17.06.2020
Deniyorum, bu hayata tutunmayı çok deniyorum. Özellikle bu şehirde sevdiğim tek yer olan burada otururken, bu sayfaları yazarken..
Burası bana bir zamanlar gerçekten yaşamayı sevdiğimi hatırlatan tek yer.
Sabahın ilk saatlerinde geldiğimde gökyüzünde güneşin doğuşuyla beraber oluşan renkler, yeni uyanmış serçelerin sesleri, hafiften esen ama üşütmeyen o rüzgar, denizin dinginliği, başka hiçbir ses olmayışı.. Sanki bu dünyada sadece ben varmışım gibi hissettiriyor.
Zaten her şeyi mahveden insanlar değil mi?
Bazı şeylerin değişeceğine karşı olan inancımı kaybedeli çok oluyor.
Kimse değişmiyor. Tıpkı yerlerin, gökyüzünün, havanın değişmediği gibi insanlar da değişmiyor.
Onlar hep bencil.
Sevilmek istiyorlar ama sevmeyi bilmiyorlar.
Saygı duyulmak istiyorlar ama saygı duymuyorlar.
Başarı elde etmek istiyorlar ama çalışmıyor, çaba göstermiyorlar.
Her şey hazır halde öylece kucağına düşsün istiyorlar.
Oturup düşündüğümde, eski halimi, o Mark'tan nefret ediyorum sadece.
Ben severdim, çok da güzel severdim. Gözüm gibi sakınır, kendi içimde herkesten kıskanırdım. Benim olmayanı kıskanmak ne kadar mantıklı orası tartışılırdı ama hayal dünyamda mutluydum.
Orada her şey istediğim gibiydi.
Zaten ne zaman oradan çıktım, her şey sarpa sarmaya başladı.
Gerçek dünya bana göre değildi.
Yıllarca gece gündüz çalışıp yeri geldiğinde uyumadan yeri geldiğinde günlerimi bilgisayar başında geçirerek o hayalini kurduğum pozisyona gelmiştim.
Geldiğimde ne oldu?
Hazıra kondu dediler. Arkamdan konuşup yüzüme güldüler. Yeri geldi gülmediler bile. Kendi kıskançlıklarında öyle bir boğuluyorlardı ki benim emeklerimi hiçe saymışlardı kaşla göz arasında.
Beraber saatlerimi geçirip çalıştığım insanlardı bunlar.
Vakit geçirdiğim, dışarı içmeye gittiğim, iş gezilerinde eğlendiğimi sandığım insanlar.
Gözüm açıldığında yirmi bir yaşındaydım.
Ne zaman ki onlara bana davrandıkları gibi davranmaya başladım, yüz ifadeleri değişti. Şaşırdılar, ilişkilerini kestiler. Çünkü ben onlara ayna olmuştum.
Aynada gördükleri kendileriydi ama onlar bunu anlayamayacak kadar salaktı.
Onlar sadece her işe geldiklerinde binanın girişindeki LEE AGENCY yazısını görüyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beginning of the end/markhyuck ✞︎
Fanfiction"Mark." dedim adını sonunda öğrenebildiğim için yaşadığım hevesle. "Bir fikrim var." Kaşları çatılarak bana bakmıştı merakla. İçinden nerden çattım buna der gibi bir hali olsa da ben heyecanımı bastıramıyordum. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki göğ...