17^ Özür dilerim

1.5K 169 47
                                    

Jisung yine kocaman masada kendi başına yemeğini yiyordu. Yanında Felix ve Chan olsa da masaya bile oturmamışlardı. Jisung'un sancıları bebek bu kadar küçükken bile dayanılmazdı. Chan ona bu konuda yardım ediyordu. Felix ise tatlı tatlı konuşuyor. Sakinleştirici kokusuyla Jisung'un panik yapmasını önlüyordu.

Jisung önüne gelen yemeğe baktı kısaca. Hayır kesinlikle bunu yemeyecekti. Felix başka bir şey hazırlamalarını söylerken Jisung 2 aylık olmuş bebeğine baktı. Karnına bakarken her seferinden ondan özür diliyordu. 2 ay saklamak zor olmuştu. Minho pekala kilo aldığını farketmişti ama yemek yerken görmediği için çok fazla soru soruyor Jisung'u köşeye sıkıştırıyordu.

Yeni yemek masaya geldiğinde Jisung çatalını eline almışken kırılır gibi açılan kapıya döndü. Minho gelmişti ama sinirden titriyordu. Jisung iyice korkmuştu. Onun yüzüne bile bakamazken Minho Jisung'un kolunu tutup sertçe ayağa kaldırdı.

"Bana nasıl söylemezsin?!"

Jisung titremeye başlamıştı. Minho sinirle bir sağa bir sola yürürken Jisung kafasını eğmiş yeri izliyordu.

"Bana nasıl söylemezsin dedim!"

Jisung dolu gözleriyle sessizce konuştu. "Özür dilerim."

"Benim bebeğimi benden sakladın Jisung!"

Minho hala sinirliydi. "Çocuğumuzun olması yasak. Beni öldürmelerinden korktum."

"Çocuğun babası benken seni nasıl öldürsünler?! Kral benim!"

Minho yavaş adımlarla Jisung'a yaklaşırken Felix ve Chan iyice duvara sinmişti. Kralın öfkesinsen herkes korkardı.

Minho tam yanına gelmişken Jisung koluna tutundu. Zor nefes alıyor gibiydi. Yine sancıları başlamıştı. Chan ve Felix yanına gidip gitmemek arasında kalmıştı. Jisung acıyla bağırdıktan sonra kafasını eşinin omzuna koydu. Ayakta duracak hali yoktu. En azından biraz olsun yaslandı.

Minho'nun sinirli gözleri şimdi de Chan'ı buldu. Chan hızlıca yaklaşıp Jisung'un elini tuttu. Ağrısını hafifletmeye çalışıyordu. Kendi başına etkili olamadığı için Felix'i gözüyle yanına çağırdı. Jisung'un burnuna dolan koku ve elinden aldığı güçle biraz doğruldu. Ağlamaya başlamıştı bile.

Minho bu halini gördüğünde sinirden çok endişeyle kaplanmıştı. Jisung'u hemen yanındaki sandalyeye oturttu. Bir elini Chan diğer elini Minho tutuyordu. Felix ise Chan'ın hemen yanında dikiliyordu. Ortama 5 dakika süren sancılardı bunlar. Bittiğinde Jisung yorgun gözleriyle eşine baktı. "Özür dilerim."

Minho Jisung'un kafasını karnına yasladı. Şimdi yanına bir sandalye çekmesi imkansızdı. Ayakta durmak zorundaydı.

"Önemli değil bebeğim."

Minho Chan'a döndü. "Ne oluyor?"

"Efendim bebeğiniz daha çok küçük olmasına rağmen çok fazla sancıya sebep oluyor. Sarayın vampirleri bu konu hakkında konuşmuyor ama bence bebeğin yarı insan olması etkili oluyor."

Minho gözlerini kapattı. Sakinleşmek istedi. Eşi sürekli böyle acı mı çekecekti? Jisung Chan'ın elini bırakıp belinden eşine sarıldı.

"Onu bırakamam. Bütün bunlara katlanacağım. Lütfen en azından doğurmama izin verin."

Minho yere eğildi. Eşiyle aynı hizaya gelmişti. Jisung Minho'nun gözlerine bakamıyordu. Minho çenesinsen tutup eşinin gözlerinin en içine baktı.

"Çocuğumuza beraber bakacağız. Ben her şeyi halledeceğim tamam mı? Sen sadece sağlığına dikkat et."

Jisung gülümsedi. Minho devam etti. "Chan ve Felix senin yanında kalsın. Senin sağlığın daha önemli. Hiçbir şeye zorunda değilsin. Seni seviyorum. "

Jisung tekrar eşine sarıldı. Beraber yemek odasından çıkıp kendi odalarına geldiler. Jisung burda istirahat edecekti. Chan ve Felix için 2 koltuk getirilmişti. Hep yanında olmaları emri verilmişti. Jisung Minho gitmeden önce elini karnına koydu.

"Seni özledi."

Minho gülümseyerek yatağa oturdu. Karnını okşarken alnından öptü. Bir bebeği olacak olmasını hala kabullenmiş değildi. Nasıl kuralları değiştireceğini bilmiyordu. O katı kuralları bir anda bozarsa kraliyeti yıkıma sürükleyebilirdi. Jisung'a aklında dolaşan tilkileri farkettirmeden odadan çıktı. Hyunjin'i yanına çağırdı. Sabah kadar bir çözüm düşündüler.

Sabahın ilk ışıklarıyla çözümü bulmuşlardı. Minho kuralı daha da esnetecekti. Artık evlenmek ve çocuk sahibi olmak serbest olacaktı ama doğan çocuk prens sayılmayacak normal bir çocuk olarak kabul edilecekti.

Değiştirilen kural halka duyuruldu. Ardından bebek haberi. Bütün halk Minho'ya bayılırdı. Bu haberle şenlikler bile düzenlemişlerdi aralarında. Minho beklemediği tepki karşısında şaşırsa da müjdeyi eşiyle paylaştığında Jisung rahatlamıştı. Bu rahatlamayla sancılarının şiddeti bile azalmıştı.

İyice büyüyen karnıyla sarayda bir oraya bir buraya dolanıyordu. Son aylarda onu yerinde oturtmak bile zorlaşmıştı. Sarayda bir iğnenin yeri değişse 10 kişiyi kovuyor diğer 10 kişiyi dövmekten beter ediyordu. Çok sinirli birine dönüşmüştü. Ama siniri akşam olup odasına gidene kadar sürerdi. Aynanın önüne geçer saatlerce bebeğiyle konuşurdu. Eşinin gelmesini onu uyutmasını beklerdi.

Her sabah olduğu gibi sinirle kalktı Jisung. Sancılarla uyanmaktan bıkmıştı.  Bu sefer altındaki ıslaklıkla panik oldu.  Minho'yu resmen vurarak uyandırdığında Jisung için olan özel doktorlar odaya girmişti bile.

__________________________________________________

Ayayya bebiş geliyo çok heyecanlı

17. Bölüm bum

 Gift / Minsung ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin