❃hide from heaven what hell knows

397 40 23
                                    

Ra geldi çiçeğim, çok özledim.

Umarım iyisindir, kendine çok dikkat et. Seni seviyorum. 

İyi okumalar, okurken umarım düşüncelerini benimle paylaşırsın, sabırsızlıkla bekliyorum. xx

Smeraldo çiçek olmayan bahçeye hapsolduğunu fark eder,

Çocuklar için ayarladığım evin dışında bir tarafı dağ yokuşu diğer tarafı sık ağaçlarla çevrili karanlık alana bakarken tam da olması gerektiği gibi düşündüm. Karanlık ruhum için biçilmiş bir kaftan olan sık orman ve sonunu istesem de karanlıktan göremeyeceğim bu yer beni güvende hissettiriyordu. Burada kimse bana saldıramazdı, kendimden başka. Üstüme bir şey almadan nefes alma amacıyla karanlığa atmıştım kendimi.

İçeride gülen eğlenen ve aydınlıkta olan yüzler benim nefes almamı hep zorlaştırmıştı. Ben Frezya'ya hep bu yüzden diyordum, ben aydınlıkta soluklanamazdım. Alışık olmadığım mutluluk bile beni deli gibi boğarken uzun sürmeyeceğini düşünmek mutluluk tatmamış damağımda acı tat bırakıyordu. Ben aydınlığın insanı değildim, karanlıkta büyüsem de karanlıktan nefret etmemiştim hiçbir zaman. Korkutmamıştı da beni ama aydınlık beni çok ürkütüyordu. Aydınlıktaki gülen yüzler solabilirdi, ışık sönebilirdi, insanlar gidebilirlerdi. Karanlıkta gülen yüz yoktu, neşe aramamıştım en başından zaten, sönecek bir ışık yoktu, insanlar yanından gitse de karanlıktan fark etmezdin. Kullanmasını bildiğin zaman seni çelik gibi güçlü yapardı, senden bir şey istemezdi, sana her şeyini verirdi.

Gözlerimin önüne güneş tenine değince sevinçten sağa sola koşturan, ışıkları avcuna bıraktığım zaman o ışıktan daha parlak gülen ışık çocuk gelince bakışlarımı ayaklarıma indirdim. Onun sayesinde aydınlığa katlanıyordum. Aydınlıktan ürksem de onun güneş değen teninden izlemiştim ben dünyayı, nasıl dayanmazdım ki? Parlayan göz bebekleri beni bulduğu an karanlığı arkamda bırakmıştım zaten, küçük bir beden hayatımda hiç kaldıramayacağım kadar ışık saçmıştı. Salonda hala sarmaş dolaş oturup salak saçma şeylere gülerlerken her geçen gün şükretmeyi öğretmişti bana. Jimin belki farkında değildi ama etrafındaki herkesi aydınlatıyordu.

Ağaçların ardından kan ter içinde çıkan Gardenya'ya uzaktan dikkatlice baktım. Son turunu koşuyordu ve cebimde sakladığım yumruklarımı sıkarken yapacağım konuşma için sakin kalmaya çalışıyordum. Ellerini dizlerine koyup bir süre soluklandıktan sonra alnından süzülen terleri tişörtüyle silmişti. Aslında içimden daha acımasız şeyler söylemek geçse de sadece klasik koşuyu yapmasını söylemiştim çünkü Yoonji'yi üzmek istemiyordum. Daha da sakinleşince bana doğru adımlamaya başladı. "Hayırdır, kaytarmadığımı görmek için mi beni izliyorsun yeni patron?" Yanıma gelirken bağırmasıyla kaşlarımı kaldırdım. Bana takıldığının farkındaydım ama 001'in yerine geçmiş iması yapılması açıkça beni rahatsız etmişti.

"Konuşmamız lazım Seok." Net ve tok sesimi işittiği gibi kafasını sallamıştı ve aramızda çok gergin bir sessizlik oldu. Ne hakkında konuşacağımı elbet biliyordu ama ben konuşacağım konunun ne kadar hassas olduğunu bildiğim için doğru ifadeler seçiyordum aklımdan geçen binlercesinin içinden. "Yoonji ile bağımı en iyi sen biliyorsun, verdiğiniz karar hakkında konuşmak istiyorum. Kazara mı oldu?" Altında hiçbir kötü ima barındırmadan sadece merakımdan sormuştum. Henüz evli olmadıkları için yakın gelecekte bir çocuk sahibi olacaklarını düşünmemiştim. Ta ki önüme hastane raporu gelene kadar.

"Evlilikten sonra böyle bir planımız vardı, gerçi evliliği bile hemen düşünmüyorduk. Ama hesapta olmayan bir durum bu evet..." Başımı salladım sakince, karışmaya bir hakkım yoktu. Yoonji sevdiği biriyle gelecek kurmayı, çocuk sahibi olmayı elbette isteyebilirdi fakat bizim gibi insanlar söz konusu olunca bu basit hayaller imkansız seviyesindeydi. Morallerini bozmak istemediğim için şimdilik ne gibi bir planları olduğunu öğrenip onları desteklemekti amacım. Düşününce tek planlarının uzaklaşmak ve mutlu bir hayat kurmak olacağını biliyordum.

smeraldo | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin