Uzun bir süre ardından uzun bir bölümle Ra geldi. Umarım sıkılmazsın çiçeğim... Sadece uzun bir süre daha olmam diye düşünüyorum. Kendimi toparlamam gereken bir süreç var, burada olmaya çalışacağım yine de.
Senden sadece tek bir isteğim var. Bu kadar uzun bir bölümle gelmişken düşüncelerini lütfen benimle paylaş, iyi hissettirdiği için sanırım istiyorum bunu senden.
İyi okumalar, çiçeğim.
Smeraldo
Silahın namlusunu avizeye çevirdiği andan itibaren gözlerim Jimin ile aramdaki mesafeyi, avize ile tavan arasındaki mesafeyi hesaplamaya başlamıştım. Kısa süre sonra fark ettiğim şey ile omuzlarım düşmüş ve ağzımı aralamışken Jimin'e kaçmasını söyleyemeden ortalığa atılan sis bombası ile silah sesi aynı anda beynimde yankılandı.
Kendimi hızla öne atarken Jimin'i kurtaramayacağımı biliyordum. Ama olabildiğince hızla ona ilerleyip itekledikten sonra üstüne düşmüştüm.
Avize üstümüze düşecekti.
Her şey yavaşlamıştı benim dünyamda, gözlerimi sıkıca kapattım ve içimden sayıklamaya başladım. Fazla sürmedi, sırtımda hissettiğim yakıcı bir hisle dişlerimi sıktım. Dış dünyaya dair hiçbir şey duymuyordum. Üstümdeki ağırlıkla sıktığım gözlerimi,bağrışmaları veya başka bir şeyi, umrumda değildi.
Cam parçaları batabilirdi, sırtım ne yaralar görmüştü. Ama hiç biri Taehyung'un gözündeki çaresiz alevler, Jungkook'un bir şey yapmadığı halde gördüğü muamele ya da Yoonji'nin yerdeki saçlarına bakışı kadar canımı yakamamıştı. Bedenim çok yara almıştı fakat her zaman canımı yakan sevdiklerime olanlardı.
Aslında doğru tabir bu değildi, doğru olan sevmeye çalıştıklarımın sevdiklerimin canını yakmasıydı.
Kendime yeni yeni gelirken acıyla kasılmıştı bütün vücudum. Gözlerimi korkakça biraz araladım ve Yoonji'nin baş ucumda bağırarak ve ağlayarak bir şeyler dediğini zorlukla seçmiştim. Jimin'in başına doladığım kollarımdaki güç çekilirken kendimi zorladım. Gözlerimi daha fazla araladım, avizeyi sislerden tam göremesem de büyük ölçüde kaçtığımızı fark etmiştim. Büyük ihtimalle avizenin yan,en dış kısmındaki kristaller şu an sırtımdaydı.
Vücudumun bir kısmı Jimin'in üstündeyken tartmaya çalışıyordum,sol tarafından onu itmiş olmam lazımdı. Kalbini korumam gerekti, şu an üstünde uzandığım minik hareketsiz bedenin kalbini kristallerden korumam lazımdı. Eğer koruyamadıysam bu benim hayal edebileceğim bir şey olamazdı.
Sağlık görevlileri salona doluşurken bir süre geçmiş olmalı diye düşündüm. Şokla başımda olan Taehyung, Yoonji'yi sakinleştirmeye çalışırken Hoseok bağırarak telefonda emirler yağdırıyordu. Sesleri net duyamıyordum, gözlerimi fazla tutamadan acıyla kavrulan bedenimin beni bir karanlığa çektiğini hissediyordum. O karanlığı hiç sevmiyordum çünkü bir başıma kalınca düşüncelerim beni rahat bırakmıyordu. Geçmişim üzerine zihnim bana sürekli hatırlatmalar yapıyordu. Bu yüzden gözlerimi aralamayı tekrar denedim.
Hala etrafımda olanlardan kopuktum. Acı bütün hücrelerimi uyuştururken gözlerim doluyordu. Çektiğim acıdan değildi bu, en büyük zararları ya öz annemden ya da öz babamdan aldığımdandı. İnsanın canı elbet yanardı, insan düşer ve dizini kanatırdı ki bu olacak olan en doğal şeydi.
Fakat insanlar için öyleydi, robot gibi davranılanlar için değil. Ben yere oyun oynarken veya sakarlıktan hiç düşmemiştim, hep sempati duyduğum veya rol modeli olarak seçtiğim kişilerce düşmem için çelme takılmıştı. Düşe kalka öğrenirdi insan ama bana bu ayrıcalık tanınmamıştı, kendi başıma düşmeme izin verilmemiş itildikçe en kötüleri görerek başlamıştım, yaraları dizlerime sarılırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
smeraldo | yoonmin
Fanfic"Smeraldo, çiçek açacak. Ruhumda ya da toprakta, kim bilir belki de alevlerin arasında." x [taekook + namjin]