"Miyav~"
"Ne oldu?"
"Miyav~~"
"Yoongi ne var?" kendisine sürtünmeye çalışan insan görünümlü kedisine sesini yükseltmişti yine. Fiziksel olarak artık kedi değildi ama yine de kedi gibi davranmaya devam ettiği için Jungkook'u zor duruma sokabiliyordu.
Yoongi başını eğip patisini yaladı. "Acıktım ben."
"Yemek kabın mutfağın önünde, git ye işte." Yoongi duyduklarıyla somurtup yatakta uzanan sahibinin karnına oturdu. Jungkook ne yapacağını şaşırırken ellerini kedisinin baldırlarına koydu. "Ne yapıyorsun? Kalk." siyah saçlı kedisi umursamazca omuz silkip patisini yalamaya devam.
Kahve saçlı bu sefer de ona engel oldu. "Elini de yalama ayrıca. Kedi değilsin artık." Yoongi sahibi umursamayıp aklına gelenle gözlerini büyülttü. "Sahip ben seni yalıyordum ya hani." liseli genç duyduklarıyla aynı kedisi gibi gözlerini büyülttü. Ergenliğinin zirvesindeydi ve bu tarz cümleleri çok yanlış anlıyordu. "N-ne yalaması, neremi yalıyordun?!"
Yoongi kızarırken iki elini yan yana sahibinin göğsüne koydu. "Şey... sen uyurken ben yüzünü ve dudaklarını yalıyorum. Ama kızma lütfen!" Jungkook artık ne tepki vereceğini de bilemiyordu. "Ee, devam et. Ne diyordun?"
"Hah şey, şimdi benim de dudaklarım var. Seni öpebilir miyim? Dudaklarını yalamak çok güzeldi." ergen genç gözlerini kapayıp derin bir nefes verdi. Bu kedi çocuk kendisini zor duruma sokmak için mi böyle konuşuyordu?
"İyi, ne yaparsan yap." Jungkook birkaç saniye sonra acaba böyle söylemese miydim diye düşünürken dudaklarında hissettiği baskıyla gözlerini sonuna kadar açtı. Şu an kedisiyle öpüşüyordu resmen!
Yoongi öpüşmeyi bilmediği için dudaklarını sahibinin dudaklarına bastırmayı bırakıp yalamaya başladı. Eğer böyle öpüşülmüyorsa artık bu Yoongi tarzıydı. Jungkook dayanamayıp ince dudağı emdiğinde kedisi mırıldanmaya başladı. Yoongi sahibin yaptığı şeyin aynısını yaptığında tam anlamıyla artık öpüşüyorlardı.
Yoongi sahibinin dudaklarını emerken istemsizce alttan sürtünüyordu da. Jungkook bunu fark ettiğinde kedisinin kalçasını tutup kendine bastırdı. Ama Yoongi altındaki sertlikten korkup tıslayarak kendisini yataktan aşağı attı. Sonraysa ağlamaya. Kalçası acımıştı çünkü...
"Hey tamam ağlama. Gi~ benim güzel kedim niye ağlıyormuş bakalım. Hmm?" bir yandan sakin ses tonuyla konuşurken bir yandan da karnını okşamaya başladı. Ama bir sorun vardı. Yoongi'nin üzerinde sadece bol bir tişört vardı ve gittikçe de yukarı kayıyordu. Kediler çıplaklığı umursamadığı için bu Yoongi için de sorun değildi ama Jungkook normal düşünemiyordu.
Elini Yoongi'nin karnından çekip beyaz ve ince bacaklarda dolaştırmaya başladı. Pürüzsüz olması ayrı hoşuna giderken bir de bembeyaz olması büyülemişti onu. Yoongi tekrar mırıldanmaya başladı. Sahibinin yaydığı auranın kokusunu alabiliyordu ve Jungkook'un kendisinden etkilenmiş olduğunu bilmek hoşuna gitmişti.
"Miyav~"
Jungkook miyavlamayla beraber elini güzel bacaklardan çekip kedisinin yüzüne baktı. Yanakları kızarmış çok tatlı görünüyordu ama sanki bir farklılık vardı. Kaçlarını çatıp yüzüne daha dikkatli baktı. "Sanki bir farklılık var sende- oha kafanın üstünde kedi kulağı var!"
***
"Annemler bir hafta yok, şimdilik rahat olabiliriz ama senin eski kedi haline dönmen gerek."
"Ama seni bir daha öyle öpemem ki..."
Yoongi'nin kulaklarıyla beraber kuytuğu da çıkmıştı ve Jungkook bunu fark ettiğinde bir süre kedisini uzaktan izlemişti. Aklında olmaması gereken senaryolar yazıyor ve bunu fark ettiğinde kendine gelmeye çalışıyordu.
Yoongi sıkılıp kuyruğunu dişlemeye başlamıştı ki sahibi çenesini okşayıp buna engel oldu. Yoongi cidden çok sıkılıyordu. Sahibi onu daha az sever olmuştu ve bu hiç hoşuna gitmiyordu.
"Jungkook neden beni sevmiyorsun. Okşana beni..."
Elini alnına vurup ofladı. Bu kedi neden böyle laflar ediyordu? "Pekâlâ gel buraya. Seni istediğin kadar okşayacağım ama sorularımı cevaplayacaksın." Yoongi dişlerini göstererek gülerken kuyruğunu da sallamayı unutmamıştı. Emekleyerek, yerde oturup bağdaş kurmuş olan sahibinin kucağına kıvrıldı hemen.
Yoongi kuyruğunu kaldırdığında tişörtte havalanıyordu ve böylece poposu gözler önüne seriliyordu. Jungkook yine bu manzarayla karşı karşıya geldiğinde yutkundu. Kedisi neden bu kadar... güzeldi ve çekiciydi?
Yoongi başını sahibinin omzuna yaslayıp yüzünü de boynuna gömdüğünde sevilmeye tamamen hazırdı. Jungkook bir eliyle beline sarılıp karnını yavaş yavaş okşarken diğer eliyle de yanağını ve çenesini okşuyordu. Aslında kedisini insan formundayken okşamayı daha çok sevmişti. Hem kokusunu bir insandan almak daha güzeldi hem de bir insanın kedi gibi mırıldanması tuhaf bir şekilde hoşuna gitmişti.
"Nasıl insana dönüştün?"
"Senin pipine değince."
"Ne?"
"Ya ben uğraşıyordum değmemek için sen de aman rahat dur aman tırnak izi diyip durdun ve sırtımdan bastırdın. Değdim şeyine sonra."
Jungkook inanamaz bir şekilde kızarmış kedisine baktı. "Ç-çok saçma ama. Başka birisininkine de değince değişiyor musun?" Yoongi olduğu yerde kıpırdanıp yüzünü sahibinin boynuna yaklaştırdı biraz daha. Artık soluduğu her nefes sahibinin iç açıcı kokusuydu.
"Hayır tabii ki. Şey, hem sahibimsin hem de seni seviyorum ya, o yüzden..."
Jungkook ikinci bir şok yaşadı. "Bir dakika, beni sevdiğinden haberim falan yoktu. Ne zamandır seviyorsun beni?"
Yoongi soruyu duymazlıktan gelip gözleri kapalı mırlamaya devam etmişti. Jungkook onun uyukluyor olduğunu fark edip kıkırdadı. Uyumak için geç bile kalmıştı. Ayağa kalkıp kucağındaki bedeni yatağına bıraktı. Üstünü örtmüş geri çekilecekken kıyafetin ucundan tuttu Yoongi.
"Sahip, iyi uykular öpücüğü yok mu?"
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Private Cat - {YoonKook}
FanficJungkook elini cama koydu, kediye dokunabilme arzusuyla. Tarçın gözlü kedi bir camdaki ele bir de liseli gence baktıktan sonra ağır hareketlerle patisini kaldırıp, Jungkook'un elinin hizasına koydu. Jungkook o an içinden geçirdi: Bu kedi benim olmal...