Gift / Minsung ✅

5^Kolyeler

Vampirler için korku çok önemli bir duyguydu. Krallar için çok mühim olmasa da prensler başa geçeceği için karşısına gelenin titremesi istenirdi. Minho ise gerçekten korkulan biriydi. Kendi ülkesinde çok sevecen ve yardımsever görünsede diğer ülkeler tebrik için bile ne gönderecklerini aylarca düşünmüşlerdi.

Perilerin ülkesindeyken Jisung sarayın en güvenli yeri denen odaya koyulmuş başına da vampirler koyulmuştu.

Periler tarafından hazırlanan gösteriyi balkonda oturmuş izlerlerken Minho için verecekleri hediye 3 katına çıkarılıp sunulmuştu.

Karşısına gelen 2 sarı saçlı çocuğa göz ucuyla baktıktan sonra asıl ilgilendiği mücevherlere baktı Minho. Kral telepatiyle kabul etmesini söyleyince gözlerini peri krala çevirip gülümseyen yüzüne karşı tebessüm etti. Bu kabul ettiği anlamına geliyordu.

Minho başındaki muhafıza doğru dönüp getirilen çocukları Jisung'un yanına götürmelerini ama Jisung'un güvenliğinin daha önemli olduğunu söylemişti.

Çok geçmeden sözleşme konusu açılmış büyük bir kağıt masaya konulmuştu. Perilerin prens ve prensesi yeni sözleşmeyi incelerken Minho sadece onları izliyordu.

"Sizinde incelemeniz icap eder prensim"

Peri kral Minho'nun yaptığını saygısızca bulduğu için bir manada uyarmıştı.

"Beni düşünmeniz çok hoş ama bu anlaşmaları ezbere biliyorum. Sizin incelemeniz için sunuldu."

Kral kendi kanından olmasa da bu çocuğu oğlu gibi görüyordu. Asil olduğu çol belliydi. Kraliyet için en uygun adaydı. Herkesin içindeki korkuyu hissedebiliyordu. Minho'ya bakarken gurulanıyordu.

Anlaşma imzalandığında vampirler perilerden aldıklarıyla kendi ülkelerine döndüler. Yaklaşık 2 hafta boyunca sürecekti bu geziler hergün 1 ülkeye gidilecekti.

Limandan indiklerinde Minho Jisung'u yanına çağırıp kraliyet arabasına onunla binmişti. Yanında gelenler ise arkalarından gelecek olan arabayla saraya götürülmüştü.

"Minho periler gemiye bindiğimizden beri ağlıyorlar senden çok korkmuşlar. Onlar adına üzüldüm"

Jisung Minho'nun yatağına yatmış yorgana sarılmış Minho'nun gelmesini beklerken konuşuyordu. Minho Jisung ile sohbet etmeyi severdi.

"Zaten benden korkmaları gerekiyordu."

"Yarın yanlarına gidebilir miyiz?"

"Gideriz."

"Yarın da gidecek miyiz başka bir yere?"

"Evet yarın meleklerin yanına gideceğiz"

"Melekler mi?"

"Evet"

"Yarın senin yanında kalabilir miyim? Çok merak ediyorum onları"

"Çok isterdim ama gelemezsin. Benden korkmaları gerek ama sen çok tatlısın"

Minho Jisung'un yanına yatıp kocaman sarıldı. Beraber uyudular. Sabahın ilk ışıklarıyla Jisung heyecanla kalktı.

"Hadi Minho kalk perilere gidelim"

Minho gülümseyerek uyandı. Jisung'un bu neşesi onun çok hoşuna gidiyordu.

Üstlerini değiştirip perilerin kaldığı odaya geldiler. İçeriye girdiklerinde ikisininde uyumadığı belliydi. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Minho'yu gördüklerinde de refleks olarak geri kaçmışlardı.

"Korkmanıza gerek yok. Size zarar vermeyeceğim."

Jisung ufak tefek olnın yanına oturup ellerini tuttu.