Bölüm 6

116 14 0
                                    

Kızlar vee varsa erkekler... İki karakterimizde ( Alev ve Toprak) değişiklik yaptık. Umarım beğenirsiniz, yeni karakterlerimiz multide. Müzikle beraber okuyabilirsiniz.. İyi okumalarrr... Oy vermeyi unutmayınn. Sizi seviyoruzz <3

Toprak'ın ağzından;

Uykumun gelmesi için ayran höpürdetirken kapı çaldı. Dağınık saçlarım, pijamalarım, pandiflerim ve elimdeki ayranla kapıyı açtım. Şaşkınlıkla karşımdaki yüze kaşlarımı sorar şekilde kaldırdım.  "Sen?.." " Nasıl?.."... diye birleştirmediğim saçma sapan soru kelimeleri yarım yamalak ağzımdan çıkıyordu. Dış dünyaya geri döndüğümde afallayarak " Ahh tabi ya.." diyerek toparlamaya çalıştım. Ardından " Bir şey mi oldu?" dedim. " Ben sadece ev adresini biliyordum. O akşamdan sonra seni merak ettim" dedi. " Peki.. Imm... İyiyim ben, her şey yolunda" dedim. " Aslında ben sana bir soru soracaktım" dedi. " Dinliyorum ama hava çok soğuk içeri gelsene?" dedim. Kafasını sallayarak içeri girdi. Koltuklara oturduk. Ona sorar gözlerle baktım. " Ee şey... O gün dolabın içine girip, ağlaman... Eğer çok özel değilse  anlatabilir misin?" dedi. Ben o an tamamen geçmişe girmiş gibi oldum. Yaşadığım her şey gözümde canlandı. Ve ben gözlerimin dolmaya başladığını hissediyordum. Derin bir nefes aldım, nedensiz bir şekilde ona güveniyordum. Ona doğru döndüm. " Anlatacağım ama bu ikimiz arasında sır olarak kalacak, tamam mı? Ailemden başka hiçkimse bilmiyor." dedim ve o da " Tabi ki" dedi. " Ben daha 10 yaşındayken dedem o zamanlar yaşıyordu. Zaten bu olaydan sonra her şey değişti. Bir gece herkes yatıyordu. Ben odamdaydım, aşağıdan takırtılar geliyordu. Çok korktum. Odamdan çıkıp sessizce merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Merdivenlerin yarısında durdum. Dedem alt kattaki odasından çıktı ve tam hırsızla burun buruna geldi. Ürktü ve geri çekildi. Hırsız o an ki panikle elindeki bıçağı defalarca dedeme sapladı. Dedem anında yere yığıldı. Ben çığlık atmamak için elimle ağzımı sıkıca kapattım. Hırsız hemen  evden çıktı. Kapını kapanma sesine alt kattaki hizmetçiler koşarak geldi. Hepsi dedemin başına toplandı. Bense çok korkmuştum. O arada ambulansı aramışlar. Ambulansın sesiyle daha çok korkup bodruma indim ve kendimi orada gördüğüm dolaba kapatmıştım. Tabi o gün yine annemler evde yoktu. Onlar da sabah olmadan eve gelmişler. Dedem o an ki kan kaybıyla öldü. Ben bu olaydan sonra çok fazla psikolog yardımı aldım. Geçen gün de içerden sesler gelince çok ama çok korktum." Konuşmamı tamamladığımda ağladığımı yeni fark etmiştim. Barmen ise hemen yanıma gelip bana ürkekçe sarıldı. Suçlu ve üzgün gözlerle " Sana bunu hatırlattığım için çok ama çok üzgünüm. Ama şunu bilmelisin ki bunların hiçbiri senin suçun değil" dedi. Bende bu masum ve pişman ifadesine gülerken pat diye " ya senin adın ne?" diye sordum. O gülmeye başlayınca hemen " Tanıştığımız günden beri sana barmen diyorum. Ve cidden ismini merak etmeye başladım." O ise gülmesini durdurmaya çalışıp adının 'Aras' olduğunu söyledi. Ve ben de bu isim komikmiş gibi kahkahalarla gülmeye başladım. Artık içtiğim ayran nasıl kafa yaptıysa yere düşmemle kahkahamın kesilmesi bir oldu. Ama bu seferde Aras öküz gibi anırmaya başladı. Hemen kalkıp gözlerimi kısarak ona tehditkar bakışlar attım. Üzerine atlayacağımı anladığında hemen " Bak Toprak sana bir abi tavsiyesi; eğer üstüme atlarsan, mezar taşında 'Gıdıklanmaktan öldü. Ruhuna el Fatiha' yazar. Aman deyim dikkat!" demesiyle benim tehditkar bakışlarım yerini korku ve şaşkınlığa bıraktı. Konutu değiştirmek için " O değilde Aras aç mısın?" dedim. " Hem de hayvan gibi..." diyerek karnını ovuşturdu. " Ne kadar da açık sözlüsün!.." diyerek gözlerimi devirdim. Ve beraber mutfağa yöneldik. Usta-çırak ilişkisi gibi ona emirler yağdırıyordum. Pilavın üzerine suyu eklediğimde Aras  yüzüme garip garip baktı. Ona dönüp " Ne oldu?" dedim. " Sanki bataklığa benzedi biraz.." diyerek ağzımı yamulttu. " Pişince görürsün, bu ettiğin laflar gelir bir tarafına batarlar" dedim. Tezgahın üzerindeki bıçak setinden bir bıçak aldı, tek kaşını kaldırıp tehditkar bakışlarla üzerime yürümeye başlayınca içimden 'siktir'i çektim. Yanıma geldiğinde tüylerim diken diken oldu. Bıçağı tezgaha bıraktı. Garipsedim. Ellerini gösterdi. Anlamadım. Ölümüne gıdıklamaya başladı. Yüzümün kıpkırmızı olduğundan adım gibi eminim. Sonunda bana acımı ve karnı acıkmış olacak ki gıdıklamayı bırakıp masaya oturdu. Yemek yedik. Ve çok bunaldığım için terasa çıkmak istedim. Beraber terasa çıktık ve derin bir sohbete daldık. En son hatırladığım kafamı omzuna koyduğumdu...

5 Hayal Tek GerçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin