5. Bölüm

483 24 3
                                    

Bilge'nin bu sorusu duygudan uzaktı. Beni yargılayıp yargılamadığını, yaptığım işi tasvip edip etmediğini, beni destekleyip desteklemediğini anlayamadım. Sesinden ve bakışından sadece kararsızlık hissettim.

Bilge'yi şaşırtmamak, sinirlendirmemek, üzmemek ya da korkutmamak için direkt "evet." demedim. Tek elini ellerimin arasına aldım ve "bak Bilge!" dedim. Duygularımı, hissettiklerimi rahatça ona açabileceğimi hissediyor, hatta bunu biliyordum. 

"Ben bu ülkedeki adaletsizlikten bıktım. Bu ülkede paran varsa mahkemeler sana dokunamıyor. Ben bu düzene karşıyım ve bu düzeni tek bir şekilde yıkabilirim. Yani bu düzeni, bu ülkenin adaletine başvurmadan yıkabilirim. Şimdi bana 'kendi adaletini sağlamakla bu ülkeyi adaletli bir ülke haline getiremezsin.' diyeceksin. Evet, adaleti tek başıma sağlayamam ama denemiş olurum. Tarafımı belli etmiş, adaletten yana olduğumu göstermiş olurum."

Bilge, tebessüm etti ve ben buna şaşırdım. Bilge'ye dikkatle baktım. Onun büyük bir sevgi ve büyük bir anlayışla bana baktığını fark ettim. Rahatlayarak gülümsedim. Boşta kalan elini gülümseyerek elimin üstüne koydu. "Şşşt!" dedi ve dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı. Alt dudağını diliyle ıslattı ve gözlerimin içine baktı.

"Sana inanıyorum ve senin sonsuza kadar arkanda olacağım. Seni sonsuza kadar seveceğim ama kendine dikkat et. Paçayı ele verme ve kendini öldürtme. Sana bir şey olursa benim ne kadar üzüleceğimi düşün ve kendini aşırı tehlikelere atma!"

Şaşırarak tebessüm ettim. "Teşekkür ederim." dedim ve Bilge'nin dudaklarına yapmıştım. İnce alt dudağını emdim ve kendime çektim. Sonra da bıraktım.

"Bana inandığın, güvendiğin ve beni sevdiğin için sana binlerce kez teşekkür ederim."

Bilge, "asıl ben teşekkür ederim." dedi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Bilge'in teşekkür etmesine şaşırmıştım. Çünkü teşekkür edilecek bir şey yapmamıştım. Merakla "neden?" diye sordum ve Bilge'nin gülümsediğini gördüm.

"Benim, merhametli ve güçlü adalet savaşcım olduğun için. Masum insanların yardımcısı, intikam arayanların intikamcısı olduğun için."

Gülümsedim ve elimi Bilge'nin ensesine götürdüm. Alnına bir öpücük kondurdum. Onunla vakit geçirmek istiyordum ama işleri çok boşlamıştım. Ne kadar yardımcım işlere bakıyor olsa da benim de işte olmam gerekiyordu.

"Benim biraz işe uğramam lazım bebeğim."

Bilge, gülümseyerek "tamam." dedi ve ayağa kalktık. Kapının önüne doğru gittik ve kapıyı açtım. Bilge'yi tek kolumla belinden kavrayıp dudağına bir öpücük kondurdum. Gözlerinin içine baktım ve biraz daha yanında kalırsam evden çıkamayacağımı anladım. Bu yüzden ayakkabılarımı giyerek evden çıktım. Bilge kapıyı kapatırken ben de arabama bindim ve çalıştırdım. Çalmaya başlayan telefonumu cebimden çıkardım. Arayanın polis arkadaşım Ramazan'ın aradığını gördüm ve telefonu hemen açtım.

"Efendim Ramazan?"

"Seninle çok önemli bir şey konuşmalıyız. Gazi mahallesindeki her zaman takıldığımız kafeye gel.",

"Tamam, görüşürüz." dedim ve telefonu kapattım. Arabayı garajdan çıkardım. Ramazan'ın benimle bu kadar önemli ne konuşmak istediğini merak ederek arabayı sürebildiğim kadar hızlı sürdüm. Gazi mahallesindeki kafeye yaklaşık otuz dakikada ulaşmış oldum. Arabamı boş bulduğum ilk yere park ettim ve kafeye girdim.

📋Bölüm Sonu📋

Adalet İçin Öldür (+18) (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin