"Miyav. Miyav, miyav miyav."
"Jungkook, oğlum ne yapıyorsun?" genç kadın, oğlunu salonda yüz üstü uzanmış bir şekilde gördüğünde sormadan edemedi. Çünkü oğlu, Yoongi'nin karşına uzanıp ona doğru miyavlıyordu. "Anne ya bozmasana bizi. Burada kedi dilini öğrenmeye çalışıyorum." annesi kıkırdayıp salondan geri çıktı.
"Yoongi, ben senin dilini öğrenemem çünkü sadece miyav diyorsun. Ama sen benimkini öğrenebilirsin. Hadi dediklerimi tekrar et. Seeni, seeviiyoruuum." Jungkook'un aldığı sonuç sadece miyav olduğunda ofladı. Yoongi sahibinin üzüldüğünü düşünüp, patisini, eğdiği başına koydu. Sonra tekrar miyavladı. Jungkook kafasını geri kaldırdığında kedisiyle göz göze geldi.
"Seni öpmeme izin verirsen affederim." Yoongi öpülmeyi sevmezdi. Evet, Yoongi sahibinin dudaklarını gizlice o uyurken yalıyordu ama öpülmeyi sevmezdi. Ama izin vermezse de sahibi üzgün kalacaktı. Miyavlayıp başını salladığında Jungkook keyifle gülümseyip kedisini kucakladı ve odasına çıktı.
"Yoongi ben çok düşündüm ve seni eğitmeye karar verdim. Çünkü senin aklın var." diyip başının üstünden öptü. "Ayrıca tuvaletin geldiğinde banyoya gidip kapıyı kapıyorsun ve işini bizim klozetlerde hallediyorsun. Bir de sifonu çekiyorsun!" heyecanla bu sefer yanağını öptü kedisinin. "Ayrıca bir insanın bile sahip olamayacağı çok hoş bir kokun var..." bu sefer yüzünü karnına gömüp öptü.
"Sen özel bir kedisin Yoongi. Benim özel kedimsin."
***
"Yoongi gerçekten çok kısa sürecek. Lütfen inat etme." kahve saçlı çocuk kedisini yıkamak için ikna etmeye çalışıyordu. Ama hiçbir türlü başaramamıştı. "Pekâlâ istediğin bir şeyi yaparım. Yeter ki yıkayayım seni. Annem söylenip duruyor. Gel, bir anlaşma yapalım." yumuşak ama bir o kadar da pis tüylü kedi sakince güvendiği tek insanın karşısına oturdu.
"Yoongi çok pissin. Seni bu şekilde sevemem. Yani tüylerini okşayamam." tombul kedi başını eğip minik patilerine baktı. Sahibinin onu her anlamda sevmesini istiyordu. Ama suyun tüylerini ıslatıp ağırlaştırması hiç hoşuna gitmiyordu.
"Gi... üzülme hemen. Seni yıkamama izin verirsen istediğin kadar sever ve okşarım o tombul göbeğini." Yoongi patisini karnına koydu hemen. Tombul muydu göbeği? Kilolu muydu sahibine göre? O zaman, eğer isterse zayıflardı. Ama bu göbek değildi ona göre, sadece tüyleri kabarıktı.
Kurnaz kedinin aklına gelenle ayaklandı ve sahibinin masasına zıpladı. Ona istediği şeyi söyleyemiyordu ama gösterebilirdi. Pofuduk patileriyle sırasıyla harfleri göstermeye başladı. Jungkook ise sadece şokla onu izliyordu. En sonunda anladığı şeyi seslice söyledi.
"Benimle beraber yap." kedisine şaşkınca açtığı gözleriyle döndüğünde derin bir nefes alıp sakinleşti. "Tamam, tamam. Buna daha sonra şok geçiririm. İlk önce seni yıkayalım hadi. Yani beraber banyo yapalım." sorarca kedisinin yüzüne baktığında Yoongi miyavlamış ve önden banyoya girmişti.
Jungkook, kedisinin bu çok bilmiş tavırlarına bayılıyordu. Cidden bir sevgiliye sahipmiş gibi hissediyordu. Kendisi de banyoya girdikten sonra arkalarından kapıyı kapatıp tarçın gözlü kedisine döndü. Gözleri cidden çok güzeldi.
Yoongi yakışıklı sahibinin pantolonunu ısırıp çekmeye başladığında Jungkook kahkaha atıp, kedisinin işlerini acıtmamak için bacağını yavaşça geri çekti. "İlk önce suyu ayarlayalım." dediğini yapıp küvete ılık suyun dolması için çeşmeyi açmıştı. Sonra üzerindeki gömleği ve tişörtünü çıkardı.
"Odada üzerimi değiştirirken hep dikizliyorsun zaten. Özelim kalmadığına göre rahatça soyunabilirim." Yoongi utanıp başka yerlere bakmaya başladığında Jungkook çoktan soyunmuş, küvetin içe gimişti. Çeşmeyi geri kapatıp ellerini kedisine doğru uzattı. Onun da suya gelmesi gerekiyordu artık.
"Sözünde durmalısın pis kedi. Hadi gel." Yoongi küçük adımlarla kendini sahibinin ellerine bırakıp suyla temas etmeyi bekledi. Ama Jungkook onu havada tutmaya devam etmişti. Sorarca miyavladığında açıkladı Jungkook. "Şampuanını nereye koyduğumu unuttum. Gel bakalım beraber." Yoongi panikle onu tutan ellerden kurtulmaya çalışınca Jungkook panikle kedisinin bedenini suya soktu.
"Hey hey! Ne yapıyorsun? Şampuanı mı istemiyorsun?" Yoongi başını sallayıp bu sefer sudan kaçmaya çalıştı. Çıplak genç kedisini karnının üstüne koyup kendi şampuanını aldı. Bu sırada da Yoongi sahibinin cinsel organına değmemeye çalışıyordu. Değerse hoş olmayan şeyler olabilirdi.
"Yoongi kıpırdanıp durmasana. Karnım hep tırnak izi oldu." Yoongi'nin rahat durması için hafifçe sırtından bastırdığında bir şey oldu. Güzel kedisinden ışıklar çıktı ağırlığı arttı. Ayrıca bedenine daha fazla yerden değmeye başladı. Işıktan dolayı kapatıpı gözlerini araladı Jungkook.
Ama kesinlikle kucağında beyaz tenli, siyah saçlı güzel bir çocuk görmeyi beklemiyordu. Tanrı aşkına minik sevimli kedisi neredeydi?!
***
-üstteki gibi yıldızla bölüğüm yerler arasında zaman var. Jungkook'un sınavları falan bitti hatta 10. sınıftan mezun oldu yaz tatilinde tamam mı dkenfldjdlzjfld-Son olarak Yoongi'nin değişimde çocuk dedim ama küçük değil öyle.
-iyi bayramlar bu arada
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Private Cat - {YoonKook}
Hayran KurguJungkook elini cama koydu, kediye dokunabilme arzusuyla. Tarçın gözlü kedi bir camdaki ele bir de liseli gence baktıktan sonra ağır hareketlerle patisini kaldırıp, Jungkook'un elinin hizasına koydu. Jungkook o an içinden geçirdi: Bu kedi benim olmal...