1.2K 107 75
                                    

Yoongi üşüdüğü için yorganın altında bacak arama oturup sırtını göğsüme yasladı. Saatlerdir tek hareketimiz bu olurken ikimizde düşünüyorduk. Ben ne yapabilirim de Yoongi tekrardan hayatına devam eder hiç bilmiyordum.

Masallarda öpücükle tüm büyü kalkıyordu ama biz ne masaldaydık ne de ben Yoongi'yi öpünce tamamen insan olmuştu. İç çekip belindeki kollarımı sıkılaştırdım. O da kafasını göğsüme sürtüp uyumak için gözlerini kapadı. Sahi geç olmuştu saat. Ben de uyusam fena olmazdı. Hem sabah sağlam kafayla düşünürdüm. Yoongi de annemlere yakalanmadan dönüşürdü.

Yüzünü boynuma gömüp uyuya kalan bedeni rahatsız etmeden ben de uzanır pozisyona geçtim. Bu hareketim göğsüme daha sıkı sarıldı. Gülümseyip saçlarını okşarken ben de uyuya kaldım.

***

Bilincim kapıma vurulan yumruklarla açılırken ışıktan dolayı gözlerimi kırpıştırdım. O sırada ebeveynlerimin seslerini duydum. "Jungkook! Jungkook açsana oğlum kapıyı! Ses ver!" hızlıca yatakta doğrulurken etrafta Yoongi'ye bakındım. Çalışma masamın üstüne çıkmış uzanarak patisini yalıyordu. Rahatlarken gözlerimi ovarak kapıyı kilidiyle beraber açtım.

"Ne güzel bir günaydın deme şeyli bu ya, her sabah isterim bunu bakın."

"Oğlum neden açmıyorsun kapıyı?!"

"Kilitlemekte ne ayrıca?!

Önce babamdan sonra da annemden gelen azarla ne yapacağımı şaşırdım. "Ya ergen bir erkeğim ben, kapımı kilitlerim tabii ki. Hem uyuyordum ya, derin uykudaymışım." her ne kadar kendimi mastürbasyon yapmış gibi göstersem de o anlık aklıma gelen tek yalan buydu. Zaten bir süre üçümüz bakıştıktan sonra kahvaltı için beni aşağı çağırıp gittiler.

Ben de ilk önce tuvalete gidip yüzümü yıkadıktan sonra odaya görüp pijamalarımı değiştirdim. Annemlerin yanına inmeden Yoongi'yi havaya kaldırıp yüzünün her yerini öptüm. "Yoongi bundan sonra beraberiz. İnsanken hele bir başkasına bak, ben sana ne yapıyorum sonra." durmaksızın miyavlamaya başladığında kahkaha attım. Kahkaham bittiğindeyse dudaklarımı yalamaya başlamıştı. O kucağımdayken gülerek aşağı kata indim.

"Günaydın aile halkı." sandalyeye oturup Yoongi'yi de kucağıma koydum. O kötü mamalardan yemesini istemiyordum. Annem haşlanmış yumurtalarımızı masaya koyunca yanımıza oturdu. Yoongi'ye her şeyden küçük küçük verirken kendim de yumurtamdan yiyordum.

"Jungkook bir şey söyleyeceğiz sana." babam konuşmaya başladığında ona baktım. Devam etti sözüne. "İş yerinden bir arkadaşım var. Onun da cins bir kedisi varmış, dişi." konuşmanın nereye varacağını anladığımda gözlerimi büyülttüm. Ben itiraz etmeden önce Yoongi miyavlamaya başlamıştı bile.

"Hayatta olmaz baba!"

"Evet, onaylamayacağını bildiğimiz için kesin bir şey söylemedik. Peki neden olmazmış?"

Bakışlarımı Yoongi'ye indirdim. Neden olmazdı? Yoongi'yle ben sevgiliyim desem bana nasıl bakarlardı? Kabul etsem ne olurdu? Tanrım, düşüncesi bile kötü. Dudaklarımı büzüp Yoongi'ye sarıldım. "Olmaz işte..." şirinlik yaparak, sorgulamayı kesmelerini bekliyordum. İstediğim gibi de oldu. Annem saçlarımı okşayıp "peki canım, gelmiyoruz üstüne." dediğinde gülümsedim. Anlayışlıydılar. Annem çocuk doktoruydu zaten. Yüksek sabrı oradan geliyordu. Babam da mimardı. Kendini çok iyi yetiştirdiği için acil durumlarda soğukkanlı davranıp mantıklı düşünürdü.

Kahvaltımızı ettikten sonra onlar işe gittiler ben de kendimi salondaki kanepeye atıp düşünmeye devam ettim. Ne olabilirdi ki Yoongi'yi kurtarmanın çağresi? Oflayıp sırt üstü döndüm. Döner dönmezde Yoongi karnıma atlamıştı.

"Miyav miyav miyav, miyav."

"Anlamıyorum Yoongi. Göstermeye çalış ne istediğini." patisiyle aletime vurduğunda inleyip karnımdan indirdim onu. "Akşama annemler geri gelecek. Ya kuyruğun ve kulakların çıkmazsa?" aldığım cevap yine miyav olunca oturur hale geldim. "İyi tamam. Ama çıkartmam öyle, kuyruğunu değdir hafifçe." kanepede yanıma zıplayıp geldi. Arkasını dönüp kuyruğunu sallayarak uzattığında eşofmanımın içine sokup değdirdim. O da dönüşmüştü zaten.

"Hasiktir çıplak olacağını unuttum."

"Küfür kötü bir şey sahip." elini tutup peşimden odama doğru sürüklemeye başladım onu. "Yoongi utanmıyor musun hiç? Gerçekte kedi olmadığı öğrendin, yani kediler kıyafet giymezki diye bir savuncan da yok." odama girip bol bir tişört ve iç çamaşırı verdim eline. Sadece tişörtü giyip durdu.

Ne oldu der gibi baktığımda birkaç adım atıp tam önümde durdu. Kollarını da boynuma dolayıp yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Hazır Mart ayı da yaklaşıyorken, beraber olsak olur mu?"

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
My Private Cat - {YoonKook}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin