Jungkook elini cama koydu, kediye dokunabilme arzusuyla. Tarçın gözlü kedi bir camdaki ele bir de liseli gence baktıktan sonra ağır hareketlerle patisini kaldırıp, Jungkook'un elinin hizasına koydu. Jungkook o an içinden geçirdi: Bu kedi benim olmal...
"Yoongi, neredesin? Daha yürümeyi bile düzgün beceremiyorsun nereye kayboldun?"
Jungkook 20 dakikadır kedisini arıyordu ama Yoongi'den hiç ses yoktu. Banyodan miyavlama sesi gediğinde koşarak oraya gitti. Ama karşısında kedisini görmeyi beklemiyordu. Tamam kedisini arıyordu fakat kedi formundaki kedisini değil.
"Yoongi..." eğilip tişörtünün içinde kaybolmuş kedisini kucağına aldı. "Nasıl dönüştün, bana niye haber vermedin?" Jungkook cevap bekleyerek kedisine bakıyordu ama aldığı tek cevap miyav olmuştu. Omuzlarını düşürüp yerdeki tişörtünü de yanına alarakı odasına geçti.
Yere oturup sırtını yatağa yaslarken söylenmeden edemiyordu. "Neden dönüştük ki kendi kendine. Annemle babamın gelmesine daha vardı. Ayrıca sana soracak sorularım da vardı. Tekrar insan ol ama bunun için kendimi hazırlamalıyım. Kedimi insana dönüştürmek için cinsel organıma dokundurtmak zorunda olmak biraz tuhaf hissettiriyor."
Kucağında duran kedisi ses etmeden onu dinleyip göğsüne sindi. Sahibinin onu böyle sarmalamayalı baya olmuştu. Yoongi sadece miyavlayıp sevilmeyi bekledi. Jungkook da anlamıştı zaten ne yapması gerektiğini.
***
"Tamam bak, yatağa uzanıyorum ve azıcık açıyorum. Sen çok azıcık dokunuyorsun. Anladın mı?"
Yoongi anlamıştı anlamasına da Jungkook pek hazır hissetmiyordu. Odada bir oraya bir buraya gidip duruyordu ve Yoongi'ye aynı şeyleri anlatıp duruyordu. Yoongi bu durumdan oldukça sıkılıp sinirlendiği için sahibinin göğsüne atlayıp yatağa düşmesini sağladı. Beklemeden de küçük patilerini Jungkook'un iç çamaşırına sokup dokundu ona.
Jungkook daha ne olduğunu anlayamadan gözüne giren ışıkla başını başka tarafa çevirdi. Ama kucağındaki ağırlık ve aletindeki elle başını hızla geri çevirdi. Karnında çıplak bir şekilde oturan kedisini görünce gülse mi ağlasa mı bilemiyordu ama.
"Hoş geldin. Giyinsene üstünü. Bak şuraya koymuştum tişört ve bakstır." Yoongi başını çevirip sahibinin gösterdiği yere baktı ve usluca gidip giyindi onları. Jungkook hâlâ aynı şekilde şiş bir penisle orada uzanmaya devam etti.
"Sahip?"
"Hmm?"
"Burası neden çıkık böyle?" Jungkook başını kaldırıp nerenin çıkık olduğuna baktı. İşaret ettiği yer penisiydi...
***
"Demek orası o yüzden kalktı öyle... biz kediler çoğunlukla mart ayında azıyoruz. Ama güzel bir dişi görünce de oluyor."
"Tanrım... kapatalım şu konuyu artık. Kendimle seks muhabbeti yapacak değilim."
"Ama neden ki, insan oldum ben. Öpebiliyorum seni." Jungkook başını eğip kıkırdadı. "Bunun beni öpebilmenle ne alakası var?" Yoongi omuz silkip sahibinin bacaklarına tırmandı. "Sevsene beni, miyav~" Jungkook'un kucağına oturmuş saçlarının okşanmasını bekliyordu. Beklediği de oldu. Sahibi güzel kokulu saçlarını okşuyordu.
"Sahip bu bacaklarımdan geçirdiğim şeyin popomu sarmalaması garip hissettiriyor. Çıkartabilir misin?" Jungkook şokla gözlerini büyülttü. "Sen beni baştan çıkartmaya falan mı çalışıyorsun?!" Yoongi sahibinin yüksek sesinden korkup ondan kaçmaya çalıştı ama Jungkook çoktan kedisinin beline sımsıkı sarıldığı için bunu beceremedi.
"Tamam, tamam sakin ol. Özür dilerim, gel buraya." Yoongi çenesinin altının okşanmasıyla gevşedi. "Şey Jungkook... sanırım benimki de senin oradaki gibi kalkmaya çalışıyor..."
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
