bu bölümü yazdıktan sonra aynaya gidip:
-what the fuck.. is we.. doing?
icerikli konusma yaptim.CIDDEN... normalde detaylandırmayacaktim ama nasil kaptirdiysam el aliskanligindan yazmisim bile.. toparlayayim dedim olmadi da..
simdi bu kiz ne diyo dimi?? gidip okuyun ama cok sövmeyin uzuluyorum sonra..
azicik destek sevgi gösterir misiniz nolur... cok ihtiyacim var bir iki yoruma...
sizi sewmek ♡
~
Mark
Daha fazla dayanamayarak ileri atılıp Donghyuck'la dudaklarımızı birleştirdim. Ellerimi ölüp bittiğim ince beline yerleştirerek oradan sırtına kaydırdım ve kollarımı sıkıca sardım. Aramızdaki mesafe sıfıra indiğinde vücutlarımız birbirine yaslanmıştı. Kalbinin ne kadar hızlı attığını bile hissedebiliyordum yapışık göğüslerimizden. Benim de çok farkım yoktu.
Kollarını boynuma sarmış eliyle ensemdeki saçları çekiştirmeye başlamıştı. Öpücüğü derinleştirmek için dilimi onun ağzına kaydırdığımda kendi diliyle karşılayarak boğukça inlemişti.
Aklımı kaybettiriyordu bana Donghyuck. Onun dolgun dudakları gözümün önüne her geldiğinde öpmemek için kendimi tutmak zorunda kalıyordum.
Onu vücudumla iterek bacaklarımızın birbirine dolanmasına sebep olmuştum. Geriye adım atmasını sağladığımda sırtı arabanın yan kapısıyla buluşmuştu.
Çok yoğun hissediyordum içimdeki duygularla. Az önce olanlar benim için bir hayalden ibaretken Donghyuck kabul etmişti hayallerimi. Yüzüğü parmağında gördüğümde içimi bir aitlik duygusu kaplamıştı. Benim olmasını istiyordum onun, uzun zamandır. O kadar uzun bir zamandı ki bu ne zaman olduğunu bile kestiremiyordum.
Daha sert öptüm dudağımın arasındaki dudaklarını. Heyecanlıydım, kendimi dizginleyemiyordum bir türlü. Yiyip bitirmek istiyordum onu. Çok seviyordum, her şeyden çok.
O da heyecanlıydı. Doğru düzgün öpüşemiyorduk bile, çeneme kadar kayıyordu dudakları.
Bir bacağım onun bacakları arasındayken dayanamayıp kendimi ona bastırdığımda dudaklarımdan çekilip inlemişti.
Ah, o ses tonu. Duymak için neler yapabileceğimi listelemeye kalksam sayfalar sürerdi.
İpimi koparan da bu olmuştu zaten.
Üstünden tamamen çekilip bileğinden kavrayarak resmen peşimden sürüklemiştim onu. Arabanın etrafından dolanıp sürücü koltuğunun kapısını açmış saniyeler içinde oturup koltuğu arkaya kadar çekmiştim.
Hemen ardından Donghyuck'u tuttuğum bileğinden çekiştirerek kucağıma oturmasını sağlamıştım.
İkimizin de göğsü hızla inip kalkıyordu.
Uzanıp çalan şarkıyı kapattım, sadece onun çıkardığı sesleri duymak istiyordum. Gözlerimi kucağımda bana yukarıdan bakan sevgilime çevirdim. Sevgilim, eşim, ne olmayı kabul ettiysek artık.
Öptüğüm dudakları kızarmış, mümkünmüş gibi daha da şişmişti. Yanakları al aldı. Saçları dağılmıştı oraya buraya. Donghyuck kelimelerle anlatamayacağım kadar güzeldi.
Başımı döndürüyordu güzelliği.
Ellerimle yüzünü kavrayıp üstüme çekmiş tekrardan dudaklarına kapanmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beginning of the end/markhyuck ✞︎
Fanfiction"Mark." dedim adını sonunda öğrenebildiğim için yaşadığım hevesle. "Bir fikrim var." Kaşları çatılarak bana bakmıştı merakla. İçinden nerden çattım buna der gibi bir hali olsa da ben heyecanımı bastıramıyordum. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki göğ...