XXII

586 62 11
                                    

"HAHA~~~ BİR SAKE DAHA LÜTFEN!"

"H-hemen hanım efendi."

"Natsuo sence de çok içmedin mi? Yeni taburcu oldun sonuçta."

"HEHE~ BEN- BEN SAĞLIĞIMA DİKKAT EDİYORUM. DAHA ÖNCE DE DEDİĞİM GİBİ: KUTSAL SAKE HER DERDE DEVA!"

"Natsuo-chan cidden emin misi-"

Kafamı eğip gülümsedim ve onlara baktım. Alaya alırcasına konuşmaya devam ettim.

"İki koca adam benim için mi endişeleniyorsunuz siz ha~"

Chuuya-san elindeki bardağı kenara koyup bağırdı.

"BİR DAHA HASTANELİK OLUP BİZİ UĞRAŞTIRACAKSIN!"

Elimi yanımda oturan Dazai'nin göğsüne koyup sarıldım. Daha sonra gülümsemeye devam ettim.

"Hehe~~ Dazai'm bakar bana!"

"Öğk!"

Ben zil zurna sarhoş bir şekilde  Dazai'ye doğru sırıtıyordum. Chuuya-san ve Dazai'nin sadece birazcık yüzü kızarmıştı. Aslında bu haliyle çok daha yakışıklı duruyordu. Sadece onu biraz daha izlemek istiyordum ve biraz daha... Ta ki yeniden göremeyene kadar. İçimdeki bu bencil istek ile önümdeki masaya uzandım ve Chuuya-san ile onlar konuşurken sadece izledim. Daha sonra kendimi tutamadım ve ellerimi boynuna dolayıp yanağından öptüm. Ama o daha fazlasını istiyordu. Haklıydı tabii sonuçta 2 haftadır birbirimizi adam gibi gördük denemezdi ve daha yeni çıkmaya başlamıştık. Beni  kendine çekti ve tam öpecekken bir tane kadın gelip masaya sakeyi bıraktı. Hafifçe sırıttıktan sonra boğazını temizleyip beni bıraktı ve önüne döndü. Bende gülümseyip masadaki sakeyi aldım ve bardağıma doldurdum.

"Arkadaşlar insan içinde bari rahat durun..."

"Hehe onu harika dostun Dazai'ye söyle. Ben sadece yanağından öpmüştüm."

Bardağın içindeki sakeyi tek dikişte bitirdim ve bir bardak daha doldurmak için şişeyi elimde aldım. Tam bardağa dolduracaktım ki Dazai elime uzandı ve sakeyi aldı. Ciddi bir ifade ile bana bakıyordu.

"Bu kadar yeter."

Ben ise küçük bir çocuk gibi eline uzandım.

"Hayır~ hayır olmaz. Daha fazla istiyorum. Şuan çok mutluyum!"

"Natsuo."

"Of tamam be!"

"Evet bana da bırak!"

Chuuya-san gülerek şişeyi aldı ve kendine biraz doldurdu. O da benim gibi tek dikişte bitirdi.

"Chuuya bari sen yapma!"

"Ahaha hadi ama~ ben sarhoş olmam!"

"Siz cidden..."

Dazai elini başına götürdü ve gülmeye başladı. O da pes edip kendine de bir bardak daha doldurdu.

"Bu son. Chuuya sende daha fazla içme. Natsuo'yu eve bırakacağım kendi başına gitmen lazım."

"Tamam. Tamam da... Bize anlatmam gerek bir şeyler yok mu Natsuo-chan?"

"Ne anlatacakmışım?"

"Atshushi, yetimhane?"

"Anlatmak zorunda mıyım?"

"Bilmeye hakkım olduğunu düşünüyorum."

"Ha... Madem ısrar ediyorsun."

"HAYIR ISRAR ETMİYORUM!"

Küçük bir kahkaha attıktan sonra şişeyi tekrardan elime aldım ve bir yudum alıp bırakmadan konuştum. Dazai bu sefer bir şey dememişti. Arkasına yaslanıp dinlemeye başladı.

"Normalde beni kapının önünde bulmuşlar. Bayağı evin kapısının önü. Karakola gidip bir şeyler sorup soruşturmuşlar ama kayıt yokmuş. Doğal olarak velayetimi almışlar. Ama o filmlerdeki gibi tozpembe evlatlık çocuk hayatı yaşayamadım. Sürekli ev işi yapar dayak yerdim. Babamın içkisini geç verirsem, yerde tek bir toz olursa... Herşeyden. Bazen beni bodrum katına kilitleyip bir kaç gün aç bırakılardı çünkü sürekli yanımda arkadaşlarım olduğunu söylerdim. Ruhları göremedikleri için delirdiğimden korkarlardı. Sonra bir gün annem aldı beni okuldan dedi ki kimin nesisin belli değil biz de seni bakıyoruz yeter bu kadar... Sanki her gün dayak yetip kolu bacağı mosmor olan, okulda diğer çocuklar eğlenirken sınıfta gizli gizli yaralarını saran ben değilmişim gibi bir de yetimhaneye verdi beni. Kendi kendimi umutlandırdım bende yolda giderken her şey daha güzel olacak diye... Meğer umut ne boktan bişeymiş."

Olduğum yerde iyice gerindikten sonra dolu gözlerle önümdeki masaya uzandım. Derin bir iç çektim. Dazai ise omzumdam tutup bana sarıldı.

"İstersen anlatmak zorunda değilsin."

O sıcacık kollara iyice tutunup hafifçe güldüm.

"Oraya gidince bir kaç gün güzel geçti yine tırnaklarım soyulana kadar patates kabuğu soyup aç bir şekilde yatağa gidiyordum. Sonra bir gün çocuğun biriyle kavga ettik. Bende sinirden deliye döndüm ama niye o kadar sinirlendiğimi hatırlamıyorum. Çocuğun kolunu kırdım. Sonra oradaki anneler beni başka bir binaya götürdüler. Atsushi ile orada tanıştım. Neyse orda da herşey aynı giderken bir gece odama geldiler ben uyurken. Sadece bir günde bütüm hayatım değişecekti. Zorla kaldırdılar beni... Başladılar dövmeye. Ama kaç kişiden dayak yediğimi hala bilmiyorum. Sopayla, kemerle kalmadılar bu sefer kıyafetlerimi çıkarıp kızgın demir bastılar vücuduma. Avazım çıktığı kadar bağırdım ağzımı tuttular zorla... Tabi yeteneğim hissetiğim acıyla kontrolden çıktı. Ne ben durabiliyordum ne de onlar duruyordu. Kanatlarım kocaman olmuştu artık. Gözlerimden, burnumdan, kulaklarımdan, yüzümdeki her yerden kanlar akıyordu. Tabi bu karmaşanın sonunda bir kaç kişi şişledim ama bir kaç ay böyle devam etti."

Orada yaşananlar aklıma geldikçe ağlamamak için zor tutuyordum kendimi. Ama anlatmaya devam ettim.

"Sonra canavar deyip sokağa attılar beni, kayıtları da sildiler. Onlar her şeyi kaybedince başa döndüm. Yine yok oldum. Artık yasal olarak Natsuo Kirino diye birisi kalmadı. Siz beni bulana kadar yaşamak için bir sürü insan öldürdüm. Üstüm başım kan içinde gezdim bilmem kaç gün. Yemek bulamayınca çaldım, bana taciz edeceklerdi gözlerini oyana kadar yüzlerini tırmaladım. Kendimi korumak için elimden gelen her şeyi yaptım. Kaç kere kendimi öldürmeyi denedim ruhlar izin vermedi. Tek başıma öyle devam ederken bir gece ümidimi yitirdim ve Liman Mafyasına ait denilen yere girip ölümü beklemeye başladım."

Chuuya-san elindeki içkiden bir yudum aldı ve istifini bozmadan konuştu.

"Vay anasını..."

"Vay anasını ya..."

Yattığım yerden kalkıp iyice gerindim.

"Meğer doğuştan beri üzerimde bir lanet varmış..."

Tam Dazai'ye dönmüştüm ki bir şey söylemek için dudaklarını araladı. Bende yalvaran bir ifade ile kahverengi güzel gözlerinin içine doğru baktım ve acıyla gülümsedim. Gözümden birer damla yaş aktı ama gülümsüyordum.

"Anlattım bitti hepsi geride kaldı şimdi eğlenmeye devam edebilir miyiz?"

Bir şey demek yerine derin bir nefes aldı ve bana karşılık gülümsedi. Söyleyeceği en ufak şeyin beni inciteceğinden korkmuştu belki de. Nazikçe soruma cevap verdi.

"Nasıl istersen."

Evet Sarhoş Natsuo oldukça garip birisi. Hatta onu ben bile çözemedim. Her neyse umarım bölüm hoşunuza gitmiştir. Vote verip yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz.

BU ARADA! 1K görüntülenmeye ulaşmış kitap. Hepinize çok teşekkür ederim. Kitap hakkında küçük bir bilgi de vermek istiyorum taslakta yaklaşık 10 bölüm daha tutuyorum ve gerçek olaylar bu bölümlerde olmaya başlayacak. O yüzden beklemede kalın. Hepinize tekrardan 1K için çok teşekkür ederim Chu~~ ( ◜‿◝ )♡

Beni Sen Buldun. ||•Dazai X Reader•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin