Uzun bir aradan sonra sizlerleyim. Ne kadar çok etkileşim o kadar hızlı bölüm. Lütfen yorumlarınızı paylaşmayı unutmayın. Herkesin yorumu birbirinden değerli benim için.
Yakın zamanda yeni bir kitap yayınlayacağım beni takip ederek haberdar olabilirsiniz. Bu kitabı beklerken okuyabilirsiniz. Eminim seveceksiniz....
~~~~~~~~~
Damián'ın yoğun programına bir de ben eklenmiştim. Her gün beni alıyor ve eve bırakıyor daha sonra da antrenmana gidiyordu. Sadece bu sürelerde görüşebiliyorduk çünkü hâlâ takımla ilgilenmesi gerekiyordu. Carrie'yi Lorenzo konusunda tembihlemişti. Zor da olsa onu beni almaması için ikna etmiştim bu yüzden iki gündür yanlız gidip geliyordum.
"Anne."
"Evet." diye seslendi mutfaktan.
"Çıkıyorum ben."
"Tamam canım, dikkat et."
"Görüşürüz."Evden çıktım ve derin bir nefes aldım. Dün sorunsuz bir şekilde evden okula gitmiş ve dönmüştüm. Damián'a haber vermek için telefonumu çıkardım fakat aniden ismimin söylenmesi dikkatimi dağıttı.
"Layana."
"L-lorenzo."
Nedensizce bedenimi korku kaplamıştı. Geriye doğru bir adım attım. Ama böyle yapınca o da bana doğru bir adım attı.
"Hâlâ yüzüme bakmıyorsun."
Sessiz kaldım. Kulağıma doğru hafifçe eğildi ve normalden daha sessiz konuştu.
"Yoksa bu psikolojik rahatsızlığınla mı ilgili?"
Yine duraksadı ve biraz yaklaştı.
"Hani şu bana söylemediğin."
"Bu seni ilgilendirmez."
"Doğru."
Kabul etmesine şaşırmıştım.
"Ama gördüklerimi anlatmamı engellemez."
Kaşlarımı çattım.
"Düşünsene Layana, insanlar sana deliymişsin gibi davranacak."
"Yine tehdit ediyorsun."
"Hayır, etmiyorum."
Güldüm. "Komik." dedim ve devam ettim. "İzin verirsen gitmem gereken bir okul var."
"Deli olmayı umursamıyor musun?"
"Hayır."
"Peki, Damián'a ne olacak bir düşünsene."
Adımlarımı durdurdum.
"Ne demek istiyorsun?"
"Herkes ona bir deli ile çıktığını söyleyecek, onu nasıl etkiler hiç düşünmedin mi?"
İşte bu beni etkilemişti. Onun gereksiz yere üzülmesini istemiyordum. Üzerinde zaten yeterince baskı vardı.
"Ne istiyorsun?"
"Zor bir şey değil. Bugünü benimle geçir."
"Neden bunu istiyorsun?"
"Korkma sana dokunmayacağım."
"Neden istediğini sordum?"
"Eskisi gibi vakit geçirmek istiyorum."
Göz devirdim. Ama kabul etmezsem olacakları biliyordum. Beni küçük düşürmesi sorun değildi ama konu Damián olunca...
"Tamam."
Telefonumu çıkardım. Damián'a haber vermem gerekiyordu. Fakat telefonu elimden aldı.
"Gün sonuna kadar telefon yok."
"Geri ver."
"Ona haber verirsen sıkıntı çıkar."
"Tamam vermeyeceğim. Ama telefonumu geri ver."
Bana doğru uzattı. Aldım fakat konuştu.
"Kapat."
Dediğini yaptım ve telefonu kapattım. Damián buna sinirlenecekti biliyorum. Ben olsam bende sinirlenirdim. Ama bu durumda yapacak pekte bir şeyim yoktu. Onun Lorenzo ile yeniden kavga edip okuldan atılmasını istemiyordum. Ya da insanların onu parmakla gösterip deliyle çıkıyor gibi saçma şeylere maruz kalmasını da istemiyordum.
"İstediğini yaptım şimdi ne olacak?"
"Arabama gidelim."Hiç sorgulamadım ve dediğini yaptım. Arabadayken konuşmadık. Çünkü doğrusu pekte konuşacak bir şey yoktu. Rahat ve mutlu değildim. Huzursuzdum. Ve aklımda Damián vardı. Şehirden oldukça uzaklaşmıştık.
"Nereye gidiyoruz?"
"Gelmek üzereyiz, az kaldı."
"Cesedimi saklamak için iyi bir yer arıyorsun galiba."
Güldü.
"Sana zarar vermem."
Az da olsa rahatlamıştım.
"Sindy'e ne diyeceksin?"
"Ona bir şey demek zorunda değilim."
Sessiz kaldım. Kimseyi umursamıyor olması beni şaşırtıyordu. Ne istiyorsa onu yapıyordu.
Araba durunca düşüncelerime ara verdim. Ormanlık bir yerdi.
"Geldik."
"Ormana mı?"
Kafa salladı. Kemerini açtı ve arabadan çıktı sonra benim kapımı açmak için arabanın etrafında dolaştı. Kemeri çıkardım ve arabadan indim.
"Ne yapacağız burada?"
"Temiz hava alacağız."
"Bu kadar mesafe gelmeye gerek var mıydı?"
"Vardı."
Arabayı kitledi ve önden, ormanın içine doğru yürüdü. Bende peşinden yürüdüm. Damián'a haber vermeyi çok istiyordum ama Lorenzo'yu sinirlendirecek bir şey yaparsan buradan dönemeyebilirdim. O yüzden böyle bir şey yapmadım. Peşinden yürüyordum sadece. Bir süre yürüdük ve minik bir kulübe göründü.
"Geldik işte."
"Sonunda."
Güldü.
"Ne yapacağız burada."
"Konuşacağız."
"Konuşmak için bu kadar uzağı niye seçtin?"
"Büyüsü var buranın."
Anladım dermiş gibi baktım ona. İçeri girdik. Hoş bir yerdi. Bir oda vardı mutfakla birleşik. Üst katta odalar olduğunu düşünüyordum. Çünkü bu katta oda varmış gibi görünmüyordu. Koltuğun hemen arkasında bir akvaryum vardı.
"Sık sık gelirim buraya. Kafa dinlemek için güzel bir yer."
"Öyleymiş."dedim.
"Aç mısın?"
"Pek değil."
"Birazdan hazırlarım o zaman bir şeyler."
Kafa salladım. Rahat değildim. Huzursuzdum.
"Neden buradayız?"
"Hâlâ yüzüme bakmıyorsun."
"Lütfen."dedim.
"Sana yardımcı olmak istiyorum."
"Ne için?"
"İyileşmen için."
Biliyor muydu diye düşündüm bir kaç saniye. Sonra konuştum.
"Ben zaten iyileşiyorum."
"Ben bunu göremiyorum.''
Sesi şüpheli geliyordu.
"Görmesi gereken kişi sen değilsin."
"İlk günler sen... Bana karşı böyle değildin."
"Lorenzo, bunları konuşmayalım."
Derin bir nefes aldı. "Pekâlâ."
Sessizlik oldu. Balıkları izliyordum. Yanıma geldi ve koltuğa oturdu.
"Sevdin mi?"
"Evet."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BASOREXIA
RomanceYa sizi hasta ederler ya da iyileşmenin bir yolunu bulursunuz... (+18) rahatsız olacaklar okumaması önemle rica olunur.