Daha fazla cevap yetiştiremeyecektim. Rezil olmuştum zaten.
Rezil olmayı bırak, misafirler kapıya dayanmıştı bile. Bugün zorlu bir gün bizi bekliyordu.
İlk önce bizim kızlar geldi. Annemle bana biraz yardım ettikten sonra kapı çaldı ve diğer gelecek olanlar da birer birer gelmeye başladı.
Yaklaşık 25-30 kadın ve kızları falan oluyorduk. (korona yok bu arada)
Herkes geldiğinde yer kalmadığı için bir sandalyeye oturmuş okunan sureleri dinliyordum. Daha doğrusu dinlemeye çalışıyordum çünkü aklım başka yerdeydi. Onunla olan konuşmalarımızı düşünüyordum.
Hem en son ne demişti o öyle? Gelecek olan misafirlerin içinde bir yakınım var demişti sanki.
Emin olmak için mesajlara girip bakmıştım. Evet, öyle demişti. Kesin annesi de burdaydı.
Ha bu arada, mesaja bakarken son görülmesine de gözüm kaydı. Bana yazdıktan sonra çıkmış ve bir daha girmemişti.
Neyse, onu bunu bırakın, annesi de burdaydı kesin ya! Farkında olmadan direkt oturma pozisyonumu düzelttim. Gerilmiştim. Şimdi nasıl odaklanacaktım?!
Ben tüm bunları düşünürken kısa sureleri okumayı bitirmişler ve cüz okumaya geçmişlerdi. Dinleyemediğim için kendime kızdım ama cüzü takip etmeliydim.
Bir cüz de okunduktan sonra koyu bir sohbet başladı. Biz de kızlarla konuşmaya başladık.
Biz konuşurken Emel başka bir yere bakıyordu. Neye böyle dikkatli baktığını görmek istedim ve ben de baktığı yere baktım. Bir kadınla göz göze gelmiştim. 1-2 saniye birbirimize baktıktan sonra kadın bana gülümsedi. Ben de ona mecbur gülümsedim.
"Kızım bu kadın niye sabahtan beri seni süzüyor" diye sordu Emel. Bu sorunun üzerine Hale ve Cansel de kadına bakınca iyice dikkat çektik.
"Bilmiyorum ki Emel. Çok baktı mı gerçekten." diye sordum.
"Kanka geldiğinden beri belli aralıklarla bakıyor valla demedi deme" dedi.
Şüphelenmiştim.
"Kizlar hatimsavarın dediğine göre onun bir yakını da burdaymış." deyince Cansel oturduğu yerden dikleşip "işte annesi bu o zaman!" diye yüksek sesle konuştu.
Bir saniyelik bütün gözleri üzerimizde hissettim.
O kadar utanmıştım ki kalkıp mutfağa gittim. Kızlar da peşimden geldiler.
"Kanka mal mısın niye bağırıyorsun?" diye kızdı Emel.
"Ya ne bileyim birden yükseldim. Hem annesi buysa hatimsavarın kimliği ortaya çıktı. Bizim hatimsavar meğer Murat'mış!" diye yine sesini yükseltmişti.
Dediği doğru olabilir miydi? Gercekten Murat mıydı benimle konuşan?
"Saçmalama" diye çıkıştı Hale. "Murat'ın nasıl biri olduğunu burda hepimiz biliyoruz. Bizimle dalga geçen, her gördüğü yerde küçümseyen biri. Annesinin bile Kuran okumaya gelmesine engel olmaya çalışıyor. Onun hatimle, cüz okumakla falan işi olmaz."
Hale sonuna kadar haklıydı.
"Belki değişmiştir Hale. Ramazan gelince namaz kılmayan insanlar namaza başlıyor, Kuran okumayan insanlar da aynı şekilde. Hem bir söz vardır, paranın ve imanın kimde olduğu bilinmez." dedi Cansel.
Al işte, o da haklıydı sanki. Belki gerçekten o'dur ve Allah ona hidayet nasip etmiştir.
Peki ben, bana yazanın Murat olmasını istiyor muydum?
Onu bilmiyorum işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bi' Cüz? | yarı texting
רוחני05****: Bi cüz versem okur musun? Aylin: Olur ama 30 benimdir.