Virgin💥

1.6K 27 40
                                    

Yaşınız 18 değilse lütfen bu bölümleri okumayın!!!! (Doğru şeyler değil)
Ayrıca arkadaşlar lütfen bu bölüm için bir sürü yorum yapın geçmiş bölümde yalnız kaldım...
Bir kaç yorum beni yazmaya teşvik ediyor. Beğeni ve yorumu çok görmeyin lütfen.

Ruh hâli aniden değişip üzgün bir hâl almıştı. Sevimli yüzüne gülümseyerek bakıyordum.
"Üzgünüm."dedim.
Kafasını hayır anlamında salladı. Ve konuştu. "Üzülme. Bekleyebiliriz."dedi. Kafamı salladım. Yüzünü, avcumun içine aldım. Ona bu kadar yakın olmak, yüzüne yakından bakmak , her ayrıntısını incelemek öyle güzeldi ki. Sağ baş parmağımı yüzünde hafifçe gezdirdim.
Üstümde olduğu için hafifçe ağırlığını hissediyordum. Doğrusu bu beni güvende hissettiriyordu.
Gözlerine bakarken aniden fark ettim aniden öpmek isteme dürtüsü yoktu artık. Sadece izleyebiliyordum.
"Aşık mı oldun?" diye sordu.
Kafa salladım. "Her baktığımda."
"Yalnız olmadığıma sevindim."dedi. Ve yüzüme doğru eğildi. Aramız da olan 10 santimi , dudaklarıma yaklaşarak kapattı. Beni öperken yanaklarında olan ellerimi yavaşça saçlarına geçirdim. Aniden telefon çalınca geri çekildi. 
"Bunun için üzgünüm."
Kafamı önemi yok dermiş gibi salladım. Üzerimden doğruldu. Ve telefonunu eline aldı. Daha sonra açtı.
"Efendim abla."
"...."
"Niye içiyor?"
"..."
"Durdurun onu."
"..."
"Tamam abla. Elinden geleni yap. Bende geleceğim. Sakin ol."
Yattığım yerden oturur pozisyona geçmiştim. Telefonu kapatıp bana baktı.
"Ne yapacağımı bilmiyorum."
Yaklaştım. Ve elimi omzuna koydum.
"Sorun ne?"
"Annem içiyormuş ve ablam dahil kimse onu durduramamış.''
Endiselendiği hatta korktuğu o kadar belliydi ki...
"Burada vakit kaybetmeyelim kalk hadi."
Ondan her şeyi açıklamasını bekleyemezdim. Yavaş yavaş olanları detaylı bir şekilde anlatacağını biliyordum. O zamana kadar onu zorlamak yine yanında olmayı tercih ediyordum.
Üzgün olmaktan çok sinirli görünüyordu. Bu hâli de beni üzüyordu.
"Ben özür dilerim Layana. Hep bir şey oluyor ve..."
Yaklaştım ve dudağına öpücük kondurdum.
"Bundan sonra saçma konuştuğunda seni susturmak için böyle yapacağım."dedim. Oturduğum yerden kalktım. Ve telefonumu arka cebime koydum. Daha sonra elimi ona uzattım.
Elimden tuttu ve kalktı.
"Teşekkür ederim."dedi.

Bir çok şeyin üstesinden gelmeye çalıştığı, içinde yaşadığı savaştan belliydi. Küçüklükten buna alışmıştı. Onun beni değiştirdiği gibi bende ona aynısını yapacaktım. Yapmak istiyordum.

Hızla yola koyulduk. Gergindi. Ve dişlerini sıktığını görebiliyordum. Onu konuşturmaya karar verdim. Böylelikle rahatlayabilirdi.
"Her şey düzelecek korkma."
Bir eli direksiyonda diğer eli bacağındaydı. Dediğim şeyden sonra kafasını kısa bir süreliğine bana çevirdi ve minicik gülümsedi.
Sonra bacağında duran elini benim elime doğru uzattı. Elini tuttum. Öyle içten bakıp gülümsemişti ki onu sevmemem imkansızdı.
"Sen yanımda olduğun sürece bende buna inanıyorum." dedi. Gülümsedim.
Evine vardığımızda oldukça gergindim. Annesi benden pek hoşlanmıyordu. Benim görmek istemeyeceğini biliyordum. Ama bunu umursamadım ve onunla içeri girdim.

Bir çalışan kapıyı açtı. Yüzünde korkmuş bir ifade vardı.. "Hiç durmadı efendim."
"Nerede o?"
"Ana salonda."
Kafasını salladı. Ağlama sesi geliyordu. Damián'ın yüzü beş karış olmuştu bile. Annesine değer veriyordu. Bunu hissediyordum. Kızsa bile onun yanında olmak istiyordu.
"Anne."
"Bakın canım oğlum geldi. O beni çok seviyor söylemiştim size."dedi etrafında ki kişilere bakarak.
"Oğlum." dedi sonra Damián'a dönerek.
"Babana ulaşamıyorum. Çok endişeliyim."
Damián yanına gitti ve elinden bardağı aldı.
"Önce şunu bırak."dedi. Bardağı sehpanın üzerine bıraktı.
"Istemiyorum."deyip bardağı geri aldı.
"Sen de baban gibi olmayacaksın değil mi oğlum? Gerçi hayatımda ki iki erkekte beni umursamıyor."
"Anne babam ve ben aynı değiliz ve ben onun aksine  seni umursuyorum şimdi şu elindekini bırak hadi. Içme daha fazla." dedi.
"Nerede o Damián? Niye gelmiyor , aramıyor, telefonlarıma bakmıyor?"diye sordu. Elindeki kadehten bir yudum daha aldı.
"Anne o bunu hep yapıyor sende biliyorsun?"
"Bu sefer ki farklı Damián uzun zaman oldu."
Ikisi de konuşmadı bir süre. Daha sonra annesi bir yudum daha aldı ve konuştu.
"Yine beni aldatıyor değil mi?"
Damián başta sessiz kaldı.
"Söyle Damián!."diye bağırınca konuştu.
"Seni hak etmiyor."
Göz yaşları hiç durmadan akıyordu. Silmek için kafasını kaldırınca beni gördü.
"Onun burda ne işi var?"diye bağırdı.
Ve sonra devam etti. "Ailevi sorunlarımızı o niye dinliyor? Onu buraya getirmişsin."diye bağırmaya başladı. Zaten sinirliydi. O yüzden bu hâle gelmesi zor olmadı. Çıldırmıştı resmen.
"O başkası değil anne , kız arkadaşım."
Kız arkadaşım kelimesini duyunca pır pır olan kalbim annesinin öfkesi ile sönüvermişti.
Daha çok ağlamaya başladı.
"Sende başka bir kız için gideceksin."
"Anne bir yere gittiğim yok kendine gel artık." diye bağırdı.
"Damián."dedim.
Bana döndü. Kafamı hayır anlamında yavaşça salladım. 
"Ben konuşayım."
Emin misin der gibi bir bakış attı. Ama öyle emindim ki kendimden. Onlara doğru yaklaştım.
"Sizi çok iyi anlıyorum."dedim önünde dizlerimin üzerine çöktüm. Şaşırmıştı o yüzden tepki vermedi. Rahatlıkla elinde ki kadehi aldım.
"Beni nasıl anlayabilirsin?"diye sordu.
"Biliyor musunuz? Bu hikayeyi ilk siz duyacaksınız."
Çocuk gibiydi. Masumca baktı. "Ben mi?"diye sordu. Şaşkın görünüyordu.
"Evet siz."dedim ve minicik gülümsedim.
"Babam da annemi aldatmış." dedim. "Yani eskiden."
Bana şaşırmış ve üzgün bir ifadeyle bakıyordu. Aynı zamanda oldukça da masum görünüyordu. Elime sehpada duran peçeteden alıp ona doğru uzandım. Ve yüzündeki yaşları sildim. Daha sonra peçeteyi eline tutuşturdum.
"Üzülüyor ve ağlıyor olmanız çok normal. Çünkü onu çok seviyorsunuz."
Kafa salladı. Yeniden akan göz yaşlarını benim verdiğim peçete ile sildi. O aslında hakettiği değeri göremeyen çocuklarını yalnız başına büyüten bir anneydi. O yüzden ona kızmıyordum. Kimsenin de kızmaması lazımdı.
"Ama kendinize şunu sorun. O bu değeri hak ediyor mu?"
Sözlerim karşısında şaşkınlığa uğramıştı. Sarhoş olduğu için oldukça savunmasızdı. Belki de sarhoş olmasaydı şu an tokadı yemiştim. Ama o şu an ne diyeceğimi merakla bekliyordu.
"Bakın onu istediğiniz kadar sevebilir ya da özleyebilirsiniz. Ama affetmek zorunda değilsiniz. Birini seviyorsunuz diye her hatasını görmezden gelmek zorunda değilsiniz."
"Değil miyim?"diye mırıldandı.
"Onu uzaktan da sevebilirsiniz. Kimseye hak etmediği sevgiyi göstermeyin." dedim.
Anlamakta zorlanıyordu. Zihni çok bulanıktı.
Eliye, işaret parmağıyla, masayı işaret etti. Oraya döndüm. Anlamamıştım.
"Su." dedi.
Hemen bir bardak su doldurdum ve ona verdim.
"Ben ne yapmalıyım?"
Gülümsedim.
"Sevginizi ona belli etmeyin. Onu affetmeyin. En ufacık sevgi gösterisinde bile. Sizden yüz bulmasın."
"O zaman seviyor olur muyum?"
Kafa salladım.
"O mutlu olduğunda mutlu olur hasta olursa üzülür ve endişelenirsiniz. O hâlâ çocuklarınızın babası. Elbette seversiniz. Sadece bu bir..." dedim ve durdum. Sonra kulağına yaklaştım.
"Sır." dedim. Kıkırdadı.
"Teşekkür ederim."dedi. Gülümsedim ve yerden kalktım. Tam arkamı dönmüş Damián'a gidecekken konuştu.
"Annen ne yaptı?"
"Ondan boşanmadı ama hak ettiği değeri verdi. O yokmuş gibi davrandı. Daha sonra babam taşındı. Hatasını anlayınca çok geçti..." dedim ve kafamı öne eğdim.
"Onu seviyor musun? Yani babanı?"
Kafa salladım.
"Tabiki. Sonuçta babam. Ama bende ona hak ettiği şekilde davrandım." dedim.
Kafasını salladı.
"Lütfen siz şimdi gidip uyuyun. Yarın sözlerimi hatırlarsanız üzerinde düşünürsünüz."dedim.
"Unutmayacağım."dedi ve dışarıda duran çalışanlardan birini çağırdı. Onu oradan yani yanımızdan alıp odasına götürdüler.
Damián bana şaşkınlıkla bakıyordu.
"Sen.."dedi. Ağzı açıktı. "Sen inanılmazsın."
Güldüm.
"Az önce annemle konuştun ve o..."dedi.
"O seni dinledi."
"Annen harika biri onu daha sık gör."dedim. Salonun ortasında hayranlıkla bana bakıyordu.
"Sana yeniden aşık oldum."
"Daha çok aşık olacaksın."dedim. Güldü ve kollarını açtı.
Ona bir kaç adım attım ve kollarımı beline doladım. Kafamı tam kalbinin üstüne koydum. Böylelikle kalp atışını duyabiliyordum. Alnıma öpücük kondurdu.
~~~
Son hafta beni oldukça endişelendiriyordu. Kızlar hâlâ istediğim gibi değildi. Hoca herkesi azarlıyordu. Kızlarla son konuşmayı yapma zamanı gelmişti.
"Eğer böyle umursamaz davranmaya devam ederseniz rezil olan sadece siz olacaksınız kızlar. Ön grup dans ederken siz geride kalacaksınız ve herkes sizi parmakla gösterip gülecek. Bunu istemiyorum. Biz birlikte çalışıyoruz. Ve siz iyi olmalısınız."dedim.
Utanmışlardı.
"Tekrar."
~~~
Günüm onlara 'tekrar' demekle geçiyordu ama sonuna da toparlamışlardı. Konuşma iyi gelmişti.
Her gün onlarca kez prova yapıyorduk. Tüm grupla olan provamız bitince aşağı iniyor ve özel çalışıyorduk. Medison ve Cristina artık bana alışmışlardı. Birlikte çalışırken aramızda bir rahatlık vardı. Arkadaş gibiydik.
"Evet kızlar son prova."
Şarkıyı açtık ve başladık.
"Bir ,iki ,üç ,dört şimdi dön..."
"Harikasınız devam edin."
Bittiğinde hepimiz biraz su içtik.
"Layana, yemek yemeye gideceğiz gelecek misin?"
Bu tekliflerine karşı şaşırmıştım. Gülümsedim.
"Olur." derken hafifçe kafa salladım.
Yemekhaneye çıktık. Havadan sudan konuşuyorduk. Yemek sırasına girdik. Sindy'nin arkadaşları vardı önümüzde.
"Sana söyledi mi?"
"Lorenzo'yu mu?"
"Yatmışlar, ama ben demiştim."
"Lorenzo zaten ondan hoşlandığını çok belli ediyordu."
"Sindy  ne isterse elde ediyor."
Diğer kız benimle göz göze geldi.
"Her şeyi değil." dedi kollarını birleştirdi.
"Ne?"
"Damián'ı elde edemedi."
"Ona da sıra gelir."
Yutkundum. Öfkelenmiştim. Ama dansa bu kadar az kalmışken kavga edemezdim. Sadece sustum.
Ne onları görmek istiyordum ne de Sindy'i.
Lorenzo'nun beni kullanması gerçeğini de sindirmeye çalışıyordum. Tüm o yaptıklarının aslında bir yalandan ibaret olması... Hepsi çok ağır gelmişti. Yine de artık bunların bir önemi yoktu.
Bir kaç gündür Damián sürekli takımla antrenman yapıyordu ve bende dans provalarına katılıyorum. O yüzden onu görememiştim. Ve de çok özlemiştim. Aniden telefonuma gelen bildirim beni meraklandırdı ve dikkatimi dağıttı. Telefonumu açtım.

BASOREXIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin