Başladığını saati yazar mısınız?Bu kelimeler karşısında oldukça şaşkındım. Ama hoşuma gitmişti.
"Antrenman yapman gerekmez mi?"
"Ona da ayıracak çok vaktim var."
Gülümsedim. Sınıfa girdik ve yerime oturdum.
"Yanına oturabilir miyim?"
"Elbette."
Yanıma oturdu. Bu sırada aklımdan geçen şey ona bakabilmiş olmamdı. Farklı bir duyguydu. Her zaman karşılaşmadığım bu duygu beni rahatlamış ve mutlu etmişti.
"Derse dair bir şeyler biliyor musun?"
"Aslında bakarsan çocukken İspanyolca dersi almıştım. Bu yüzden derste rahat olacağımı düşünüyorum."
"Peki sen dans hakkında düşündün mü?"
Konu İspanyolcadan dansa nasıl bu kadar çabuk gelmişti...
"Bir kaç fikrim var."
"Izlemek için sabırsızlanıyorum."
"Sana göstereceğimi kim söyledi?" dedim gülerek.
"Kimse." duraksadı biraz. Ve sonra devam etti. "Görmeyi çok isterim."
"Bence takımla ilgilenmelisin."
"Onu ben ayarlarım. Bilirsin vakit ayırmakta iyiyimdir."
"Evet artık biliyorum." dedikten sonra hoca içeri girince sustuk.
"Damián seni burda gördüğüme ne kadar sevindim tahmin bile edemezsin." dedi hoca. Şaşırmamıştım. Damián spor dışında da becerileri olan biriydi. Yani ismini duymuştum bir kaç hocadan. Aslında dersleri nasıl bilmiyor olsam da insanı ilişkileri iyiydi.
"Teşekkürler." dedi kısaca. Gülümsedi.Ders bitiminde ayrıldık. Bu sırada Lorenzo'yu görmek istiyordum fakat galiba bana ayıracak vakti yoktu.
Dolabıma gittim. O sırada onu dolabının başında bir kaç kişi ile konuşurken gördüm. Onunda beni gördüğünü düşünüyordum. Fakat yanıma gelmedi. Oradan uzaklaşırken sinirli olduğumu fark ettim. Ta ki bana seslenene kadar."Hey Layana."
"Hey."
Yüzüne bakacaktım fakat kalp atışlarım hızlandığı için bunu yapmamaya karar vermiştim.
"Bu aralar vaktim olmuyor pek."
"Fark ettim."
"Konuşamadık."
"Neyi?"
"Genel olarak."
Soğuktum ve öyle olmaya da devam edecektim. En azından bir süre için.
"Maça hazırlanıyorum. Biliyorsun benim için önemli. Kaptan olmak istiyorum."
"Bana ayıracak vaktin yok ama öyle mi?"
"Hadi ama bencil olma yapamadığımı söyledim."
Bu sorunun cevabını merak ediyordum ve almıştım da. Hayal kırıklığına uğramıştım.
"Fakat o ponpon kızla konuşmaya vaktin var."
"Ne?"
"Evet biliyorum. Onunla dans edeceğini duydum."
"Bunu nereden biliyorsun?"
"Yani bu doğru?" dedim sorusuna karşılık.
"Evet doğru ama nereden duydun?"
"Tuvalette konuşuyorlardı."
"Bundan kimseye bahsetmemesini söylemiştim."
"Anladım."
"Bak Layana bu benim için büyük bir fırsat."
"Ne?"
"Iyi oyun kurucu, takım arkadaşları ile ilgilenen ve iyi bir ponpon kızla dans edersem dikkatler üstümde olur böylelikle hedefime ulaşabilirim."
"Dans etmeden de yapacağını düşünüyorum."
"Onu mu kıskanacaksın?"
"Hiç tereddüt dahi etmediğini mi , yoksa kıza nasıl baktığını gördüğümü mü kıskanmalıyım?"
"Dans etmeyi bilseydin yerinde sen olurdun..."
Güldüm.
"Başarılar Lorenzo."
Yanından hızla ayrıldım. Çok öfkeliydim. Sırf bir takım kaptanlığı için bana yaptıkları hiç hoş değildi. Kalp kırıcıydı. Hiçbir şeyi yalanlamamıştı bile.
Kafamdan bu düşünceleri atmak istiyordum. Dans etmek için eski salona indim. Küçük bir yer olduğu için kullanılmıyordu artık. Depo gibiydi.
Girdim ve aklımdaki şarkıyı açtım ve hoparlöre bağladım. Daha sonra telefonu sandalyenin üstüne bıraktım ve aynada kendime baktım.
Sinirim henüz geçmemişti. Ve dans etmek buna iyi gelecekti. Gelmek zorundaydı...Bir süre dans ettikten sonra yorulmuştum. Yere çömeldim ve daha sonra yavaşça oturdum. Alkış sesi gelince yerimden sıçradım. Korkmuştum.
"Çok güzeldi."
"Ne işin var burda?"
"Seni izliyordum."
Maçta olması gerekirdi. Bu yüzden ona biraz kızıyordum.
"Maça gitmen gerek burda vakit harcama!"
Yanıma oturdu.
"Layana saatlerdir ordayım ve eminim bensiz hallederler."
"Kaptan sensin."
"Evet ama olmak zorunda değilim."
"Lorenzo'ya kaptanlığı vermek istediğinden emin misin?"
"Istiyor değilim ama alırsa da sorun değil."
"Nasıl yani?"
"Bak şu an seninle burda oturuyor olmak 11 erkekle ilgilenmekten çok daha iyi geliyor."
Gülümsedim.
"Her neyse dansın bu muydu?"
"Hayır tam olarak değil. Kafamdakileri deniyordum."
"Bu halini beğendim."
"Sırası bile yoktu." dedim gülerek.
O da güldü.
"O zaman bu işten hiç anlamıyorum."
"Beni bu işe başlatan sensin, anlamadığını varsaymak hakaret olur."
Güldük.
Gözlerine bakıyordum. Bu oldukça ilginçti. Bir saat önceye kadar Lorenzo'ya bakamazken tam şu an Damián'a bakıyordum.
"Hadi devam et."
"Dinleniyordum." dedim.
"Dinlenmek yok."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BASOREXIA
RomantizmYa sizi hasta ederler ya da iyileşmenin bir yolunu bulursunuz... (+18) rahatsız olacaklar okumaması önemle rica olunur.