5 Hayal Tek Gerçek

Bölüm 19

Heyy.. Selam :) Baya gecikti bölüm özür dileriz. Yeni bölüm karşınızda… İyi okumalar, oy vermeyi unutmayın. Sizi seviyoruzzzz :) <3

 -2 gün sonra-

Kızlar her sabah olduğu gibi hazırlanıp evden çıktılar. Eylül yeni eve taşınana kadar Güneşlerde kalıyordu. Servise bindiklerinde Alev her zamanki gibi elinde telefon kahkaha atıyordu. Kızlar onun bu halini görünce yüzlerini buruşturdular.

Okula geldiklerinde dersin başlamasına 10 dk vardı. Hava soğuk olduğu için sınıflarına geçmeye karar verdiler. Güneş öğle arasına kadar birçok kez Burç ile karşı karşıya gelmişti. Ama aralarındaki muhabbet öncekilere göre daha kısaydı.

Öğlen olduğunda bütün tayfa kafeteryadaki masada toplanmıştı. En son Güneş gelmişti ve sadece Burç'un yanı boştu. Sandalyeye oturduğunda Burç ile kısa bir bakışma yaşadıktan sonra masadakilere selam verdi ve yemeğini yemeye başladı. Herkes kendi arasında muhabbet ederken Güneş yemeğine odaklanmıştı. Güneş'in öğleden sonraki tüm dersleri Burç ile ortaktı. 

Çıkış saati kızlar servise bindiklerinde erkeklerde arabalarına binip yola koyulmuşlardı. Güneş ve Eylül eve geçtiklerinde öncelikle karınlarını doyurdular. Daha sonra da üzerlerine rahat şeyler giyerek uzun zamandır aksattıkları derslerine çalışmaya başladılar. Burçin ise evde ailesiyle yaptığı kavga yüzünden kendini yine odasına kapatmıştı ve bu sefer ki en kötüsüydü. Eline telefonu aldığında aklına ilk gelen kişiye mesaj attı.

" Toprak?"

" Efendim canım?"

" Ben çok kötüyüm. Ne olur bana yardım et!"  Toprak hemen Burçin'i aradı.

" Alo tatlım iyi misin?"

" Toprak be-ben hiç iyi de-değilim. Bıktım bu kavgalardan, baskılardan"

" Burçin lütfen yapma sen güçlüsün"

" Ama beni anlamamak için büyük bir çaba harcıyorlar ve ben artık çok yoruldum"

" Tatlım... Ahaa buldum! Şimdi sen hemen bana geliyorsun"

" Ama.."

" Aması maması falan yok geliyorsun"

" Peki peki geliyorum. Yarım saate ordayım"

" Tamam bekliyorum" deyip telefonu kapattığında Burçin biraz daha sakindi. Üzerini değiştirip evden çıktı ve bir taksiye binip adresi verdikten sonra camdan dışarıyı izlemeye başladı. Toprak ise yaptığı planın işe yarayacağına emindi.

Burçin taksicinin 'geldik' demesiyle parayı ödeyip indi. Kapıya gelince zile bastı. Toprak sıcak bir gülümseme ile kapıyı açtığında Burçin şaşırmıştı. Çünkü Toprak evde oturmak için çok fazla seksi olmuştu. Burçin'in şaşırdığını gören Toprak gülerek onu içeri aldı ve,

" Hadi seni hazırlayalım tatlım. Bara gidiyoruzz" dedi. Burçin anında itiraz ederek,

 " Hayır olmaz öyle şey. Ne işimiz var. Evde oturalım işte" dedi. Ama Toprak tabi ki de diretti ve onu odaya götürdü. Burçin'in isteksizliği, Toprak'ın diretmeleri sonunda Burçin de hazırlanmıştı.

Burçin siyah ve krem kalın çizgili, kalın askılı, göğüs dekolteli mini bir elbise giyip üzerine de siyah bir ceket giymişti. Saçlarını da düzleştirip sıkı bir at kuyruğu yapmış, ayağına yüksek topuklu ayakkabıları giymişti. Hafif bir makyajla hazırdı.

Toprak ise siyah mini bir deri etek üzerine siyah bir büstiyer giymişti. Üzerine de siyah deri mont almıştı. Ayağına ise siyah vamp bootielerini giydi. Ağır bir makyajla ve düz saçları ile hazırdı. Sonunda evden çıktılar ve Toprak'ın arkadaşının tavsiyesi olan  bara gitmeye karar verdiler.

Bara geldiklerinde Burçin yarı çıplak alkol ve sigara kokan bedenlerin arasından geçerken yüzünü buruşturdu. Boş buldukları ilk bar taburelerine oturdular. Toprak ikisi içinde ağır şeyler sipariş verdi. Kızlar yavaş yavaş sarhoş olmaya başlamışlardı. Ama bir sorun vardı ki Toprak'ın bu kadar çabuk sarhoş olması tuhaftı. Yine de umursamadan içmeye devam ettiler.

Gecenin ilerleyen saatlerinde kızlar bütün her şeyi birbirlerine anlatmışlardı. Kafaları iyice güzel hale gelmişti. Toprak, çok içmemesine rağmen tuhaf ve huzurlu hissediyordu. Burçin ise iyice sarhoş olmuştu. Yanına birinin oturduğunu hissedip kafasını çevirdiğinde etrafı bulanık görse de yanına oturan kişinin 11. sınıfların inek öğrencisi olan Emre olduğunu fark etti.

Emre, sarhoş olduğu halde bir içki daha istedi. Burçin ne yaptığının farkında değildi. Beraber tuhaf bir sohbet kurmuşlardı. Diğer yandan Toprak, kendini iyi hissetmiyordu. Daha fazla dayanamadı ve kendini lavabolardan birine atarak içinde ne var ne yoksa çıkarmaya başladı.

O sırada bar masasında unuttuğu telefonu çalmaya başladı. Barmen kızların beraber geldiğini biliyordu ve çalan telefonu görünce iyice sarhoş olmuş ve nerdeyse yanındaki erkeğin dudağına yapışacak olan Burçin'i dürttü, seslendi ama nafile... Kız onu takmayınca telefonunu eline aldı. Ekranda 'Aras'  yazıyordu.

" Alo Toprak?"

" Alo?"

" Sen kimsin? Toprak'ın telefonu neden sende? O nerede? "

" Ben *......* barda barmenim. Aradığın kız baya içti ve şuan büyük ihtimalle kusmaya gitti. Telefonunu masada unutmuş. Yanında bir tane daha kız var."

" Ha sikeyim.. Tamam geliyorum. Bir yere ayrılmasınlar. Ve sakın yanlarına kimse yaklaşmasın!"

Burçin ve Emre hala sohbet ediyorlardı. Burçin o kadar dalmıştı ki Toprak'ın gittiğini fark etmemişti. Aras arabasını par eder etmez hemen bara girdi ve Toprak'ı aramaya başladı. Tam barmene doğru ilerleyecekken Toprak'ı tuvalet gibi bir yerden çıkarken buldu. Dağılmış görünüyordu. Aras ona daha sonra kızacağını aklının bir köşesine not etti ve hızla yanına gidip kolundan tuttu. Toprak Aras'ı görünce şaşırsa da hiçbir şey demeden bütün ağırlığını ona verdi.

Bu sırada Emre Burçin'e gereğinden fazla yaklaşmıştı. Daha fazla dayanamayarak sarhoş kızın dudaklarına kapandı. Burçin sarhoş olduğu için ne yaptığının farkında değildi ama o da karşılık vermeye başladı.

Burçin ellerini onun ensesinde birleştirdi ve kendine yaklaştırdı. Emre onu kaldırdı ve birbirlerine sürtünen bedenlerin arasından geçip koridora doğru yöneldi. Gördüğü ilk kapıya Burçin'i sertçe yapıştırdı ve ona sürtündü. Aynı anda inlediklerinde çocuk çabucak kapıyı açtı. Elleri kucağındaki kızın tişörtüne gitmeden önce tek eliyle kapıyı sertçe kapattı....