"Neden buradasın?"
Derin bir iç çekip rahatladım.
"Ah Dazai-san yüreğime iniyordu."
"Korkuttuysam özür dilerim ama cidden niye buradasın?"
"Hepiniz farklı yerlere gidince bende buraya geldim."
"Anladım..."
"Sen neden geldin peki?"
Elini ensesine götürdü ve başını başka bir yere çevirdi. Yalan söylerken bu kadar belli etmesi komikti.
"Şey... Öylesine işte."
"Anladım."
Hemen önümüzde kalan camı işaret ederek konuştum.
"Gelsene buradan çok güzel duruyor."
Yanıma doğru yürüdü. Camın önüne geldiğimizde ikimiz de sadece ayı izliyorduk. İkimizden de tık ses çıkmıyordu.
"Dazai-san..."
"..?"
"Bu gece ay sence de çok güzel değil mi?"
"Evet... Hemde o kadar güzel ki ölmeyi bile göze alırım..."
(İç ses:DUR BİR DAKİKA NE?! BEN O ANLAMDA SORMAMIŞTIM Kİ!) Duyduklarım üzerine şaşırmıştım ama buna hayır da demezdim. Kafamı yavaşça ona çevirdim. Ay ışığının altında adeta bir sanat eseri gibi duruyordu. Bir insanın bu kadar harika ve kusursuz olması imkansızdı.
"Şey sen... ciddisin değil mi?"
"Evet hemde hiç olmadığım kadar."
Bana yaklaşıp bir anda belimden tuttu. Ne yaptığını anlamamıştım ama anlamak da istemiyordum. Kafamı omzuna yasladım. Şuan o kadar rahat hissediyorum ki... Şuan o kadar mutluydum ki...
"Hey sen ağlıyor musun?"
"Ben... Ben bilmiyorum..."
"Hey sakin ol."
Yavaşça yanağıma süzülen gözyaşlarımı sildi. Bana daha da sıkı sarıldı. Kaç gündür bu anı beklediğimin ben bile farkında değildim. İçim kıpır kıpır olmuştu. Evet belki romantik sayılmazdı ve çok hızlı olmuştu ama bundan önceki anılarla harmanlanınca harika bir şeydi.
"Ben teşekkür ederim. Beni o gün bulup kurtardığın için ve bana asla canavar gibi davranmadığın için. Bana bu hayatı verdiğin için çok teşekkür ederim."
"Ah... Çok şapşalsın..."
Bir yandan ağlıyordum bir yandan da sıkı sıkı ona sarılıyordum. Kokusunu içime çektim. Bu an hiç bitmesin istiyordum ama yavaşça geri çekildim.
"Ben... Ben ne zaman istersen yanında olacağım. Sokunosuke-san'ın ölümünü atlatman için elimden gelen her şeyi yapacağım."
Saçlarımı geriye attı ve yanağıma bir öpücük bıraktı.
"Sağol..."
Daha sonra aynı anda Chuuya-san'ın yüksek sesi ile irkildik ve ona döndük.
"HEY SİZ ÇİFTE KUMRULAR YA AŞAĞI GELİN YA DA KAFANIZI UÇURURUM!"
"Chuuya-san sessiz ol!"
"NE SESSİZİ BE!"
Dazai-san'ın kolundan tutup koşmaya başladım. Cidden bir kere bile laf dinlese ne olurdu ki?! Yolun yarısında onun da kolundan tutup ikisini de aşağı sürükledim.
"YUKARDA BİRİLERİ VARDI. DUYABİLİRLERDİ!"
"Aww... Özür dilerim ben..."
"Sorun değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sen Buldun. ||•Dazai X Reader•
Fanfiction𝐈 𝐬𝐰𝐞𝐚𝐫 𝐭𝐨 𝐲𝐨𝐮, 𝐈𝐟 𝐚𝐧𝐲 𝐨𝐟 𝐦𝐲 𝐟𝐫𝐢𝐞𝐧𝐝𝐬 𝐠𝐞𝐭 𝐡𝐮𝐫𝐭, 𝐈'𝐥𝐥 𝐤𝐢𝐥𝐥 𝐲𝐨𝐮 𝐰𝐢𝐭𝐡 𝐣𝐮𝐬𝐭 𝐨𝐧𝐞, 𝐨𝐧𝐥𝐲 𝐨𝐧𝐞 𝐰𝐨𝐫𝐝. Beni ay ışığında bulan bir adam... Bana yaşadığım onca şeye rağmen, ölümle burun buruna olma...