Bu sabah sevdiğim adamla kahvaltı yapmıştım ama şuan en nefret ettiğim insanlarla karşılaşmak üzereydim. Oldukça ironik... Değil mi? Araba ile geldiğimiz yer cidden de benim büyüdüğüm mahalleydi. Yolda bastıran heyecana aldırmadan sakin kalmaya çalışıyordum. Sonunda arabadan indik ve bütün endamımızla beyaz boyalı müstakil bir eve doğru yürümeye başladık.
"Ev burası mı?"
"İki anlamda da evet."
Etrafımdaki ruhlar kafayı yemek üzereydi.
"HAHA EVET İŞTE BU! BUNU İSTİYORUZ!"
Kapıyı bir kaç kere tıklattım ve hemen açıldı. Kapıyı açan kişi annemdi. İçimde biriken duygu karmaşasını bastırmaya çalıştım çünkü beni tanımış gibi durmuyordu. Daha çok... bizi gördüğü için dehşete uğramış gibi duruyordu. Bu halini görmek hoşuma gitmişti bu yüzden hafifçe gülümsedim. Dazai ise gülümsediğimi görünce bana eşlik etti. Hiç bozuntuya vermeden anneme döndüm.
"Merhaba bayan. Umarım nereden geldiğimizi biliyorsunuzdur."
"Şey ben-"
"Oh oh hiç zahmet etmeyin. Tabiki bir çayınızı alırız."
Bu sırada içerden bir ses yükseldi.
"ONLAR KİM?!"
"M-misafir."
"BAKSANA ŞU ÇARESİZLİĞE! NASIL DA KORKUYOR BİZDEN!"
Ve işte babam... O da en az annem kadar korkmuş...
"H-hoş geldiniz."
İkisi beraber bizi içeri aldı. Dazai yaptığım şeyden etkilenmiş gibi duruyordu. Annemin salonu işaret etmesi ile içeri girip koltuklara oturduk. Sanki hala gerçek bir aileyiz de Dazai'yi onlarla tanıştırıyorum. Bu koltuklar... Hepsinde de dayak yemiştim. İstisnasız hepsinde... Bir anda omzumda hissetiğim el ile irkildim.
"İyi misin?"
Dazai bütün içtenliği ile bana bakıyordu. Bende ona doğru gülümseyip omzumdaki elini tuttum.
"İyiyim."
Annem çayları getirmişti. Hafifçe güldüm ve belimden silahımı çıkarıp masanın üzerine koydum. Bu sırada babam da gelmiş karşımızda oturuyordu. Dazai hala yüzündeki gülümsemesi ile konuşmaya başladı.
"Kendimizi tanıtmayı unuttuk."
Arkasına yaslanıp kolunu omzumun üzerindeki koltuğa attı.
"Ben Dazai Osamu."
Daha sonra bana döndü ve devam etti.
"Bu da sevgilim ve ortağım Natsuo Kirino. Ayrıca kızınız olmalı."
Annem de babam da git gide dehşet tarafından ele geçiriliyor gibiydi. Onların bu halini görmek oldukça hoşuma gidiyordu ve bir süre daha izlemek istiyordum. Gözlerindeki çaresizlik beni tatmin ediyordu. Bana yaptıkları gibi, beni dehşete düşürdükleri gibi kendileri de o canavar tarafından ele geçiriliyordu ve bu manzara oldukça izlenesiydi. Etrafımdaki ruhlar yavaşça bana sarıldı ve ellerini omuzlarımda, boynumda ve belimde gezdirmeye başladılar.
"ŞUNUN GÖZÜNDEKİ ÇARESİZLİĞE, KORKUYA BAK! ŞUNA BİR BAK! NEREDEYSE KENDİ YARATTIĞI CANAVAR YÜZÜNDEN TİTREMEK ÜZERE! İŞTE İŞTE İŞTE! İŞTE BUNU İSTİYORUZ!"
Gülümseyerek başımı yana eğdim.
"Tanıştığımıza memnun oldum."
Annem bir anda panik içinde ve şefkatli bir şekilde konuşmaya çalıştı. Bana doğru iyice yaklaşmıştı, neredeyse saçlarıma dokunmak üzereydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sen Buldun. ||•Dazai X Reader•
Fanfiction𝐈 𝐬𝐰𝐞𝐚𝐫 𝐭𝐨 𝐲𝐨𝐮, 𝐈𝐟 𝐚𝐧𝐲 𝐨𝐟 𝐦𝐲 𝐟𝐫𝐢𝐞𝐧𝐝𝐬 𝐠𝐞𝐭 𝐡𝐮𝐫𝐭, 𝐈'𝐥𝐥 𝐤𝐢𝐥𝐥 𝐲𝐨𝐮 𝐰𝐢𝐭𝐡 𝐣𝐮𝐬𝐭 𝐨𝐧𝐞, 𝐨𝐧𝐥𝐲 𝐨𝐧𝐞 𝐰𝐨𝐫𝐝. Beni ay ışığında bulan bir adam... Bana yaşadığım onca şeye rağmen, ölümle burun buruna olma...