Bölüm 4

156 10 1
                                    

Multimedyada yakışıklı sakarımız ve şirinemiz Eylül'ün karşısında eridiği Rüzgar var...

A/N: Hey bebekler; kızlarımızın kıyafetlerinin linklerini yorumda paylaştım isterseniz bakabilirsiniz... İyi okumalar!! :)

Burçin’in ağzından;

Uykumda gördüğüm korkunç rüya beni yerimden zıplatarak yere düşürdü. Uyurken yüzümün ağladığımdan gerildiğini hissettim. Götümü yerle buluşturan rüya ne miydi? Lanet olasıca matematik hocam bana sıfır vermişti. Ve ben matematikten kalmıştım. Sevgili (!) sarı çıyan matematik hocamdan nefret ediyorum. İyi ki bu rüyaymış!

Gerçek hayata döndüğümde tam karşımda gördüğüm saat gözlerimin fal taşı gibi açılmasına neden oldu. Dersin başlamasına 40 dakika vardı. Alarm kurmayı unutan biz kıçımızı kırmış uyuyorduk. Işık hızıyla ayağa kalkıp kızları tek tek dürttüm. Dürtmemle kızların domino taşı gibi yere dizilmeleri bir oldu. Hepsi bir ağızdan küfür savuruyordu. Sülale diye bir şey kalmamıştı bende. Onları susturmak için bağırarak dersin başlamasına 40 dakika kaldığını söyledim. Telaşla kalkmaya çalışırken, hepsi birbirine takılıp tekrar yere düştüler. Ve bir anda kahkaha atmaya başladılar. Sonunda Güneş olaya el attı.

‘’ Kaldırın o koca kıçlarınızı! Yanınızda kıyafetleriniz yok. Bugün hepiniz birer Güneş Altınok olacaksınız..’’ dedi. Sırayla giyinmeye başladık.

Güneş, koyu gri şort, beyaz gömlek, üzerine açık gri süveter giydi ve saçlarını yandan salaş bir örgü yaptı. Altına kahverengi spor ayakkabı ve mürdüm rengi çorap giydi. Kahverengi çantasının içini doldurdu, kitaplarını da kucağına aldı.

Eylül, kısa kot şort, üzerine göbeğini açıkta bırakan siyah yarım kollu tişört giydi ve beline kırmızı-lacivert kareli gömlek bağladı. Ayağına siyah kısa bot giyip kitaplarını eline aldı.

Bense, çiçekli önünde düğmeleri olan bir mini etek, üzerine krem tişört, onun üzerine de krem kolları dantelli, uzun kollu bir hırka giydim. Baklava desenli bir çanta alıp saçlarımı yandan ördüm. En son olarak da uğurlu kolyem takıp, elime telefonumu aldım ve aşağı indim.

En son Toprak kalmıştı. O da, siyah dar pantolon, beyaz v yaka tişört üzerine ise gri uzun salaş hırka giyip ayağına siyah asker botları geçirdi, son olarak siyah sırt çantasını aldı. Hep bir ağızdan ‘’ Hazırız!!’’ diye cırladık. Güneş’in kopyası 4 yaratık olarak evden çıktığımız gibi hemen bir taksiye atladık. Okula geldiğimizde geç kalmamıştık. Okulun bahçesi insan kaynıyordu. Bahçeye adımımızı atar atmaz tüm gözler bize döndü. Bizse şaşkın şaşkın içeri girdik ve hemen ders zili çaldı. Kızlarla ayrılarak sınıflarımıza dağıldık.

Eylül’ün ağzından;

Kızlarla sınıflarımıza dağıldık. Benim dersim biyolojiydi. Bu derse bayılıyorum. Zevkli bir 40 dakikadan sonra kızlarla kafeteryada buluştuk. Amacımız karnımızı doyurmaktı. Kızlarla karnımızı doyururken bir grup çocuk dikkatimi çekti. Biz muhabbete dalmışken, arkamda erkek sesleri duydum. Kafamı çevirmeme kalmadan birisi benim sandalyeme takıldı ve ikimizi birden yere düşürdü. Yere düşmeme ramak kala çocuk birden yerlerimizi değiştirdi ve sırtını sert bir şekilde zeminle buluşturdu. Yüzlerimizin arasında 2 cm anca vardı. Bir birbirimize bakmaya devam ederken bizim kızlar ve o grubun erkekleri kahkaha atmaya başladılar. Kendimize gelip ayağa kalktık. Ben tam cadılığımı konuşturacakken çocuk hemen benim çirkefleşeceğimi anladı ve benden önce davranıp konuşmaya başladı. Pişman bir ifadeyle:

‘’ Çook çok özür dilerim. Arkadaşlarım itti. Lütfen kusura bakma’’ dedi. Ben onun sesini duyunca bütün çirkefliğimi unutup ‘’ Önemli değil’’ dedim. Birbirimiz gülümseyerek yerlerimize geçtik. Masaya oturmamla kızların bana alayla bakması bir oldu. Onlara kaşlarımı çatarak baktım daha sonra ise onlara kızdım. Birden onun gülümsemesi aklıma gelmesiyle bütün sinirim eridi gitti. Yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu ve aynı şekilde istemsiz olarak ‘’ Çok tatlıııııığğğğğğğ!!’’ dediğim anda çocuğa döndüm ve benim şapşallığıma sırıttığını gördüm. Hassiktirrrrr!!!!.. 

5 Hayal Tek GerçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin