Ah şey sizin için bir bölüm sonu notu yazdım. Onu okumayı unutmayın>.<
Mori-san'ın bize verdiği bu seferki görev oldukça çetrefilliydi. Uzun zamandır üçümüz birlikte göreve çıkmadığımız için normal karşılaşmıştım ama bu biraz... Fazlaydı. Yapmamız gereken şey sadece üç kişi olarak Francis denen adamın elemanlarından birini öldürmekti.
"Chuuya-san girmeden bir plan mı-"
"Dışarıdakileri ben alırım içerisi sizin."
"Ama çok fazla değiller-"
Yine lafım yarıda kesilmişti. Bu sefer Chuuya-san düşünmeden korumalarla ilgilenmeye başlamıştı. Dazai-kun'a pes edercesine baktım ve büyük bahçeye girdik.
"Kimse yok gibi duruyor."
"Emin olmakta fayda var."
Dazai-kun'un dedikleri üzerine yeteneğimi kullanıp etraftaki bitkileri ve ağaçları sağa sola fırlatmaya başladım. Dışarıdan hala Chuuya-san'ın sesi geliyordu. Umursamamaya çalışarak devam ettim. Dazai-kun sadece yanımda durmuş izliyordu.
"Kimse yok"
Kaşlarını çattı ve eğilip kulağıma fısıldadı.
"Duydun mu?"
"Ney-"
Bize doğru ateşlenen silah ile sessizlik bozuldu ve Dazai-kun beni tutup bir duvarın arkasına çekti. Yere oturur oturmaz elini omzuma götürdü.
"Sakın buraya bakma!"
"İyi de ne old-"
Omzumdaki kana bulanmış eli görünce gözlerim fal taşı gibi açıldı ve bir anda acıyı hissettim. Enerjim kontrolden çıkmıştı ama yeniden düzenlemeye çalıştım. Dazai-kun yaraya bastırıyordu.
"Çok kan kaybediyorsun. Mermi içine girmiş."
"Ah! Hadi canım!"
Ben omzumu tutup kıvranırken Dazai-kun kolundaki bandajların birini açmaya başladı ve bana paltomun bir ucunu uzattı.
"Biliyorum doğru bir hareket değil ama akışı durdurmam lazım. Şimdi şunu ısır ve sakın buraya bakma."
"Imh! Ne yapıyorsun sen?!"
"Sana ısır ve buraya bakma dedim!"
Pes edip dediğini yaptığımda bandajı olabildiğince sıktı. Hissettiğim acıyla kanatlarım bir anda büyüdü ve paltoyu ısırarak boğuk bir sesle bağırdım. İşi bitince paltoyu ağzımdan çıkarttım. Nefes nefese kalmıştım.
"Ah! Cidden!"
"Yemin ederim seni bir daha böyle bir yere getirmeyeceğim! Yaran cidden kötü ama bir süre daha dayanmaya çalış olur mu lütfen."
Gülerek cevap verdim.
"Kötüye bir şey olmaz."
O ise beni öptü ve alnını alnıma dayadı.
"Sen olabildiğince iyisin ve bunu kaldıracak kadar güçlüsün. Sana güveniyorum."
Daha sonra ayağa kalkıp duvarın arkasından birini vurdu. Yerde kıvrandığım için olanları göremiyordum. Bir süre sonra kendimi toparladım ve kalkmaya çalıştım.
"Emin misin?"
"Ben- ben iyiyim!"
Ayağa kalkıp bahçede yürümeye başladığımızda bir anda etrafımız sarıldı.
Dazai-kun bana gülümsedi ve aptalca bir şey yapacağını anladım. Silahını çıkarıp karşılık vermeye çalıştı. Bende derin ve sinirli bir nefes alıp kanatlarımdaki enerjiye şekil vermeye çalıştım ve minik bıçaklar yaptım. Diğer yandan Dazai'yi korumaya çalışıyordum."Böyle numaraların mı vardı?"
"Şuan konumuz bu olmamalı!"
Gözlerimi devirip elimden geleni yapmaya devam ettim ve sonunda silah sesleri kesildi. Derin bir nefes alıp kendimi bıraktım. Kolumdaki acı yüzünden enerjimi kontrol etmek zorlaşıyordu ve çoktan dışarı taşımaya başlamıştı. İşimiz biter bitmez Chuuya-san yanımıza geldi.
"Silah sesleri duydum siz iyi- Natsuo omzuna ne oldu?!"
Tam ağzımı açmıştım ki Dazai-kun benim yerime konuştu.
"Durumu ciddi. Hala omzunda bir mermi var ve acele etmezsek bayılabilir."
Tabi yeteneğimin kontrolden çıktığından bir haberdi. Chuuya-san bir küfür savurdu ve bizi beklemeden binaya girdi. Girişteki adamları beklediğimin aksine yakın dövüş kullanarak hallediyordu.
"Normalde böyle mi yapıyor?"
"Normalde kanatların bu kadar büyük mü?"
"Hayır... Ama kontrolden çıkarsa sana güveniyorum."
Dazai-kun endişelendiğimi anlamıştı. Yine de devam etmek zorunda olduğumuz için yukarı çıktık. İlk kattaki adam titreyen elleri ile silahını çekti ama bizi vurmadı. Dazai-kun ise yüzünde oldukça hissiz bir ifade ile adamın alnının ortasına bir delik açtı.
"Tereddüt edersen ölürsün."
Bir an başımın dönmesi ile kendimi duvara yasladım. Omzumdaki acı yayılıyordu ve yeteneğim git gide kontrolden çıkıyordu.
"Sen iyi misin?"
Olabildiğince sempatik bir şekilde cevap verdim.
"Bir şeyim yok."
"Bak gitme-"
"Bir şeyim yok!"
Chuuya-san bu sırada bize yetişmişti. O da beni öyle görünce acınası bir haldeymişim gibi konuştu.
"Cidden burda kalabi-"
"SİZE BİR ŞEYİM YOK DEDİM!"
Bağırmam üzerine kanatlarım büyük bir rüzgar oluşturdu. Onları arkamda bırakıp yukarı çıktım. Ama bana çevrilen silahlardan habersizdim. Korunmak için bir bariyer kurdum ve arkasına saklandım. Normalde kanatlarımın şeklini bozmadan yaptığım bariyerler bu denli muazzam olmazdı. Bir sorun vardı ama bunu bozarsam ölebilirdim. Omzumdaki acı git gide yayılıyordu. Diğerleri çoktan gelmişti ve Chuuya-san bize doğru gelen mermilerin yönünü çevirdi. Bende onunla aynı anda bahçedeki gibi oluşturduğum bıçakları savurdum. Çok ani hareket ettiğim için omzumdaki merminin yerinden oynadığını hissetmiştim. Dört bir yanımızdan ateş ediliyordu ve burada kapana kısılmıştık. Yeteneğimde git gide kontrolden çıkıyordu. Chuuya-san da bunu farketmişti.
"Hey hey hey! Natsuo'nun yeteneği-"
"BİR ŞEY OLDUĞU YOK. DURUM KONTROL ALTINDA!"
Her ne kadar öyle desem de artık iyi olmadığım her halimden belliydi. Sonunda herkesi öldürmüştük ama bana yetmiyordu. Sadece acıyı dindirmek istiyordum ama olmuyordu işte! Etraftaki eşyaları sağa sola fırlatmaya başladığımda kendimi tutamaz hale gelmiştim. Tam burnum kanamaya başlamıştı ki Dazai-kun'un elini omzumda hissettim.
"Bebeğim bu kadar yeter."
Kanatlarımın çekilmesi ile kendi oluşturduğum enkazın ortasına düşmek üzereydim ama beni tutan nazik kollar buna izin vermedi. Dazai-kun endişeli bir şekilde bana bakıyordu. Son hatırladığım şey önümüzdeki odaya yürüyen Chuuya-san'ın birine silah doğrultaması ve peşinden gelen boğuk seslerdi. Dazai'nin kollarının arasında gülümsedim ve kararan gözlerimi kapattım.
Selam ben Yazar-chan. Bu bölümden de anlaşılacağı gibi birazcık animeye bağlamaya karar verdim ve timeline biraz değişti. Bunun için ikinci bölüme bakabilirsiniz karakterlerin yaşını değiştirmeye karar verdim. Ayrıca bir kaç bölüm sildim ama o çok önemli değil. Her neyse umarım bölümü beğenmişsinizdir esen kalın>.< Chuu~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sen Buldun. ||•Dazai X Reader•
Fanfiction𝐈 𝐬𝐰𝐞𝐚𝐫 𝐭𝐨 𝐲𝐨𝐮, 𝐈𝐟 𝐚𝐧𝐲 𝐨𝐟 𝐦𝐲 𝐟𝐫𝐢𝐞𝐧𝐝𝐬 𝐠𝐞𝐭 𝐡𝐮𝐫𝐭, 𝐈'𝐥𝐥 𝐤𝐢𝐥𝐥 𝐲𝐨𝐮 𝐰𝐢𝐭𝐡 𝐣𝐮𝐬𝐭 𝐨𝐧𝐞, 𝐨𝐧𝐥𝐲 𝐨𝐧𝐞 𝐰𝐨𝐫𝐝. Beni ay ışığında bulan bir adam... Bana yaşadığım onca şeye rağmen, ölümle burun buruna olma...