Mimoza'dan,
Bir aileye sahip olmak güzel bir şey olsa gerekti. Önümdeki minik şeyi izlerken saçma bir şekilde bunu düşünürken bulmuştum kendimi. Güvende hissettirmeli, sevgi dolu ve belki de huzurlu hissettirmeliydi. Yoksa Jongin ve Kyungsoo neden hareketli yaşamlarına bu minik bedeni dahil etsinlerdi ki?
Yanlış anlaşılsın istemem, ben aile özlemi falan çeken biri değilim. Ya da saçma bir acı duymuyordum bu durumdan. Baştan beri olmayan bir şeyin boşluğu veya özlemi olmazdı.Hiç bir anne veya baba boşluğu hissetmemiştim. Elbet yanımda birilerini hissetmek istediğim zamanlar olmuştu ama bunu anne veya baba boşluğu olarak adlandıramazdım. Ben kendimin anne ve babasıydım, başkalarına bu anlamda ihtiyaç duymaz veya saçma bir şekilde ağlayarak onları özlediğimi söylediğimi hatırladığım bir tarih yoktu.
Sırıtarak minik yumruklarıyla gözlerini ovalayan çocuk sadece merak duygumu kabartmıştı. Sahi, nasıl olurdu onun gibi bir şeye sahip olmak ya da bir eşe sahip olmak?
İşte şimdi özlemi net hissediyordum.
Ben bir Anemon'a tutulmuştum.
Ama o bana tutunmamıştı pek.
Kendini sürekli korumaya alırdı geceleri ve soğuk olduğu zamanlarda, taç yapraklarını kendine siper edip içe kapatırken. Kırılgandı ama buna rağmen çok kırılmıştı. Kimse onun kırılgan olduğunu görmemişti, zaten iyi de saklardı inatçı şey.
"Kook Amca! Bitti!" Bana uykulu gözlerini büyütüp bakan çocuğa yardım etmiş ve ellerini yıkaması için belinden tutup kaldırmıştım. Salonda benimle hiç konuşmadan Sooin'in pijamalarını değiştirmesine yardım eden Taehyung beni aşırı geriyordu. Günlerden sonra sessiz sedasız yanımda durması ne yapacağımı şaşırtıyordu.
Belki mutlu olmalıydım ama onu böyle bir dönemde kırarım diye ödüm kopuyordu. O odaya kapatıldıktan sonraki hallerini bir ben bilirdim. O videoda geleceği bir film şeridi gibi kurgulanmışken düşen gözyaşlarını sadece ben bilirdim. Kendine güveninin nasıl parçalandığını ve korkularının nasıl yüzeye çıktığını aşama aşama sadece ben bilirdim.
Suyla oynamaya başlayan çocuğu görünce fazla daldığımı anlayıp onu aşağıya indirerek musluğu kapatmış ve elime aldığım havlu ile minik ellerini kurulamıştım. Genelde sessiz bir çocuktu, biraz konuşması için etrafa alışması gerekiyordu. Kollarını bana doğru uzatırken gülümseyerek onu kucağıma aldım ve uyuması lazımdı, bunun için de peluş dinozorunu valizinden almak için koridora saptım.
Yoongi Hyung'un odasının kapısını görmemle yüzüme şeytani bir gülümseme yerleşmişti. Namjoon ve Seokjin Hyung'u aramıştım ama işleri uzadığı için buraya gelmeyi ertelemişlerdi. İkisinin de birden ortadan kaybolmasının bir görev süreci üstünde fazla dikkat çekeceğinden gelmek için zaman kolluyorlardı. Odaya Namjoon ve Seokjin Hyung geldi diye dalmamsa sadece ne yaptıklarını merak ettiğimdendi. Odaya bahanesiz giremezdim ve ilk aklıma gelen şeyle dalmıştım.
Gördüğüm manzara beni oldukça tatmin etmişti çünkü Jimin Hyng'un boynunda küçülen Yoongi Hyung kesinlikle görmek istediğim bir sahneydi.
Smeraldo'yu uzun süredir tanırdım. Buraya geldiğimden beri hep çevremdeydi, fazla göze batmamaya çalışırdı ama herkes 001'in oğlu olduğunu bildiği için istemsiz dikkat çekerdi. Üstüne bariz titrediği tek kişi Yoonji'ydi. Genelde tek çalışırdı, biriyle çalışmayı pek sevmezdi.
Sonradan onunla ilgili bir sürü şey öğrenmiştim. Hoseok Hyung onun değer verdiği yegane şeylerdendi, sonra Taehyung. Ona çok şey katmış ve yardım etmişti. Bana gelirsek, benden nefret ettiğini düşünürdüm hep.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
smeraldo | yoonmin
Fiksi Penggemar"Smeraldo, çiçek açacak. Ruhumda ya da toprakta, kim bilir belki de alevlerin arasında." x [taekook + namjin]