Yoongi'nin dolan gözlerini görünce elinden tutup lavaboya doğru koştum. Kuyruğu ve kulaklarının çıkması olası en kötü durumlardan biriydi evet, ama neden ağladığını anlayamamıştım. Tuvaletin boş olmasına şükrederken arkamızdan kapıyı kilitledim.
"Yoongi neden ağlıyorsun? Tamam sorun yok, bak kimse görmedi."
"C-canım ac-ıyor..."
Gözlerim, kalçasının üstünü tutan ellerine kaydığından bedenini ters çevirip oraya baktım. Kuyruğu çıkmaya çalışıyordu ama şortu yüzünden çıkamadığı için o kısım kızarmıştı. Geri bana dönmesini sağlayıp ellerimi yanaklarına koyarak göz yaşlarını sildi.
"Güzelim rahatla, şortunu çözeceğim şimdi. Kuyruğunla kulakların çıkabilir. Tamam mı, ağlama lütfen." şortun iplerini çözüp belinden sıyırdım birazcık. Ağlaması iç çekişlere dönerken rahatladığını belirten sesler çıkartıp alnını göğsüme yasladı. Canı kim bilir ne kadar yanmıştı...
"Daha iyi misin?" burnunu çekip başını kaldırdı. "Evet sahip. Ama kuyruğum çıktı ve eski halime dönmem gerek. Böyle görmemeliler beni." dudağımı ısırıp onu bir kabine soktum. "Üstündekileri çıkart ve düzenlice kapının arkasındaki askıya as. Ben Taehyung'u alıp geliyorum. Kapıyı kimseye açma." başıyla beni onayladığında çenesini okşayıp çıktım tuvaletten. Tek başına oturan arkadaşımın yanına vardığımda masanın başında dikilmeye başladım.
"Taehyung, gelsene bi' sana açıklamak yerine göstereceğim." kaşlarını çatıp bakışlarını alt bölgeme indirdiğinde aynı anda yüzümüzü ekşittik. "Saçmalama salak! Yoongi'yi göstereceğim," kulağına yaklaştım. "kedim olduğunu ispatlayacağım." ayağa kalkıp peşimden gelirken, her ne kadar göz devirse de merak ediyordu ve benim böyle saçma bir yalan uydurmayacağımı biliyordu.
Tuvalete girdiğimizde tam o sırada biri çıktı. Kaşlarım endişeyle çatılırken Yoongi'yi sakladığım kabinin kapısını tıklattım. "Gi, biz geldik kapıyı aralar mısın? Tae sen de şu kapıyı kilitle de başkası gelmesin." dediğimi sorgulamadan yapıp geri bize döndü. O sırada da Yoongi kapıyı açıp başını uzattı aradan.
"Sahip ben çıplağım. Bana demiştin ki, özel yerlerini benden başkası görmesin." dediklerimi aklında tutup ona göre davranması hoşuma giderken saçının kakülünü okşadım. "Tae, zaten konuşmalarımızdan anlamışsındır Yoongi'nin normal bir insan olmadığını. Tekrar kedi formuna dönmesi gerekiyor çünkü kuyruğu ve kulakları çıktı. Kulaklarını göster Gi." sırıtarak Taehyung'a bakıp kulaklarını salladı. Tae inanamaz bir şekilde bakarken kapının arkasından kuyruğunu da salladı.
"Şimdi Yoongi kedi haline dönmek zorunda. Ondan sonra tamamen inanırsın bence. Hadi Yoongi, kapıyı kilitlemeden dönüş." miyavlayıp kapıyı örttükten birkaç saniye sonra alttaki boşluktan geçerek yanımıza geldi. Tüylü bedenini kucağıma alıp başının üstünü öptüm.
"Bak, inandın mı?" Taehyung'a döndüğünüzde şok içinde Yoongi'ye bakıyordu. Birkaç dakika boyunca bunu yaptığında gerçekten şoke olduğunu anlamıştım. En sonunda titreyen elini kaldırıp parmağıyla Yoongi'yi işaret etti. "P-peki nasıl geri insan oluyor?" hayır ya, bu soruyu sormak zorunda mıydı?
"Buna ben de hâlâ inanamıyorum ama benimkine değince değişiyor." beklemediğim bir tepki verdi ve "Ne?" diyerek kahkaha atmaya başladı. Ne vardı bu kadar gülünecek ki? "Tae tamam gülme bu kadar." gülmeyi kesip çenesiyle kucağımdaki kedimi işaret etti. Ne bu ciddiyet ya? "Tamam, tekrar insan yap onu hadi, bekliyorum." başımı sallayıp kabine girdim. Artık ikna olmalıydı.
"Yoonie, hazır mısın? Bekle bir saniye." kapalı klozet kapağının üzerine küçük, yumuşak tüylü bedenini koyup kemerimi çözdüm. "Dur bi' saniye utandım." arkamı dönüp nefeslendikten sonra tekrar ona döndüm. Utancımı içime atmaya çalışırken pantolonla beraber iç çamaşırımı da indirdim. O da hızlıca ve hafifçe dokunup eski beyaz tenli insan formuna döndü. Ama tabii ki çıplaktı.
Hızlıca kendim giyinip Yoongi'yi de giyindirdikten sonra kabinden el ele çıktık. Taehyung omuzlarını düşürmüş Yoongi'ye bakıyordu. "Sende bir gariplikler olduğunu biliyordum ama... bu kadarını beklemiyordum. Peki şimdi ne olacak? Sevgili misiniz? Jungkook'un üstünde büyük bir etkin var." gözleriyle ellerimizi işaret etti.
Yoongi de benim vereceğim cevabı merak edip bana döndüğünde sevimliliğine gülümsedim. Elinin üstünü başparmağımla okşarken cevapladım. "Bir şeyler var ama o kadar da değil. Sevgili falan değiliz Tae, kedim o benim." Yoongi'nin yüzü hızla düşmüş ardından dudaklarını büzmüştü. Hatta elimi bırakıp Tae'nin göğsüne yaslandı. Her türlü ikimizden de kısa olduğu için boyu göğüs hizamıza geliyordu.
"Tae, okşasana beni. Sahip beni o kadar sevmiyormuş. Oysaki ben onu çok seviyorum. Küstüğümü söyle ona."
***
-Tae'yle çok eğleneceğiz guys kdkfkdkfldkdls
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Private Cat - {YoonKook}
FanfictionJungkook elini cama koydu, kediye dokunabilme arzusuyla. Tarçın gözlü kedi bir camdaki ele bir de liseli gence baktıktan sonra ağır hareketlerle patisini kaldırıp, Jungkook'un elinin hizasına koydu. Jungkook o an içinden geçirdi: Bu kedi benim olmal...