Gözlerimi bir hastane odasında açtım. Etrafa bakındığımda Dazai-kun yanımda yoktu. Aslında burda olmasını isterdim. Güneş de batmak üzereydi ve odada tek başımaydım... En azından bir kaç saniyeliğine.
"HAHA! O ÖLÜMLÜ DE KAÇIP GİTTİ!"
"BAKSANA SENİ CİDDEN KİMSE UMURSAMIYOR!"
"Sussanıza siz."
"HEH NEDENMİŞ O?!"
"ÇÜNKÜ ŞUAN HASTA YATAĞINDA AĞRIDAN ÖLEN BENİM VE EMRİM ALTINDA OLANLAR DA SİZSİNİZ?"
Bu sırada içlerinden diğerlerine kıyasla uzun boylu olanı yatağımın ucuna oturdu.
"Cidden... Ne acınası. Bir ölümlü daha seni arkasında bıraktı... Hala onlara bağlanmaya devam ediyorsun. Aramızda sana her zaman yer var."
"O beni bırakacak birisi değil ve aranıza da katılmayacağım."
"Daha bir kaç haftadır çıktığın biri için bunu söylemen garip değil mi?"
Biraz haklıydı...
"Seni ilgilendirmez!"
Yataktan doğrulmaya çalıştım. Aslında onlar farketmese de söyledikleri her şey düşüncelerimi normal insanlardan kat kat fazla etkiliyordu. Ya cidden beni bırakıp gittiyse... Ya bu sefer kendine bir şey yapmaya kalktıysa... Düşüncelerim arasında boğulmak üzereydim. Ya bu sefer arkada kaldıysam...
"Sonunda kalkmışsın."
Ozaki-san bütün samimiyeti ile bana gülümsüyordu. Bir anda vuran başağrısı ile elimi alnıma götürdüm.
"Ben ne zamandır yatıyorum?"
"Şaşırma ama... İki hafta."
"İKİ HAFTA MI?!"
Hemen yanındaki Mori-san elinde bir kaç dosya ile bana doğru yürüdü.
"Evet. Yeteneğin yüzünden bu kadar uzun süre bilincin kapalı kaldı. Sanırım kendini koruma yöntemin. Bu sırada yaraların çok hızlı iyileşti. Hatta şuan taburcu olabilirsin."
"Anladım... Peki Dazai-kun nerede?"
Mori-san Ozaki-san'a döndü ve odadan çıkmasını söyledi. Ben ise ifadesizce izliyordum. Daha sonra yanıma geldi ve serumu değiştirmeye başladı. Hiç bir şekilde konuşmaması beni rahatsız etmişti. Kötü bir şey olduğunu bu kadar belli etmemeliydi. İliklerime kadar hissettiğim korkuyu bastırmaya çalışarak konuştum.
"Yoksa ona bir şey mi oldu?"
"Hayır. Aslında onu Francis için gönderdim."
Dediği şeyler üzerine beynime bir anda akın eden sinirle birlikte gözlerimi açtım ve yakasından tutup bağırmaya başladım.
"Ne dediğinin farkında mısın sen?! O ADAMIN BİR ELEMANI YÜZÜNDEN NE HALE GELDİĞİME BAK! SEN BİR DE ONU ORAYA MI YOLLADIN?!"
Elimi geri itip yakasını düzeltti ve karşımdaki koltuğa oturdu. Serum ile işi bitmişti. Ayrıca oldukça sakindi.
"İlk olarak burada patron benim ve bir kişi daha otoritemi reddederse -ki o kişi sensin- onu öldürürüm. İkincisi harika erkek arkadaşın oraya gitmeyi kendisi istedi. Tam tamına bir buçuk hafta boyunca başında bekledi ve operasyona ortasında katıldı."
"Şu gerizekalı.. Burnu boktan asla çıkmıyor! Bu sefer ben öldüreceğim onu!"
Mori-san omzuma bakarak devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sen Buldun. ||•Dazai X Reader•
Fanfic𝐈 𝐬𝐰𝐞𝐚𝐫 𝐭𝐨 𝐲𝐨𝐮, 𝐈𝐟 𝐚𝐧𝐲 𝐨𝐟 𝐦𝐲 𝐟𝐫𝐢𝐞𝐧𝐝𝐬 𝐠𝐞𝐭 𝐡𝐮𝐫𝐭, 𝐈'𝐥𝐥 𝐤𝐢𝐥𝐥 𝐲𝐨𝐮 𝐰𝐢𝐭𝐡 𝐣𝐮𝐬𝐭 𝐨𝐧𝐞, 𝐨𝐧𝐥𝐲 𝐨𝐧𝐞 𝐰𝐨𝐫𝐝. Beni ay ışığında bulan bir adam... Bana yaşadığım onca şeye rağmen, ölümle burun buruna olma...