Yoonji kolumdan beni sürüklerken birden durdu ve gözlerini bir yere kenetleyip oraya dikkatle baktıktan sonra dudağının bir kenarı hafifçe yukarıya doğru hareket etti.
Tehlikeli bir süzüşten sonra elini bağladığı saçlarına attı. Tek hareketle uzun kömür karası saçlarını serbest bıraktı. Kafasını usulca iki tarafa sallayarak dağıttıktan sonra bana dönüp tek gözünü kırptı. İnci gibi gülümsemesi ona öylece bakmamı sağlarken kıkırdadı ve ilk başta baktığı yere bir daha bakıp beni sürüklemeye devam etti.
"Jiminie, önce sana benim tarzımda bir şeyler ayarlayacağız ve ilk eğitim deneyimini kazandıracağım. Daha sonra oturup konuşacağız." Bana bakmadan cebindeki kartı okutmasıyla bir koridora girdik. Daha sonra başka bir odaya.
Geniş ve çeşitli dolapların oluşturduğu büyük odaya gözlerimi büyüterek bakarken o takmayıp ıslık çalarak dolapların her birini açıp kapattı. Sonrasında yanıma ulaştı ve vücuduma şöyle bir bakış attı. Birden ellerimi vücuduma dolamak istedim çünkü çıplakmışım gibi beni süzmesi rahatsız hissettirmişti.
"Üstündekileri buraya koy ve şu askeri botlardan ayağına uygun olanı seç." Eliyle önce bir dolabı sonrasında ayakkabı raflarından ortadakini göstermişti.
Elindekileri bana uzattıktan sonra gülümseyerek giyinmemi söylemiş ve odadan çıkmıştı. Ben ise bu büyük yerde tek kaldığım için gerilerek kül rengi dizleri yırtık pantolonu hızlıca giyindikten sonra siyah salaş tişörtü de fazla incelemeden giymiştim. Elimdeki gri kot ceketi koluma asıp ayakkabımı seçmiştim.
Dediklerini tek tek yaptıktan sonra dağılan saçlarımı düzeltirken birden Yoonji'nin çıktığı kapı değil de başka bir kapı açılınca şaşkınlıkla o kişiye bakmıştım.
Sanki burada olduğumu bilir gibi bir hali vardı ve beni süzdükten sonra soğukça gülümsedi. Şapkasını çıkararak lacivert saçlarını dağıttıktan sonra"Hiç de fena değilsin," dedi ve etrafımda bir iki tur attı. Tam ağzını açmıştı ki içeriye giren Yoonji ile kıkırdayarak benim giysilerimi koyduğum yeri açıp ceketini bıraktı.
"Bu çaylak av olmasın burada, Spatifilyum?"Tişörtünü çıkarırken dolaba dönük bir şekilde konuştu. Çıplak sırtını görmemle kafamı başka yere çevirip konuşmalarının bitmesini beklemeye başladım.
"Av olmak için, bir avcı gerekir Hoseok. Yani şu anda güvende."
Ayağıyla kapıyı açtıktan sonra alaycı gülümsemesiyle beni de dışarıya çekiştirmişti. Ne demişti Yoonji'ye? Spa-bilmem ne?
"Sana ne dedi o çocu-" Birden kahkaha atarak boş koridorda bana dönen kız ile bir iki adım geriledim.
"Lanet olsun çok havalıydım! Bunu kaç kere denedim haberin var mı! Tam bir Yoongi gibiydim!" Sevinçle havaya yumruk atmayı bıraktı ve Yoongi adını ağzına alınca düşen modunu kurtarmak adına çıktığımız açık havadan derin bir nefes aldı.
"Jimin, eğitime başlayacaksın biliyorsun değil mi? Biraz önce girdiğimiz yer soyunma odasıydı. Burası eğitim alanı, bir iki merkez daha var ama pek bir karmaşık yanları yok. Asıl karmaşık olan onlara ulaşma yolları. Koridorlar, geçitler ve sikik birden fazla kapısı olan yerler...Zamanla hepsini avucunun içi gibi bilirsin merak etme."
Soluksuz devam ederken bir grubun olduğu yere geldiğimizde geçenki iki çocuğu görmemle tanıdık yüzler beni, neden bilmiyorum rahatlatmıştı.
"Tae, Yoongi ceza parkurunda. Kook ile beni takip edin." Onun birden sert çıkan sesi ile hız kesmeden yürümeye devam etmesi bu geniş alanda nereye gittiğimizi merak etmemi sağlıyordu. Ayaklarımızın altında ezdiğimiz çimlere üzüntüyle bakarken birden durduğumuz yerde atış poligonları gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
smeraldo | yoonmin
Hayran Kurgu"Smeraldo, çiçek açacak. Ruhumda ya da toprakta, kim bilir belki de alevlerin arasında." x [taekook + namjin]