İşte buradayım çiçeğim.
Olayları toparlamaya adım attığım bir bölüm ama içime sinmedi çünkü yavaş yavaş heyecanımı yitirdiğimi çok korkarak söylüyorum. Yarım bırakmak istemiyorum asla bu kurguyu ama bilmiyorum gittikçe batırıyor gibiyim, kendim de batma yolundayım zaten. Kızma bana çok bunun için.
Sakin bir bölüm var karşında ama diğer bölümler için aynısını diyemeyeceğim, kaossever yanım rahat durmuyor.
Ve ben saçlarımı kestim, çiçeğim. Pişmanlıklarıma kadar diye düşündüm ama biraz ileriye gittim, hayallerime kadar kestim.
Kendine ve hayallerine iyi bak ve seni hep sevdiğimi bil, Ra bazen çok anlaşılmaz oluyor değil mi? Boşver boşver, yine burada düşüncelerini belirtmeni bekleyeceğim. Hadi okumaya geç sen.
Ra'nın gözünden Smeraldo ve Spatifilyum,
Onu kolundan ormanlık alanın içine doğru çekiştirmeye başladığından beri Smeraldo asla durmadan kararlı adımlarına devam ediyordu. Bastığı nemli toprak, Smeraldo'nun tutuşundan kurtulmak için yere sürtüp çırpınan kızın spor ayakkabılarını batırırken ormanın daha da derinliklerine ilerleyip Kör Ev'i geride bırakıyorlardı. Bir aydır ortada olmayan Yoongi eve geldiği gibi tek kelime etmeden ve herkesin gözü üzerindeyken artık kısa saçlı olan kızı buraya sürüklemeye başlamıştı. Bağırarak ona olan öfkesini kusuyordu kız, çırpınıyordu kurtulmak için.
Öfkesi bu kadar uzun süre olmaması ve geldiği an ona göre anlamsız gelen bu hareketleriydi. Onu çok özlemişti, onu herkes çok özlemişti, eh en çok da Frezya. Kaşlarını çatmış, siyah saçları uzamış uçları da dalgalanmış, sakalları çıkan dağınık duran çocuk ağaçlar arasında nereye gideceğini çok iyi bilen adımlar atarken kız kardeşinin öfkesinden zerre etkilenmemişti çünkü onu ondan iyi tanıyordu.
Kapalı hava yanında esen sert denecek kadar rüzgar deri ceketinin önü kapalı olamadığı için iki yana açılıyordu. Soğuk olması düşündüğü bir husus değildi ve yüzündeki iyileşmiş yaralar yenilerini bekler gibi sızlıyordu soğuktan. Biraz daha aceleci adımlar attıktan sonra istediği açık alana gelmişlerdi. Sonunda Smeraldo bıraktı bembeyaz yüzü sinirden ve soğuktan kızaran kızı. Bir iki adım uzağa gitti ve yüzünü ona çevirmedi, sırtına sert gözlerle bakan kız sertçe saçlarını karıştırdı ve sakinleşmek için derin bir nefes aldı.
"Yoongi neden gittin ve şimdi birden beni buraya sürüklüyorsun? Ne halde olduğumuzu görmüyor musun? Hiç mi özlemedin bizi?" Cevabını alamadığı soruları soran kız gittikçe konrolü kaybettiğini biliyordu ama durmak da istemiyordu.
Şu an onunla konuşmaya çalışmak çok tanıdık gelen bir hissi hatırlatmıştı. İçinde rahatsız olacağı, uğursuz şeyler vardı. Kör evdeki siyah panjur gibiydi söyledikleri, dışarıdan bakınca fark edilmiyordu. Evin içerisinde panjur veya gizli pencere olmamasına rağmen dekor olarak takılan perdeler gibi hissetti kendini bir an. Perdeler açıldığı an koyu duvarla baş başa kalıyordu insan, ışığı beklese de nafileydi. Cevap alamadığı gibi kimse alakasız perdeleri ve panjurları Yoongi'nin karanlık ruhu gibi sorgulamayacaktı.
Sabah kalktığında boş duvara açılan perdeyi çekip ışık var gibi davranmaya devam edeceklerdi. Peki ya başka yerdeki panjur açıldıysa?
"Kaçarak iyileşeceğini sanan korkağın tekisin! Jimin'in yüzüne bile bakmadan beni buraya sürükledin! Amacın ne senin, yine ne peşindesin!" Ellerini beline koyarken her şeyin o kararı öğrenmeleriyle başladığını fark etti. Jimin'in meclise sunduğu dosya asla tahmin edemeyecekleri maddeler içeriyordu. Özenle üstünde düşünülmüş cümleler bunu çok önceden tek başına planladığını kanıtlar niteliktedir. Siyah duvar panjurlarla beraber soluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
smeraldo | yoonmin
Fanfic"Smeraldo, çiçek açacak. Ruhumda ya da toprakta, kim bilir belki de alevlerin arasında." x [taekook + namjin]