Heyy milletttt!!! :) Yine bomba gibi bir bölümle karşınızdayız. Yalnız bu bölüm +18 kısımlar içeriyor. İstemeyen okumasın gençler şimdiden uyarıyoruz. Umarız beğenirsiniz. Bizim hoşumuza gitti. İyi okumalarrrr <3
Güneş sabah feci bir baş ağrısı ile gözlerini açtı. İlk başta ne olduğunu anlayamadı. Akşama dair aklında kalan şey kızlarla içip, sohbet etmeleriydi. Başını ovuştururken yanında çok değişik bir şekilde yatan Eylül'ü gördü ve onu dürttü. Eylül ne olduğunu anlamadan kendini kıçının üstünde yerde buldu. Hem başının feci ağrısı hem de kıçının acısı Eylül'ü mal etmişti. Güneş arkadaşının bu haline ne kadar istese de gülemedi çünkü herhangi bir mimiğini oynatmasıyla başına feci şekilde ağrılar saplanıyordu.
Kızlar yavaşça diğerlerini uyandırmaya başladılar. Burçin de onlarla aynı durumdaydı. Toprak alışık olduğundan çok da kötü değildi. Eylül saate baktı ve,
" Öğleden önceki dersleri kaçırdık. Hazırlanalım da bari diğer derslere yetişelim" dedi. Herkes başıyla onayladı. O sırada Eylül kapalı olan telefonunu eline aldı ve açtı. Rüzgar'dan birçok cevapsız arama ve mesaj vardı. Eylül hemen Rüzgar'ı aradı. Rüzgar telaşlı ve hızlı bir şekilde,
" Eylül nerdesin sen? Neden telefonun kapalı? Kızları da aradım onlarınki de kapalı. Neler oluyor?" diye sordu.
" Hayatım sakin ol. Birazdan okula gelince anlatacağım. İlk dersleri kaçırdık zaten. Birazdan ordayız"
" Tamam çok geç kalmayın. Tabi daha ne kadar geç kalacaksanız!.. "
" Tamam aşkım tamam. Hadi görüşürüz." Kızlar uyanmışlardı ama bir sorun vardı. Hiç kimsenin yanında kıyafetleri yoktu. Burçin,
" Gelin benim dolaptan giyinelim. Ne olacak sanki" dedi ve gülümsedi. Hep beraber dolabın karşısına geçtiler. Dolapla karşılıklı bir bakışmanın ardından Burçin dayanamayarak,
" Bugünü eşofman günü ilan ediyorum" deyip kızlara eşofman ve tişört dağıtmaya başladı. En sonunda herkes tamam olduğunda Burçin,
" Eşofman stoklarımı bitirdiniz beh" diye kızlara takıldı. Ama kızlar sadece gözlerini devirmekle yetindiler. Burçin de kendi kendine gülerek cevap verdi. Kızlar bu hareketine karşı gülümsediler ve 'umutsuz vaka' anlamında kafalarını salladılar. Kahvaltı faslını es geçerek evden çıktılar.
Taksiye bindiklerinde kimse konuşmuyordu. Toprak okulun adresini verip kafasını cama yasladı. Herkes ayrı kafadaydı. Eylül, Rüzgar'ı hayal ediyordu. Güneş dün akşam neler olduğunu merak ediyordu. Burçin, ailesinin ne yapmaya çalıştığını düşünüyordu . Toprak ise sadece yolu izliyordu.
Sonunda okula geldiklerinde taksiden indiler. Öğle arası olduğu belliydi. Kimse okulda görünmüyordu. Büyük ihtimalle herkes kafeteryada tıkınmakla meşguldü. Kızlar paytak adımlarla kafeteryaya doğru ilerlediler.
Burç ve Rüzgar artık evlat edindikleri masada oturuyorlardı. Burç çok dalgın gözüküyordu. Bunun nedeni ise gecenin bir yarısı Güneş'in onu arayıp o şeyleri söylemesiydi. Ama tabi bunu Burç dışında kimse bilmiyordu. Tabi bir de sarhoş olan romantik Güneş...
Rüzgar telefonu ile ilgilenip bir şeylere gülüyordu ve güldüğü şeyleri Burç'a gösteriyordu. Burç ise arkadaşını kırmamak için hafif tebessümde bulunuyordu. Rüzgar arkadaşının kafasını dağıtmak için yapıyordu. Bir boklar olduğunu sezmişti ama Burç'u zorlamak istemiyordu. Aslında konu Güneş olabilirdi ki büyük ihtimalle Güneş'ti yine de onun anlatmasını beklemeye karar verdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 Hayal Tek Gerçek
Novela JuvenilHiçbir ilişkileri normal olmayan ve değişken ruh hallerine sahip olan 5 kızın gelecek hayalleri uğruna verdikleri savaşı anlatacağız size. Hayat kolay değildir ve bu kızlar için de kolay olmayacaktır. - Hayat bir sürprizler serisidir. Öyle olmasaydı...