Jisung yatağından hızlıca doğrulup koşarak banyoya gitti. Midesindeki her şeyi boşalttıktan sonra dolu gözleriyle yere oturdu. Kendine ne olduğunu anlayamıyordu. Yaklaşık 1 haftadır sürekli bayılıyor sürekli kusuyordu. Sarayın doktorları vampir oluşunun etkileri olduğunu düşünüyorlardı.
Elleri titrerken bardağa doldurduğu suyu içti. Yavaşça beyaz yatağa oturdu tekrar. Minho kral olduğundan beri erken kalkıp taht odasına gidiyor devletin bütün işleriyle ilgileniyordu.
Jisung belindeki ağrıyla artık ağlamaya başlamıştı. Kendine ne olduğunu anlayamıyordu ama bu çok tersti. Yanlış bir şeylerin olduğunu hissediyordu.
Hyunjin sesi duyduğunda hızlıca içeriye girdi. Ağlayan kraliçenin yanına yaklaştı. "Efendim iyi misiniz?"
Jisung Hyunjin'e baktı. "Hyunjin, bir şeyler yanlış. Belim de çok ağrıyor. Bu sadece dönüşme olamaz."
"Tekrar doktorları çağırmamı ister misiniz?"
Jisung kafasını salladı. Tam Hyunjin kapıdan çıkacakken aklına gelenle bağırdı. "Sakın Minho'ya söyleme."
Hyunjin kafasını sallayıp odadan çıktı. Dakikalar sonra doktorlar Jisung'un odasına girdi. Ağlayan çocuğu gördüklerinde hepsi panik olmuştu.
"Efendim neyiniz var?"
"Bir şeyler yanlış. Bu sadece dönüşme belirtileri olamaz."
Doktor çantasını açıp Jisung'u tekrar kontrol etti. İşi bittiğinde ağzı bir karış açıktı. Diğer meslektaşları dahil herkesi odadan çıkardıktan sonra Jisung'un yanına oturdu. Elini karnına koydu.
"Efendim hamilesiniz."
Jisung şokla yerinden doğruldu. "Emin misin? Değilimdir. Değilsin de!"
Doktor Jisung'un yüzüne bakamıyordu. Kralların eşlerinin çocuğu olması katı kurallarla yasaklanmıştı. Bunun öğrenilmesi Jisung'un katline sebep olurdu.
"Maalesef efendim."
Jisung yerinden kalktı. "Defol! Ağzını açarsan kendimle beraber seni de götürürüm."
"Efendim ben sa-"
"Defol dedim! Kimseye hiçbir şey söylemeyeceksin!"
Doktor hızlıca odadan çıktı. Jisung ise oturmuş ağlamaya devam ediyordu. Eşinden bir çocuğu olacaktı. Aslında sevinmesi gerekirken sevinemiyordu bile. Eli karnına gitti. Özürler diledi. Onu doğuramayacaktı. Doğursa bile bir babası eksik olacaktı.
Jisung bütün gün kendini harap ettikten sonra akşama doğru uyuyakalmıştı. Minho odaya girdiğinde pekala eşinin ağladığını anlamıştı.
Sinirle odadan çıktı. Hyunjin'in yakasına yapıştı. "Jisung'un kötü olduğunu neden bana söylemedin? Ağlarken uyuyakalmış! Böyle mi öğreneceğim? Seni ne diye yanımda tutuyorum?!"
Hyunjin hızlıca konuştu. "Efendim bugün biraz beli ağrıyordu. Doktorları çağırmamı ama size söylemememi istedi. Zaten bir şey yokmuş. Kontrol eden hekim sadece biraz zorladığını söyledi. Krem vermiş."
Minho Hyunjin'in yakasını bırakıp içeriye girdi. Yatağa yattı. Eşinin ipek gibi olan saçlarını okşarken gözlerinden öptü. En çok onun üzülmemesini isterdi.
Sabah Jisung Minho'nun olmadığını düşünerek doğruldu. Ellerini karnına koydu. Gözleri dolmaya başlarken yataktaki hareketlenmeyle yanına döndü. Minho buradaydı. Jisung'un elleri titremeye başlamıştı.
Minho eşinin bu tedirgin halini anlamıştı. Onu göğsüne çekti. Jisung ise hissetiği şefkat ile ağlamaya başlamıştı. Hıçkıra hıçkıra ağlarken Minho hiçbir şeye anlam veremiyordu.
"Jisung neler oluyor?"
Jisung'un daha çok elleri titrmeye başladı. Hamile olduğunu söyleyemezdi. Hızlıca bir şeyler uydurmaya çalıştı.
"Ben çok kötü bir rüya gördüm."
Minho saçlarını okşadı. "Sakin ol bebeğim. Geçti."
Jisung daha çok eşine sokuldu. Belki de son kez ona sarılıyordu. İçinden bebeğiyle konuştu. Ona babasını anlattı. Kısa sürede uyuyakalmıştı zaten. Minho Jisung'u yatağa yavaşça bırakıp kendi de yanına yattı. Bugün kendine izin vermişti. Birazcık dinlenmek istemişti.
Yaklaşık bir ya da iki saat sonra Jisung hızlıca yataktan kalktı. Tekrar kusmuş ve yatağa dönmüştü. Minho endişeyle sordu. "İyi misin?"
Jisung kafasını salladıktan sonra bilinçsizce yatağa düştü. Her sabah olurdu. Minho bayıldığını farkettiğinde dışarıdaki muhafızlara bağırdı.
Doktorlar koşa koşa gelirken Jisung yavaş yavaş kendine gelmeye başlamıştı. Gözlerini yavaşça açtığında Minho'yu gördü. Eşini görmesiyle gülümsedi. Minho hala telaşlıydı. Gelen doktorların ağzını bıçak açmadığı için sürekli bağırıyordu.
Jisung konuşabildiği kadar konuşmaya çalıştı. "S-sakin o-ol"
Minho eşinden gelen ses karşı biraz duruldu. Onun için çok endişelenmişti. Yanaklarına öpücükler kondururken Jisung gülümsüyordu. Ta ki karnına giren ağrıya kadar. Bütün vücudu kasıldı. Jisung ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Yaklaşık birkaç dakikaya bitecekti bu sancı ama dayanması güçtü.
"Biraz yorgun düşmüş kralım. Önemli bir şey değil."
Jisung'un en sert dille uyardığı hekim Minho'ya ardı arkası kesilmeyen yalanlarını söylerken Jisung sancının bitmesini bekliyordu.
Karnındaki ağrı hafiflediğinde derin bir nefes aldı. Yerinden doğruldu. "Sevgilim?"
Minho hemen eşine döndü. "Efendim"
Jisung sevimlice gülümsedi. "Beraber kasabaya mı insek?"
Minho bu teklifi reddedemezdi. Hazırlanıp saraydan çıktılar.
_________________________________________________
Karne hediyesi yine olaylı bi bölüm yazdım. Evet.
Neyse guys umarım karneler iyidir 🔪🔪
İyi tatiller dilerim herkese❣
16. Bölüm bum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gift / Minsung ✅
FanfictionMinho'ya gelen hediyeler arasında yer alan Jisung ölmemek için istediği her şeyi yapacaktı. Her şeyi unutmasını istese bile... Mpreg Ana ship: Minsung Yan shipler: Chanlix-Hyunin Tamamlandı Bu fic tamamen hayal ürünüdür ve gerçeklerle bağlantısı y...