"Anne! Baba! Hoş geldiniz! Erken gelmekle ne kadar iyi yaptınız. Ben de sizi çok özlemiştim."
Bağırarak konuşma sebebim, Taehyung'un bizi duyup Yoongi'yi saklamasıydı. Bunu anlamış olacak ki ben onlara sarılırken hızlıca benim odama geçtiler. Annemlerle görüşüp Taehyung'un da burada olduğunu söyledikten sonra ben de odama geçtim. Tae yatakta camış gibi uzanırken Yoongi etrafta yoktu.
"Tae, Yoongi nerede?!"
Dolabın içine falan bakarken çalışma masamın altından miyavlama sesi geldi. Bakışlarımı o tarafa döndürdüğüm sırada da kedi formundaki Yoongi'mle karşılaştım. Endişem uçup giderken yumuşak tüylü bedenini elime aldım.
"Eski haline döndüğünü niye söylemiyorsun aptal? Öldüm meraktan." ben de yatağa oturup sırtımı duvara yasladıktan sonra Gi'nin karnına yüzümü gömüp öptüm orayı. Ohh, yumuşak ve güzel kokuyordu. Tüylerini okşarken Tae'nin sorusuyla afalladım.
"Eğer Yoongi'yi gerçekten kedin olarak görüyorsan aynı davranışları neden insan formundayken yapmıyorsun?"
"Tae böyle saçma sorular sorma."
"Saçma değil. Cevapla hadi."
"Çünkü o sırada insan oluyor. Bir insana nasıl kedi muamelesi yapayım?"
"Yoongi'den etkileniyorsun ve eğer aynı davranışları insan bedenine yaparsan kendini tutamamaktan korkuyorsun değil mi?"
Sikeyim yakın arkadaşlığı ya. Cevap vermeme fırsat kalmadan kapı çaldı. "Git kapıyı aç yemekler gelmiştir. Sen ödüyorsun annemleri ödemesine izin verme. Bir de gelirken buzdolabından kolayı da getir." oflayıp, söylenerek odadan çıktı.
"Hayır yani anlamıyorum doğruları söylüyoruz yine suç." aptal. Yoongi hepsini duydu şimdi. İnsan olduğunda ve sorduğunda ne diyeceğim şimdi? Bakışlarım göğsümde uyuya kalmış kedime döndüğünde gülümsedim. Çok sevimliydi. Burnunun ucundan öptüm. Gözlerini kırpıştırarak açtığında gülümsedim.
"İyi ki benim kedimsin."
Miyavlayıp çenemi ve dudaklarımı yalamaya başladı. Kahkahalarımın ardında durdurmaya çalışıyordum onu. Sonra kendi kendine durup parilerini benim aletime bastırdığında ne yapacağımı şaşırdım. "N-ne yapıyorsun Yoongi?" miyavlayarak anlatmaya başlayınca gülüp durdurdum onu.
"Bekle kağıda yaz." onu kucağımdan indirip defter ve kalem getirdim. Kendim alfabeyi yazıp defteri onun önüne koydum. Daha rahat anlatabilirdi. Öyle de olmuştu. "Tekrar insan olmak" yazmıştı. "Üzgünüm Yoongi ama bir süre böyle kalsan daha iyi olur. Annemler evde ve insanken ne zaman kedi formuna dönüşeceğin belli olmuyor." kulaklarını eğip geri kucağıma çıktı.
Bu sırada da içeri Taehyung girdi. "Çabuk ye! Soğumadan yiyelim. Hadi hadi!" elindeki poşetin içinden yiyecekleri çalışma masama çıkartmaya başladı. "Lan ne duruyorsun gelsene! Bir boka benzemeyecek bak." kıkırdayıp Yoongi'yi yatağa bırakarak Mozzeralla çubuklarından yemeye başladım. Tanrım şu peynire bayılıyorum.
Yoongi masanın üstüne zıplayıp yiyecekleri koklamaya başladı. Sonra bana dönüp miyavladı. "Taehyung, Yoongi'ye böl köftenden." ağzı doluyken bana çemkirdiğinde göz devirip ben kendiminkinden verdim. Başta tekrar koklayıp, yaladıktan sonra yedi. Beğendiğini miyavlayarak dile getirdiğinde güldüm. Hamburgerimden ısıracakken köfteyi böldüğüm parmaklarımı yalayınca kıyamayıp tüm köfteyi ona verdim. Dayanamazdım ki ben ona.
"Harbi malsın Jungkook. Benimkine dokunamazsın."
"Aman, seninkine kalmadık." hamburgerimi köftesiz bir şekilde yiyip, hâlâ köftesini bitiremeyen Yoongi'yi izlemeye başladım. Neden bu kadar sevimliydi ki? Çok güzel görünüyordu. Ayı Tae soğan halkalarını bitirmeden birkaç tane ben de yediğim sırada Yoongi sonunda köfteyi bitirmiş, ağzını ve patilerini yalamaya başlamıştı. TANRIM PATİSİNİ YALARKEN ÇOK SEVİMLİ!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Private Cat - {YoonKook}
ФанфикJungkook elini cama koydu, kediye dokunabilme arzusuyla. Tarçın gözlü kedi bir camdaki ele bir de liseli gence baktıktan sonra ağır hareketlerle patisini kaldırıp, Jungkook'un elinin hizasına koydu. Jungkook o an içinden geçirdi: Bu kedi benim olmal...