3^ Hediye

3.7K 391 210
                                    

Minho, efsanedeki kırmızı gözlerin sahibiydi.

Normalde mor veya pembe gözlere sahip vampirlerin içinden meydana gelecek kırmızı gözlü çocuk seçimleriyle ya vampirlerin sonunu getirecek ya da yüksek mevkilere çıkaracak derdi efsane.

Lee Minho'nun varis seçilmesi dünya da duyurulmuştu. Bütün ülkeler Minho'ya hediyeler göndermeye başlamıştı. Ama Minho'nun asıl beklediği insanlarınkiydi. Sabırsızlıkla bekliyordu.

Günlük antrenmanından çıkan Minho odasına girdiğinde bir insanla karşılaşmıştı. Aldığı kokuyla dudaklarını yaladıktan sonra hızlıca küçüğün yanına yaklaştığında karşısındaki küçük ağlayarak yalvarmaya başlmıştı. Öldürülmek istemiyordu. Buraya zorla getirilmişti. Minho kafasını küçüğün boynundan kaldırıp yüzüne baktı. Oldukça tatlıydı aslında. Kendi için çalışabileceğini düşündü.

"Bekle burada"

Minho, daha adını öğrenemedi küçüğü odada bırakıp küçüklüğünden beri olan akıl hocasına gitti. Yeni gelen hediyesini yemeden önce biraz kendi için çalışmasını istediğini söylediğinde akıl hocası onun insan olduğunu bildiği için kokusunu bastıracak bir kolye vermişti. "Bunu taksın dışarıdaki vampirler kokusunu alamaz" Minho kolyeyi alıp küçüğün yanına geri döndü.

Jisung Minho gittikten sonra yatağa oturup ağlamaya devam etmişti. Her şeyini bırakıp buraya gelmişti ve öldürülmek üzereydi. Minho tekrar odaya girdiğinde ayağa kalktı.

"Seni öldürmeyeceğim ama benim yardımcım olarak çalışacaksın"

"Ne isterseniz yaparım"

Minho arkasında sakladığı kolyeyi küçüğün boynuna taktı.

"Bunu tak ki benim olduğun anlaşılsın kimsenin seni yemesini istemeyiz."

Jisung kafasını salladı. Yapmaktan başka çaresi yok gibiydi. Buraya bu adama hediye olarak  gönderilmişti bir öğlen yemeğiyken şimdi en azından yaşayacaktı.

"Aşağı kata in orda aşçıyı sor, herkes bilir. Ona "prens Minho acilen bir melez istiyormuş" de. Sonra hızlıca geri gel"

Jisung odadan çıktı. Hem sağda hem solda merdivenler vardı. Nereye gideceğini bilmeden etrafına bakarken Minho odadan çıkıp kolunu Jisung'un omzuna attı.

"İlkinde ben götüreceğim sonra bunları sen yapacaksın"

Jisung Minho'ya bakarken Minho aşağı kata iniyordu. Aşağı kata ayağını bastığı gibi herkes durup kafasını eğmişti.

"Aşçı?"

Yaşlı adam koşturarak gelirken kafasını kaldırmamıştı. Önüne geldiğinde Minho konuşmaya başladı.

"Ya şu insanların hediyesinden ya da melezlerden getir. Çok açım"

"Nereye hazırlayalım efendim?"

"Hazırlamadan odama gönder"

Adam etrafta hızlıca koşmaya devam ederken Minho Jisung ile beraber odasına geri döndü.

"Sadece seni mi gönderdiler?"

"Hayır. Birkaç kişi daha vardı galiba ama gözlerim kapalıydı göremedim"

Minho kafasını sallayıp işine döndüğünde Jisung ne yapacağını bilemeyip yatağa oturdu. Elleriyle oynuyordu.

İçeriye titreyen adımlarla biri girdiğinde Minho gülümseyip Jisung'a çıkmasını söylemişti.

Uzun süre sonra kapıdaki korumalar içeriye girip her yerinde ısırık izleri olan az önce odaya giren kişiyi çıkardıklarında Jisung içeriye girdi. Minho ağzını siliyordu. Onun neler yapabildiğini gördüğünde daha çok korkmaya başlamıştı.

 Gift / Minsung ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin