Pool 🏊

4.5K 48 4
                                        

Yatağın üzerine oturduk. Lorenzo ona bakmam için elini çeneme koyarak başımı kendine çevirdi.
"Sen öyle değilsin."
Yüz ifadem değişmiş olacak ki konuşma gereği duymuştu.
"O zaman neden öyle söyledi?"
"Benim yüzümden."
"Sen hiçbir şey yapmadın." Gözlerimi arkada duran saate sabitledim.  "Seni ben öptüm."
"Bu doğru." dedi ve minik bir kahkaha attı.
Sonra konuştu. "Ve beni öptüğün için mutluyum."
Öyle diyince içim kıpır kıpır oldu. Ve öylelikle gözlerine bakmış oldum.
Her seferinde yeşil gözlerine bakınca içime gelen huzur bu sefer kat ve kat artmıştı. Ve ona doğru yaklaşıp öpmek istemiştim. Delicesine.
Ama yapmak yanlış geliyordu. Tırnaklarımı elime geçirdim ve dişlerimi sıktım. Ona yaklaşan bedenimi geri çektim. Ve nefesimi de tuttum.
Bu olmayacak.
Olmamalı.
Kendine hakim olabilirsin.
"Sanırım sen yapmayacaksın."
"Neyi?"
Yaklaştı.
Biraz daha yaklaştı.
Kendimi sıktım.
Burnu burnuma değiyordu.
Dudaklarını değdireceği zaman kendimi çektim.
Ama o bir daha yaklaştı.
Öptü. Minik bir öpücük sonrası kendini çekti ve konuştu.
"Bunu."
Kendimi kontrol etmeye çalışırken yaptığı şey beni daha da baştan çıkarırken kendime üç saniye verim.
Ne yapacaksın Layana?
Ne istiyorsun?
Yaklaştı. Biraz geri çekildim. Üç saniye daha. Düşün Layana?
"Kaçma benden."
İşte bunu duyduğum zaman ne yapacağıma karar verdim.
Onu istiyordum.
Tam şu an bildiğim tek şeydi bu.
Ve devam edecektim.
Yavaşça ellerimi yüzüne koydum ve bu sefer onu öpen bendim. Bir süre öyle öptükten sonra yavaşça kucağına oturdum. Bacaklarımı iki yana açtım. Bundan dolayı verdiği t-shirt  tamamen toplanmış ve bacaklarım açığa çıkmıştı.

Onu hissediyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Onu hissediyordum.
Sıcaklığını hissediyordum.
Elleri kalçamı kavradı.
"Rahat mısın?"
Kafamı salladım. Nefesimiz hızlanmıştı. 
"İyi misin Murphy?"
Soyadımı söyleyince her zamankinden farklı hissetmiştim.
"Gerginim."
Geri çekildi. "Sorun yok." Ellerini havaya kaldırdı. "Ara verelim."

Aklıma söyledikleri geliyordu.
Sürekli kulağımda çınlıyordu.
Fahişe.
Değildim.
Biliyorum. Olmadığımı biliyordum.
Ama kafamdan da bir türlü atamıyordum.

"Düşüncelisin." Ellerini kafasının arkasına koydu ve biraz geri çekildi. Hala kucağında olduğum için biraz rahatsızdı. Hissediyordum.
Kendini sıktığını biliyordum.
Bu belliydi.
"Az önceki konu yüzünden mi?"
Kafamı salladım.
Ani hamlesiyle şaşırdım. Sıkıca sarıldı. Ve geri çekildi.
"Sakın ama sakın o kız yüzünden üzülme."
Bana sarıldığı için hissettiğim duygu çok farklıydı.
Üzerinde biraz kıpırdayınca yüz ifadesi değişti. Galiba erekte olmuştu. Kaşlarını çattı ve dişlerini sıktı.
"Özür dilerim."dedim.
Utanmış olacak ki gözlerini kaçırdı. Bu hali çok sevimli gelmişti. Elimle kafasını kendime doğru çevirdim ve ona baktım. Her bir ayrıntısına.
"Bende dilerim."
Suçlu olan bendim aslında. Ama onun böyle savunmasız olması , utanması ama kendine olan güveni çok hoşuma gitmişti. Aklımda ki her şey uçtu ve yapmak istediğimi yaptım bir kez daha.
Dudaklarına yaklaştım ve öptüm.
"Seni arzuluyorum." Kelimeleri döküldü ağzımdan.
Ellerini belime koyacaktı fakat sonra vazgeçti.
Galiba hala rahatsız olacağımı düşünüyordu.
"Bende." Derken elini yüzüme koydu.
Geri çekildim.
"Ama acele etmek istemiyorum da."dedim endişeli bir şekilde.
Saçımı okşadı.
"Haklısın ve sorun değil."dedikten sonra dudağımdan minik bir öpücük verdi.
Kucağından kalkınca fark ettirmeden yatağın üzerinden bir yastığı alıp üzerine koydu.
"Kapıyı biliyorsun."dedi utangaç bir şekilde gülümseyerek.
Kafamı salladım.
~~~~

Eve gelip ne zaman uyudum hiçbir fikrim yoktu ama hemen ertesi sabah olmuştu. Kendimi nedensizce mutlu hissediyordum. Bir yandan da suçlu...
Okula gitmek istemezken öte yandan Lorenzoyu göreceğim için gitmek istiyordum.

Ama hiçte tahmin ettiğim gibi olmamıştı. Ve Lorenzo okula gelmemişti. Evi toparlayacak ya da dünün yorgunluğunu atmak isteyeceğini düşündüm.
Merak ediyor ve gözüm hep onu arıyordu.
Koridora çıktığımda biri koridorda kısa siyah saçlı bir kıza çarptığı halde dökülen kitapları toplamamış , üstüne üstlük özür bile dilemişti.
Kızın okula yeni geldiğini düşündüm. Çünkü onu daha önce hiç görmemiştim.
Yanına yaklaştım ve belkide yüzlerce parçaya ayrılan kağıtlarını toplamasına yardımcı oldum.
"Merhaba." dedim kısaca. Bir yandan da kağıtları topluyordum.
"Teşekkür ederim." dedi. Gergin görünüyordu.
"Sorun değil. Yeni mi geldin."
"Evet."
"Hoşgeldin." dedim gülümseyerek. Biraz da olsa rahatladığını hissetmiştim.
"Müdürün odasına gidecektim. Acaba yardımcı olabilir misin?"
Kafamı salladım ve kağıtları ona uzattıktan sonra konuştum. "Beni izle."
Sessizce yürüdük. Ve ona kapıyı gösterdim.
Içimden bir ses onu beklememi söylüyordu. Bir süre müdürün kapısında bekledim ve çıktığında elimi merhaba dermis gibi kaldırdım ve yavaş adımlarla yanına yürüdüm.
"Sınıfa gidiyorsan eşlik edebilirim."
"Evet lütfen."
Biraz yürüdük fakat sessizlikten ötürü gerildim ve bir soru sormaya karar verdim.
"Nerden geliyorsun?"
"Manhattan."
"Anladım." dedim ve sınıf kapısında durdum. İkimizde arkadaş olmak konusunda pek iyi değildik. Fakat bir anda durdu.
"Sınıfım burası."
Şaşkınlıkla şubeye baktım. Burası benimde olduğum sınıftı. Belki de Tanrı biz arkadaş olalım istiyordu.
"Bende bu sınıftayım."
Gülümsedim ve devam ettim. "Eğer istersen yanımda oturabilirsin."
"Çok isterim." dedi ve içeri girdik.
Oturduğum sıraya doğru yürüdüm ve yaklaştığımda masamda kırmızı bir yazı olduğunu gördüm.
Rujla yazılmıştı.
"Fahişe."

Bölüm sonuu, umarım kitap hoşunuza gidiyordur. Bir kaç beğeni olur umarım belki yorum...

BASOREXIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin