"Birlikte uyuyabilir miyiz?"
Sorusuna karşılık şaşırmıştım. Ve tabiki cevap veremedim.
Yaklaşık iki dakika.
Neden bilmiyorum ama kalakalmıştım işte.
"Özür dilerim. Unut gitsin. Öyle bir an... Her neyse iyi geceler." dedikten sonra odamın kapısını kapattı ve çıktı.
Içimden kendime sayarken bir yandan da yatağa atlayıp düşünmeye daldım.
Gitmeliyim.
Yanına gitmeliyim.
Eğer daha çok düşünecek olursam, kendimi, gitmemeliyim kısmına ikna edeceğimi bildiğimden hızla kalktım ve aynaya baktım. Daha sonra yastığımı kaptım.
Odasına gittim ve bir saniye bile düşünmeden kapısını açtım. Kapıya vurmamıştım bile.
Yattığı yerden doğruldu ve bana baktı. Kaşlarını çatmıştı. Ve merak edercesine bana bakıyordu.
Kapıyı kapattım ve yatağa doğru yürüdüm. Daha sonra doğal dursun diye yatağa atladım.
Güldü.
"Ne işin var burda. Gelmeyeceksin sanmıştım."
"Cevabımı beklemeden gittin."
"Utanmıştım."
Gözlerine bakmaya karar verdim. Küçük bir çocuk gibi bana bakıyordu. Etraf loş olduğu için gözlerini seçemiyordum.
"Teklifin hala geçerli mi?"derken bir yandan yastığımı kucaklamış ona bakıyordum.
"Elbette."
Gülümsedi.
Yastığımı koydum ve sırt üstü yattım. Tavana bakıyordum.
Kısa bir sessizlik ardından Lorenzo konuştu.
"Sen nasıl çıktın karşıma."
"İnan bunu bende bilmiyorum."dedim minik bir kahkaha eşliğinde.
"Hayır ciddiyim. Beni kendine çekip duruyorsun. Okulda, partide hatta evdeyken bile gözüm seni arıyor. Böyle biri değilim ben."
Sessiz kaldım.
O da sırt üstü yatıyordu fakat bunları söyleyince bana döndü ve elini kafasına koyarak bana baktı.
"Layana, bana aşık değilsin ve hoşlanmıyorsun ama peşimdesin."
Durdu ve nefes aldı. "Söylesene bana takıntılı mısın?"
"Belki."dedim. Değildim ama nedenini söylersem de benden uzak kalmak isteyeceğini biliyordum. O yüzden yine sessiz kalmayı tercih ettim.
"Neden ben."
Bu soru farklıydı. Ona açıklayabileceğim bir şey değildi.
"Sadece karşıma çıktın işte."dedim.
"Bu sorumun cevabı değil."
Sessiz kaldım.
"Gözlerime bak." dedi ve elini çeneme koyup yüzümü kendine doğru çevirdi.
Arkasını dönüp komodin üstündeki lambaları yaktı.
"Şimdi gözlerime bak ve gerçek nedenini söyle bunu bilmek zorundayım."
"Gözlerine mi bakmamı istiyorsun?"diye sordum.
"Evet."
Çok net bir cevap vermişti.
Derin bir nefes aldım ve ona baktım. Şu an gözlerini net bir şekilde görüyordum. Öyle güzellerdiki...
Yüzü kasılmıştı.
Bir şeyler bilmek istiyordu ve bunun onu sinirlendirdiğini biliyordum. Hissediyordum.
"Bilmek zorundayım çünkü..."
"Çünkü ne?"dedim kendimi ona bir hamle yapmamak için tutarken. Dudağımı ısırdım. Bu çoğu zaman işe yarıyordu. Ama hiç bu kadar yakınımda biri için denememiştim.
"Bende bunu açıklayamam."
"Bak işte ikimizinde sırları var."dedim ona yaklaşırken. Yüzüne çok ama çok yakındım. Kendimi tutamıyordum.
"Ve bundan hoşlanıyorum."dedim ve devam ettim.
"Her şeyi bilmek zorunda değiliz."
Sonlara doğru sesim kısık çıkmıştı.
Daha sonra ona bir öpücük verdim. Küçük, basit ve sade...
"Bence öyleyiz." Durdu. "Fakat sana karşı koyamıyorum."
"Hiçbir erkek yatağında olan bir kıza karşı koyamaz." dedim biraz geri çekilerek.
"Ben, şu andan bahsetmiyorum. Hatırlarsan, April geçen gün yatağımdayken ona karşı koydum."
"Durum farklıydı."
"Onunla konuşmak istediğimi söyleyip seni gönderebilirdim ve dahası o gün kucağımdayken durmak istediğinde seni zorlayabilirdim. Sanırım herkes gibi olmadığımı kabul etmelisin."
Sinirlenmişti.
Fakat ben , ben onu hayranlıkla dinliyordum. Sadece gözleri, dudakları, yüzü veya kokusu değildi beni ona çeken. Düşünceleri de beni büyülüyordu adeta."Sanırım bu yüzden seni arzuluyorum."derken ona yaklaştım.
"Seni öpmek istiyorum." dedi bana karşılık.
Duraksadı.
"Ama şu an seni öpersem , çok ileri giderim, gideriz. Ve bunu henüz istemiyorum. Üzgünüm."
Dişlerimi sıktım.
Şaşkındım.
"Şimdi neden uyumuyoruz." dedi ve üstümü örttü.
"Ve yanımda olduğun için teşekkür ederim."
"Şimdi iyi uykular." dedi. Ve diğer tarafa döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BASOREXIA
RomanceYa sizi hasta ederler ya da iyileşmenin bir yolunu bulursunuz... (+18) rahatsız olacaklar okumaması önemle rica olunur.