Yattığım yerde dönüp duruyordum ama gözüme bir türlü uyku girmiyordu.
Aklımın tamamı Mark'la doluydu sadece.
Bir yandan yeni kurmaya başladığımız ilişkimizi mahvettiğime dair kocaman bir his büyüyordu içimde. Mark'ın bir daha bana asla tam olarak güvenmeyeceği, anlatmak istese de kendini çekeceği bir izlenim yaratmıştım gözünde.
Fazla merakım yine başıma hiç güzel bir şey getirmediği gibi bela olmuştu.
Kendime o kadar sinirliydim ki ellerim titriyordu.
Diğer yandan Mark'ı düşünüyordum.
Daha önce intihar etmeye çalışması beni şoka uğratmamıştı. Sorunlarının olduğunu biliyordum ve bu sorunların yeni değil, uzun zamanlı sorunlar olduğunu anlamıştım sadece.
Beni endişelendiren kendi yaptıklarından ziyade, başkasının ona bıraktığı izlerdi.
Yaşananlar o kadar tazeydi ki gözümün önünden o görüntüler bir türlü gitmiyor, gözlerimin tekrar dolmasını sağlıyordu sadece.
Tanıştığımız ilk geceden çözdüğüm kadarıyla Mark'ın insanlara ne güveni ne sevgisi kalmıştı içinde.
Geçirdiğimiz süre boyunca bunun sebeplerinin çok daha kapsamlı olduğunu kavramıştım.
Hâlâ tam olarak her şeyi biliyor değildim. Mark'ın da bu saatten sonra bana anlatacağından şüpheliydim.
Yanımda kalması için bir sebebi yoktu, bundan sonra istediği zaman çıkıp gidebilirdi bu kapıdan.
İlişkimizi zedelemiştim. Güvenmediği birinin yanında zaman harcaması saçma olurdu.
Sıkıntıyla yüzümü ovuşturup üstümdeki yorganı çekerek koltuktan kalktım.
Bu gece de bana uyku yok gibi gözüküyordu.
Mutfağa adımlayacakken odamın önünden geçtiğimde duraksadım istemsizce. Kapı kapalıydı, içeriden ses gelmiyordu.
Mark olanlardan sonra kalkıp odaya girmiş, ardından kapısını kapatmıştı hiçbir şey söylemeden. Aradan saatler geçmişti. Muhtemelen uyuyordu şu anda.
Ağlamaktan şişen gözlerimi kaşıyıp tekrar mutfağa yöneldim.
Işığı açtıktan sonra gözlerim saatler önce yemekleri öylece bıraktığımız masaya takıldı. Hâlbuki onları hazırlarken ne güzel vakit geçirmiştik.
Derin bir nefes verip köşe dolapta duran uzun süredir yüzüne bile bakmadığım sigara paketimi aldım. Çekmecelerden birinden çakmak da bulduktan sonra ses çıkarmamaya özen göstererek balkon kapısını aralayıp dışarı çıktım.
Biraz soğuğun beni kendime getireceğini düşünüyordum.
Paketten bir sigara çıkarıp dudaklarıma yerleştirdikten sonra çakmakla yakıp derin bir nefesin ciğerlerimi yakmasına izin verdim.
Uzun zamandır içmediğim için öksürtse de ikinci bir nefesi daha çekmiştim.
Balkon demirlerine yaslanıp gözlerimi kapattım. Hava soğuktu, rüzgâr yüzüme yüzüme çarparken vücudum titremişti.
Eğer zamanı geri alabilme şansım olsaydı tam şu anda hiç düşünmeden tanıştığımız geceye geri almak isterdim.
Mark koltukta uyurken çantasına dokunmazdım bile. Sadece onun uyuyan yüzünü izlerdim. Mark'ı Mark'tan tanırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beginning of the end/markhyuck ✞︎
Fanfic"Mark." dedim adını sonunda öğrenebildiğim için yaşadığım hevesle. "Bir fikrim var." Kaşları çatılarak bana bakmıştı merakla. İçinden nerden çattım buna der gibi bir hali olsa da ben heyecanımı bastıramıyordum. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki göğ...