[chapter 24]

617 65 18
                                    

"Adeline, istersem yerini saniyeler içinde bulabileceğimi biliyorsun, telefonunu aç lütfen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Adeline, istersem yerini saniyeler içinde bulabileceğimi biliyorsun, telefonunu aç lütfen."
Mesajlardan birine daha baktığım sırada telefonun tekrar çalması ile derin bir nefes vererek telefonu masanın üzerine bıraktım.
Tony tam da söylediği gibi saniyeler içinde yerimi bulabilirdi ama belli ki işleri yoluna koyabilmek için benim ona ulaşmamı istiyordu.
Onu endişelendirdiğimi biliyordum ama yapmak istediğim şeyler arasında onunla konuşmak yer almıyordu.
En azından şimdilik.
"Telefonları açmamakta ısrarcı mısın?"
Bucky elindeki fincanı masanın üzerine bırakarak yanıma oturduğunda ona kısa bir bakış atarak kafamı iki yana salladım ve fincanı ellerimin arasına aldım.
"Henüz değil."
Bucky sıkıntılı bir nefes vererek kafasını onaylar anlamda salladı.
"Belki de onu dinlemelisin."
Omuz silkerek konuştuğunda kaşlarımı kaldırdım ve elimdeki fincanı masanın üzerine bıraktım.
"O beni dinlememişti."
Hızlıca konuştuğumda Bucky gözlerini devirdi.
"Anlattığın kadarıyla kimse Aaron'un kaçmasına yardım eden kişinin sen olduğunu söylemedi."
"İma ettiler."
Bucky bana ters bir bakış atarak saçımı çektiğinde kaşlarımı çattım ve elini itekledim.
"Şimdi de saçımı mı çekiyorsun?"
Şaşkınlıkla konuştuğumda Bucky genişçe gülümsedi.
"Bir daha yapmamı istemiyorsan konuşmayı kes ve beni dinle."
Göz devirerek konuşması için kafamı salladığımda Bucky arkasına yaslandı.
"Senin için endişeleniyorlar Adeline, Tony'e kendini anlatması için bir şans ver."
"Kimsenin benim için endişelenmesine ihtiyacım yok Bucky, yaptığım her şeyden sonra diken üstünde hissetmekten bıktım artık."
Bucky bir şey söylemeden bana bakmaya devam ettiğinde derin bir nefes verdim.
"Üzerimde hala insanların yargılayıcı bakışlarını hissedebiliyorum ve bundan yoruldum Bucky, çok yoruldum."
"Yorulduğunu biliyorum, inan bana biliyorum."
Bucky hafifçe gülümseyerek kafasını salladığında ona aynı şekilde karşılık verdim.
"Kahveni beğenmedin mi yoksa?"
Bucky ortamı yumuşatmak adına gülerek konuştuğunda kıkırdadım ve kafamı onaylar anlamda salladım.
"Beni pek iyi misafir ettiğin söylenemez."
Bucky kaşlarını kaldırarak kahvesinden bir yudum aldıktan sonra dudaklarını hızlıca kupadan çekti ve yüzünü buruşturdu.
"Evet, seni iyi misafir etmediğim konusunda haklısın."
İstemsizce yüksek sesli bir kahkaha attığımda Bucky halime gülerek sırtını pek de rahat sayılmayan koltuğa yasladı.
"Koltuğunun da rahat olduğu söylenemez."
Sırtımı onun gibi koltuğa yaslayarak konuştuğumda Bucky kafasını bana doğru çevirdi.
"Kapa çeneni."
"Pekala."

"Kalmak istemediğine emin misin?"
Bucky sırtını kapıya yaslayarak konuştuğunda hafifçe gülümsedim.
"Aaron'u bulmam gerekiyor."
Bucky sıkıntılı bir nefes vererek kafasını salladı.
"Aaron'un hâla sorun çıkardığına inanamıyorum."
Kısık bir sesle konuşarak kafamı iki yana salladığımda Bucky hafifçe omzumu sıktı.
"Onu bulduğunda ne yapacaksın?"
Omuz silktim.
"Sanırım onu bulduğumda karar vereceğim."
Bucky kafasını onaylar anlamda sallayarak kollarını belime doladığında kıkırdadım ve ona sıkıca sarıldım.
"Görüşürüz Bucky."
"Görüşeceğiz."
Ona son kez bakarak hızlı adımlarla evden çıktım ve caddeye ulaştım.
Çok ilerleyememişken sertçe duvarın arkasına çekildiğimde gördüğüm kişiyle duraksadım.
"Richard?"
Richard kaşlarını kaldırarak gülümsediğinde onu hafifçe itekledim.
"Burada ne işin var?"
"Telefonlarına cevap vermedin."
"Yalnız kalmak istediğimi söylemiştim."
Richard sıkıntılı bir nefes vererek kafasını iki yana salladı.
"Adeline, kızgın olduğunu biliyorum ama Tony ile konuş lütfen."
Hafifçe güldüm.
"Bunu söylemek için mi peşimden geldin?"
Richard gözlerini devirdiğinde bir şey söylemeden ona bakmaya devam ettim.
"Herkes senin için endişeleniyor Adeline, buna ben de dahilim.
Şimdi bu saçmalığı sona erdirip kuleye geri dönüyorsun."
"Öyle bir niyetim yok Richard, geri dönüp bunu diğerlerine de iletebilirsin."
Yanından geçmek için hareketlendiğimde bir kez daha beni durdurması ile sinirle homurdandım.
"Adeline, lütfen."
Richard kısık bir sesle konuşarak elimi sıkıca tuttuğunda derin bir nefes verdim ve kafamı onaylar anlamda salladım.
"Kimseyle konuşmayacağım, odadan çıkmamı da bekleme."
Hızlıca konuşarak tek kaşımı kaldırdığımda Richard halime güldü ve kollarını hızlıca belime doladı.
"Arabayı getireceğim."
Bir şey söylememe izin vermeden hızlı adımlarla gittiğinde çalan telefon ile duraksadım.
Tony her gün olduğu gibi bugün de aramaktan vazgeçmemişti ve açana kadar da duracak gibi değildi.
Etrafa kısa bir bakış atarak telefonu açtığımda bana izin vermeden Tony konuşmaya başladı.
"Adeline kızgın olduğunu biliyorum ama buraya bir an önce gelmelisin, sana başından beri güvenmeliydim."
"Tony."
Lafa atılmaya çalıştığımda Tony'nin söylediği şey ile gözlerim arabanın camından kafasını uzatmış gülümseyerek bana bakan Richard'a döndü.
"Adeline, Aaron'a yardım eden kişi Richard."
Duyduklarımı idrak etmeye çalıştığım sırada Tony bir kez daha bana seslendiğinde sıktığımı yeni fark ettiğim telefonu serbest bıraktım.
"Adeline, iyi misin?"
Tony'nin sesindeki endişe arttığında hafifçe boğazımı temizledim.
"Geliyoruz."
"Adeline, Richard'da mı yanında?"
"Evet."
Tony'nin derin bir nefes verdiğini işittiğimde gözlerimi etrafta gezdirdim ve bana doğru yaklaşan arabaya baktım.
"Adeline, dikkatli ol."
"Richard benim abim Tony, geldiğimde konuşuruz."
Bir şey söylemesine izin vermeden telefonu kapattım ve hızlı adımlarla ileride duran arabaya doğru ilerledim.
"Kiminle konuşuyordun?"
Richard merakla konuştuğunda bir şey söylemeden kapıyı kapattım ve ileriye bakmaya başladım.
"Adeline, iyi misin?"
Titrek bir nefes vererek gözümden akan yaşı sildiğimde Richard bir şey söylemeden arabayı çalıştırdı.
Büyük ihtimalle Tony ile kavga ettiğim için üzgün olduğumu düşünüyordu.
Onun yaptığı bir şey yüzünden suçlandığımı bilmesine rağmen susuyordu.
"Buna daha ne kadar devam edeceksin?"
İlgisiz bir sesle konuştuğumda Richard gözlerini kısa bir anlığına bana çevirdi ve kaşlarını çattı.
"Anlamadım?"
"Aaron'un kaçmasına yardım ettiğini daha ne kadar saklayacaksın?
Araba aniden durdurduğunda gözlerimi sıkıca kapattım ve ellerimi sıktım.
"Adeline."
Richard kısık bir sesle konuştuğunda başımı ona doğru çevirdim.
"Neden?"
Richard bir şey söylemeden ileriye baktığında sinirle güldüm.
"Sadece nedenini söyle."
"Adeline ben-"
"Nedenini söyle!"
Neredeyse çığlık attığımda Richard derin bir nefes verdi ve elini hızlıca direksiyona geçirdi.
"Bu şekilde öğrenmemeliydin."
Fısıltıyla konuştuğunda gözümden akan yaşları sildim ve başımı cama çevirdim.
"Adeline, lütfen."
Richard ellerimi sıkıca tutarak beni kendine doğru çekmeye çalıştığında onu hızlıca ittirdim.
"Sana anlatman için bir fırsat veriyorum, lütfen Richard."
Richard sessiz kalmaya devam ettiğinde kafamı iki yana salladım.
"Beni ne ile suçladıklarını biliyorsun, ona rağmen sustun."
"Öyle değil."
Ona ters bir bakış attım ve derin bir nefes vererek arabadan indim.
"Bu şekilde gitmene izin vermem."
Richard arkamdan geldiğinde ona doğru döndüm ve alayla konuştum.
"Sonunda ne durumda olduğumu anlamana sevindim."
Derin bir nefes verdim ve başımı ellerimin arasına aldım.
"Beni Aaron'u oradan çıkarmakla suçladılar Richard, bu yaşandığında oradaydın ve ne durumda olduğumu görmene rağmen sustun."
"Bunu nasıl öğrendin?"
"Nasıl öğrendiğimin bir önemi var mı?
Sana güvenmiştim Richard, bana bunu neden yaptın?"
"Zorundaydım."
Tek söylediği şey bu olduğunda sinirle saçlarımı çekiştirdim ve hızlıca ona doğru ilerledim.
"Sana söylediğim onca şeyden sonra diyeceğin tek şey bu mu?
Ne var biliyor musun Richard? Cehennemin dibine git ve bir daha sakın karşıma çıkma, sakın."
"Seni korumak için yaptım."
Richard arkamdan bağırarak konuştuğunda kafamı iki yana salladım ve ilerlemeye devam ettim.
"Onun kardeşini öldürdüm Adeline, sen korumak için onu öldürdüm ve şimdi de Aaron intikam istiyor, sana zarar verecekti.
Bana gösterdi, seni öldürmek için hazır bekleyen adamını gösterdi.
Yapmak zorundaydım, seni korumak için yapmak zorundaydım."
Adımlarım duraksadığında hızlıca ona doğru ilerledim.
"Aaron'un kardeşi mi vardı?"
Şaşkınlıkla fısıldadığımda Richard burukça gülümsedi ve kafasını salladı.
Ağzım şaşkınlıkla açıldığında Richard derin bir nefes vererek gözünden akan yaşı sildi.
"Bu onu oradan kaçırmanı gerektirmezdi, kendimi korurdum Richard.
Aaron oradan çıkmak zorunda değildi."
Richard hafifçe kaşlarını çattı ve sinirle gülerek başını ellerinin arasına aldı.
"Başka bir seçeneğim var mıydı sanıyorsun?"
"Her zaman başka bir seçenek vardır Richard."
"Ben senin yaptığını yapamam Adeline, büyük ihtimalle başka şekilde çözebileceğimizi düşünürdün değil mi?
Seni hedef almış bir silahı görünce başka şekilde çözmek aklımın ucundan bile geçmedi."
"Ben bulurdum, başka bir yol bulurdum.
"Evet çünkü sen Adeline'sın değil mi? güçlerin sayesinde her şeyi yapabileceğini düşünüyorsun.
Bazılarımız hata yapabilir Adeline, bazılarımız senin kadar güçlü değil."
Richard hızlıca geriye çekilip ayağını sertçe arabaya vurduğunda geri çekildim.
"Sahip olduğum tek şey sana olan sevgim, fazlası değil.
Seni korumak zorundayım çünkü kalan tek kişi sensin."
Richard derin bir nefes vererek hızlıca yere çöktüğünde ona doğru ilerledim ve eğilerek sıkıca sarıldım.
"Özür dilerim, çok özür dilerim."
Richard hıçkırarak kollarını belime doladığında ona daha da sıkı sarıldım.
"Beni affet, lütfen."
Kısık bir sesle konuştuğunda kafamı salladım ve burnumu çektim.
"Seni affediyorum, tabii ki de seni affediyorum."
Richard bir şey söylemeden bana daha da sıkı sarıldığında gülümsedim.
"Hatırlamadığım için üzgünüm, benim için yaptıklarını unuttuğum için özür dilerim."

"Kardeşi şimdi mi aklına gelmiş yani? Bu saçmalıktan başka bir şey değil."
Clint anlattıklarımıza sinirlenip hızlıca ayağa kalktığında Fury ona uyarıcı bir bakış attı.
"Bana şu bakışı atmayı kes, aptal bi çocuğu bulamayacaksak neden buradayız biz?"
Derin bir nefes vererek sırtımı koltuğa yasladım.
"İyi misin?"
Tony fısıltıyla konuştuğunda kafamı onaylar anlamda salladım.
"Bu işin ucu Richard'a dokunmayacak."
Net bir sesle konuştuğumda Fury gözlerini bana çevirdi.
"Richard bu işin içindeyken mi?"
"Bunu saklamak senin için zor olmaz Fury, benim için çok fazla şey yaptın bunlar için sana minnettarım, şimdi aynısını abim için de yapmanı istiyorum."
Yorgun bir sesle konuştuğumda Fury derin bir nefes vererek kafasını onaylar anlamda salladı ve hızlıca ayağa kalktı.
"Bir şey olursa size ulaşırım."
Bana son kez baktığında hafifçe gülümsedim ve salondan çıkışını izledim.
"Richard nerede?"
"Odaya çıkmasını söyledim, çok iyi görünmüyordu."
Natasha sakin bir sesle konuşarak gülümsediğinde kafamı onaylar anlamda salladım ve yavaşça ayağa kalktım.
"Ben de dinlensem iyi olur."
Onaylar mırıltılar geldiğinde uyuşuk adımlarla odaya doğru ilerledim ve içeriye girdim.
Kapıyı kapatamadan bir el beni engellediğinde gözlerimi beni durduran Tony'e çevirdim ve bir şey söylemeden dolaba doğru ilerledim.
"Biraz konuşabilir miyiz?"
Tony kısık bir sesle konuşarak ayakta dikilmeye devam ettiğinde dolabın kapağını kapattım ve ona doğru dönerek kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Evet?"
Tek kaşımı kaldırarak konuştuğumda Tony hafifçe boğazını temizledi ve elimi tutarak yatağın ucuna oturmamı sağladı.
"Bunun her şeyi düzeltmeyeceğini biliyorum ama özür dilerim."
"Tony-"
Tony elini ağzıma koyarak beni susturduğunda hafifçe boğazımı temizledim ve geri çekildim.
"Sadece dinle."
Tony derin bir nefes aldı ve hafifçe dudaklarını araladıktan sonra duraksadı, cümlelerini seçmeye çalışıyordu.
"Seni suçlamak aklımın ucundan bile geçmedi Adeline, onu oradan çıkaran sen olsaydın bile bunun bir nedeninin olduğunu bilirdim.
Umurumda olan sensin Adeline, bir şey olursa yaşayamayacağım tek kişi sensin."
Tony hafifçe kıpırdandı ve kucağıma koyduğum ellerimi sıkıca tuttu.
"Senden bu kadar kısa bir süre ayrı kaldığımda bile delirecek gibi oldum Adeline.
Gece kabuslarla uyandığımda seni görememek, seni yanımda hissedememek.
Ben... Bu bir işkence gibiydi."
Tony'nin sesi gergindi, neredeyse fısıldıyordu.
"Sanırım kendimi kaybediyorum, ne olduğunu bilmiyorum ama sana bakıyorum ve seni seviyorum Adeline, çok seviyorum."
Gözümden akan yaşı silmeye çalışmadan burukça gülümsediğimde Tony yüzünü acıyla buruşturdu ve elini yanağıma çıkardı.
"Korkuyorum Adeline, seni kaybetmekten çok korkuyorum."
Elimi onun gibi yanağına çıkardım ve zorlukla gülümsedim.
"Beni kaybetmeyeceğini söylemiştim, bunu daha ne kadar duymak istersen söylerim Tony.
Umurumda olan şey benden şüphelenmen olmadı, bana güvenmediğini düşündüm.
Ben korktum Tony, diğer insanlar gibi bana bir canavarmışım gibi bakmandan korktum.'
Tony kafasını hızlıca iki yana salladı.
"Bunu bir daha aklından bile geçirme Adeline, sakın."
Elleri saçlarımda dolaştığında onu kendime çektim sıkıca sarıldım.
Tony bunu beklediğini belli ederek boynuma öpücükler bırakıp kollarını belime doladı ve derin bir nefes aldı.
"Ne olursa olsun, ne yaparsan yap seninleyim.
Seni asla yalnız bırakmam, bir daha olmaz."
Kafamı salladım ve kollarımı mümkünmüş gibi ona daha da sıkı sardım.
Tony benimleydi, her zaman.

belle âme || Stark  [düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin