Çok eğlenceli geçen bir yürüyüş olmuştu. Babamgil aramasa yürüyüşümüzü 5 saate tamamlardık heralde. Farkında olmadan biraz fazla yürümüşüz, eve gidince de babamdan fırça yiyecektik sanırım.
Olsun, çok eğlenmiştim, bayağı bir güldük.
Eve dönüş yolunda yollar epey ıssızlaşmıştı, kimse yoktu sokakta.
"Ee eve ulaşınca ders çalışacak mıyız?" diye sordu Furkan.
"Oha Furkan, ne zamandan beri ders çalışma aşkından yanıp tutuşur oldun anlamıyorum. Noluyor sana böyle, kendine gel."
Ders çalışmak isteyen birine, ders çalışmak istediği için kızmak mı? Neden olmasın..
"Dalga geçiyorum ya. Eve gidince üstümü bile değiştirebilecek enerjim kalmadı. Direkt uyku.
Ben de yorulmuştum. Ayaklarım sızlıyordu. Bugün sahura kadar oturamazdım belki de.
Eve geçince de gerçekten öyle oldu, hemencecik uyudum.
Sanki 5 dakika sonra sahur için alarmım çalmış gibi geldi. Hani öyle olur ya, sahura kadar olan uyku 5 dakikada geçer. Halbuki 2 saat uyumuştum.
Zar zor kalkabildim. Daha doğrusu annem olmasaydı kalkamayabilirdim. Kadın sahura kadar hiçbir zaman uyumuyordu ve sofrada o kadar gereksiz bir enerjisi oluyordu ki.. Her evde böyle bir kişi olur, bu kişi genellikle en küçük çocuk olur ama bizde annemdi.. Enerjisine hayrandım.
"Anne sofrayı hazırlamışsın bile, niye beni erken uyandırmadın yardım ederdim sana?" diye konuştum.
"Uyandırmadığımı kim söyledi, sen uyanmadın. Ama yardım edemedim diye çok üzülüyorsan bulaşıkları sana bırakıyorum. Yeterki sen üzülme canım kızım." diye sırıttı.
Hee aynen canım annem aynen.
Ağzımı açmasaydım keşke, ne hallere düştüm.
Yarı uykulu bir şekilde sahurumu yaptım. Furkan'a baktığımda onun durumunun benden daha kötü olduğunu gördüm. Hatta bir ara zeytini kaşıkla yemeye çalıştığını görünce içtiğim çayı burnumdan çıkartmamak için kendimi çok zorladım.
Babam ise aynı annem gibi aşırı enerjikti. Yarın yeni eve bakmaya gideceklerdi. O yüzdendi biraz da bu enerjilerinin sebebi.
Yemeyi bitirince herkes eline sağlık deyip yataklarına doğru gittiler. Ben ise arkalarından küçük Emrah bakışları attım. Şu an ben de yatağıma gidiyor olabilirdim.
Sıkıntıyla yerimden kalktım, ne kadar çabuk bitirirsem yatağıma o kadar çabuk ulaşabilirdim.
Bulaşıkları yıkamak için kollarımı çemredim. Tam musluğu açtığımda bir mesaj geldi. Bu saatte yazan kızlar olmalıydı. Elimi ıslatmadan önce mesaja baksam iyi olurdu.
cansel:
cansel: kankaaaa
cansel: ne yapıyorsun?
aylin: bylaşuk
Aceleyle yazmaya çalışınca böyle oluyor işte. Neyse o anlar ne demek istediğimi.
cansel: hee tamam kolay gelsin
cansel: şey diyecektim
cansel: yarın bize gelsene ;))))
Sondaki gülücük hoşuma gitmedi.
aylin: yine ne isteyeceksin acaba pis çıkarcı
Ne alaka demeyin, Cansel'i çok iyi tanıyorum ben, o gülücükte bir şeyler var.
cansel: kdhdiwhs kanka aşk olsun
cansel: bir şey istemiyorum, gel bize yarın
cansel: otururuz
aylin: iyi tamam
cansel: akşam gel ama :)
aylin: tamam kızlara da yazayım
cansel: yok yok sen bulaşıgını yıka şimdi bırak kızları falan
cansel: ben şeyederim onlara :)
cansel: hadi görüşürüz yarın
cansel: gelmeyi unutma küserim
aylin: tm
●●○●●○●●○●●○●●
bunu da 30 yapalım gari jddhsk
30 olunca yb geleceek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bi' Cüz? | yarı texting
Espiritual05****: Bi cüz versem okur musun? Aylin: Olur ama 30 benimdir.