Gift / Minsung ✅

15^Kralım

Prensin evliliğinin 8. Ay dönümü yaklaşırken vampirler için bu özel sayıda kutlama yapacaklardı. Başta dediğimiz gibi vampirler eğlencelerine düşkün varlıklardı. Her hafta ülkece kutlanacak bir şey bulurlardı.

Minho kralın yanına doğru adımladı. Kutlamaya 3 gün kalmıştı kendisinin hazırlanması gerekirdi ama hala devlet işlerini bitirememişti. Belki biraz izin istemesinde sorun olmazdı.

Minho içeriye girdiğinde sarayın baş hekimini kralın hemen yanında gördü. Ellerine bakıyordu. Minho elindekileri yanında duran muhafıza verip telaşla yaklaştı.

"Neler oluyor?"

Baş hekim kralın bileğinden elini çekti. Üzgün gözlerle genç prense baktı. "Başınız sağ olsun prensim."

Minho baş hekime dolu gözleriyle baktı. Ne demek oluyordu bu? "Ne diyorsunsunuz?"

"Kralımız uzun zamandır hastaydı. Size söylememizi istememişti."

Minho yaşlı adamı daha çok bekletmemesi gerektiğini anlayıp konuştu. "Tamam çekilebilirsiniz."

Kapı sesini duyduğunda krala sıkıca sarıldı. Cansız bedenine uzun süre sarıldı. Ağladı. Onu babası gibi görüyordu. Küçüklüğünden beri en büyük destekçisi, eşinden sonra en çok seveni oydu. Sırtını yasladığı çınar bir anda yıkılmıştı.

Kendine kızdı hasta olduğunu nasıl anlayamamıştı? Yere çöktü. Orda oturmaya devam etti. Eliyle sıkıca kralın pelerininden tutuyordu. Saraya ilk geldiği gün de böyle yapmıştı.

En son saraya gelen küçük prens ağlamaktan nefes alamayacak durumdaydı. Gözleri şişmişti bile. Kral geç gelmelerinin sebebini anlamıştı. Küçük çocuğu kucağın aldı. "İsmin ne prensim?"

Küçük çocuk konuşmadı. Sadece küçük eliyle kralın yerlere kadar uzanan siyah pelerininin ucunu sıkıca tutmuş kafasını kralın omzuna yaslamıştı. Gözlerinden yaşlar dökülmeye devam ederken kral saçlarını okşadı. "Yeni evine hoş geldin oğlum."

Minho toparlandı. Yerden kalktı. Gözlerini sildi, üzerini düzeltti. Prensin ağlarken görülmesi büyük bir skandal olurdu. Düzeldiğine emin olduktan sonra odadan çıktı.

Onu kapı da Hyunjin bekliyordu. Minho elini tuttu. Bayılmak üzereydi. Hyunjin'den destek alırken konuştu. "Babam... ölmüş."

Hyunjin şaşırmıştı. Minho'ya Jisung'un yanına gidene kadar destek oldu. Sonra kralın öldüğünü duyuracak Minho'nun kral olduğunu ilan edecekti. Tek varis oydu.

Jisung yanına gelen eşine sarıldı. Bir sorun olduğu çok belliydi. Sıkıca sarıldı. Destek oluyordu. Kenardaki koltuğa doğru yürüdü. Eşini oturtturduktan sonra kendi dizlerine çöktü. "Ne oldu eşim?"

"Kralımız..."

Jisung konuşmakta zorlandığını anladığında Minho'yu susturdu. Minho sürekli dolan gözlerini siliyordu. "Ağla." Jisung emir verir gibi konuştu.

"Ağlayamam Jisung. Bir prens ağlayamaz."

"Burda benden başka kimse yok. Ben de senin eşinim. Ağla."

Minho hiç ses çıkarmadan ağlamaya başladı. Sadece göz yaşları yavaş yavaş akıyordu. Jisung yerinden kalkıp yanına oturdu. Kafasını omzuna yasladı.

Eşinin bu halinden hiç mutlu değildi ama içini dökmesi gerekiyordu. Minho uzun süre ağladı. Hyunjin odaya girdiğinde hızlıca ayağa kalkıp arkasını döndü. Jisung ise afallamıştı.

"Kralım?"

Minho iyice gözlerini sildi. Tamamen düzeldiğine emin olduktan sonra Hyunjin'e döndü. Jisung o sırada elini tuttu. Ona destek oluyordu.

"Efendim"

Hyunjin prensin yüzüne bilerek bakmıyordu. Ayaklarına bakarken konuştu. "Hemen bir duyuru yazmalıyım kralım. Halkınıza sizin kral olduğunuzu duyurmak için"

Minho kafasını salladı. Hyunjin ile beraber odadan çıktılar. Uzun bir yazı yazdılar. Ulaklar şehrin içinde dolaşıp duyuruyu okuyacaktı.

Minho üzüntüyle babasının tahtına oturdu. Başına yeni yaptırılmış tacı getirilmişti. Her başa geçen kral ilk gününde bir fotoğraf çekinirdi. Bunun için hazırlıklar yaptırılmıştı. İlk fotoğrafta sadece Minho olsa da bir sonrakinde Jisung hemen tahtının yanına geçmiş ayakta poz vermişti.

Minho için kaldırması ne kadar zor olsa da  her şey değişmişti bile. Artık dünyaya o hükmediyordu. Kral olmuştu. Küçük gülümsemesiyle duvardaki 28. Fotoğraf olmuştu.  

Yeni pelerini getirdi.  Aynı eski kralınki gibi uzun ve siyahtı. Jisung Minho'nun beline sarıldı. Kendi olsa bunu kaldıramazdı. Minho gülümsemeye çalışarak eşinin saçlarını okşadı.

___________________________________________________