on beş

3.6K 301 7
                                    

Emel ile eve doğru yürüyorduk. Kararımı verdikten yaklaşık 2 saat sonra kızlarla ayrılmıştık.

Şimdi Emel'le konuşsam iyi olurdu.

Aslında kızların yanında onu engelleyeceğimi söyleyecektim ama sonra vazgeçtim.

Cansel her şeyi dalgaya alan bir insandı. Aslında onun bu vurdumduymaz tavırlarını çok seviyordum ama bu ciddi bir konuydu.

Hale ise çok duygusaldı. Hani şu aklını mı dinlersin, kalbini mi diye sorarlar ya; Hale asla aklını dinlemezdi. Hep kalp hep kalp da olmuyor ama bir yerden sonra.

Yani ikisi de onu engellememe karşı çıkarmış gibi hissediyordum. Bu yüzden onların yanında bahsetmeme kararı aldım.

Emel ise içimizden en mantıklı olanımızdı. Onunla kesinlikle konuşmalıydım.

"Bugün çok durgunsun, bir şey mi oldu kuzum?"

Nasıl da anlamıştı işte.

Ayrıca bir başkası bana kuzum dese gıcık olabilirdim, yapmacık geliyor bana biraz. Ama Emel deyince hoşuma gidiyordu.

"Emel ben bir karar verdim, onu engelleyeceğim sanırım. Ve bir daha konuşmamaya çalışacağım onunla. Kendime hakim olabilirsem tabi."

"Aylin aslında sadece bugün değil, sanki o sana yazdığından beri sende bir farklılık var. Onunla konuştuğun için rahatsız hissediyorsun, anlayabiliyorum seni."

Haklıydı. O bana yazdığında cevap verdiğim için, ondan mesaj beklediğim için, telefonuma her bildirim geldiğinde onu düşündüğüm için kendimi çok rahatsız hissediyordum.
Nasıl birden böyle oldun diye sorabilirsiniz. Yani nasıl oldu da ona bağlandın diye.

Benim de en çok kendime sorduğum bu zaten. Ama haftalardır konuşurken böyle olmamak mümkün mü?

Bilemiyorum aslında, neden münkün olmasın ki? Belki de ben çok abartıyorumdur.

Ya da niye olabilir biliyor musunuz?

Onu düşünmemeyi düşünürken bir zaman sonra sadece onu düşünmeye başlamış da olabilirim.

"İnsan tanımadığı birini düşünür mü?" diye sordum.

"Sen onun mesajlarını düşünüyorsun sadece kanka, bilmediğin birini düşünemezsin."

"Emel ben mi çok abartıyorum acaba yaa?" diye sızlandım.

"Günlerdir konuşuyorsunuz. Onun yazmasını beklemek tuhaf olmasa gerek kankacım. Kendini suçlama lütfen. Hem böyle konuşuyorum ama benim başıma gelse ben de senin gibi olurdum." dedi.

Fikrimi Emel'e söylemekle çok doğru bir karar vermiştim. Beni baya rahatlatmıştı sözleri.

Konuşa konuşa evlerimizin önüne gelmiştik bile. Ayrılmadan önce bana sarıldı.

"Doğru olanı yapıyorsun kuzum, üzme kendini lütfen." dedi.

Allahım ne güzel bir dost vermiştin bana böyle. Çok teşekkür ederim sana.

Bi' Cüz? | yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin