu bir sohbete başladık. Sohbet uzadıkça uzadı ve en sonunda Ahmet Bey saatine baktı. "Çok geç olmuş." dedi.
![](https://img.wattpad.com/cover/231978260-288-k712261.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adalet İçin Öldür (+18) (Ara Verildi)
AcciónBenim adım... Neyse, benim adımı boş verin. Sadece bu ülkede olmayan adaleti kendi kurallarıma göre uygulamak istediğimi bilin bu yeter. Cezasını çekmeyen tecavüzcülerin, katillerin, torbacıların, hırsızların, sübyancıların ve yolsuzluk yapıp rüşvet...