[chapter 25]

643 60 17
                                    

"Buna gerçekten gerek var mıydı?"Aynadan Tony'nin giymem için ısrar ettiği kırmızı elbisemi inceleyerek konuştuğumda Natasha gözlerini devirdi ve derin bir nefes vererek Wanda'ya baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Buna gerçekten gerek var mıydı?"
Aynadan Tony'nin giymem için ısrar ettiği kırmızı elbisemi inceleyerek konuştuğumda Natasha gözlerini devirdi ve derin bir nefes vererek Wanda'ya baktı.
"Susması için ne yapmamız gerekiyor?"
Bıkkınlıkla konuştuğunda Wanda hafifçe kıkırdadı ve omuz silkti.
"Benimle dalga geçmek yerine bu gece için neden bu kadar hazırlandığımı söylemeye ne dersiniz?"
İkisi de bir şey söylemediğinde gözlerimi devirdim ve Tony'nin önceden hediye ettiği kolyeyi boynuma taktım.
"Zor günler geçirdik Adeline, kısa bir süreliğine de olsa ayrı kaldık ve Tony artık bir şeylerin düzelmesini istiyor.
Aranızın iyi olduğunu biliyorum ama sanırım o daha da iyi olmasını istiyor."
Natasha sırıtarak konuştuğunda gülümsedim ve kafamı onaylar anlamda salladım.
"Gidelim o halde."
Hafifçe gülerek konuştuğumda ikisi de ayaklandı ve hızlı adımlarla peşimden ilerlemeye başladılar.
Aşağıya indiğimde Tony'nin salonun içinde aceleyle yürüdüğünü görünce şaşkınlıkla etrafıma bakındım.
Steve hafifçe boğazını temizlediğinde herkesin bakışları bir anda bize doğru döndü.
Kesinlikle tuhaftı.
"Adeline, çok güzel olmuşsun."
Tony genişçe gülümseyerek konuştuğunda ona aynı şekilde karşılık verdim.
"Her şey yolunda mı?"
Gözlerimi ayakta dikilen ekibin üzerinde gezdirdiğimde Peter kafasını onaylar anlamda salladı.
"Evet, kesinlikle yolunda."
Peter heyecanla konuştuğunda Pietro hafifçe sırıttı.
"Evet, Peter kesinlikle haklı."
Aralarında tuhaf bir bakışma geçtiğinde hafifçe sırıttım.
Tony onları umursamadan hızlıca elimi tuttu ve beni çekiştirmeye başladı.
"Tony, biraz yavaş olur musun?"
Şaşkınlıkla konuştuğumda Tony duraksadı ve kafasını onaylar anlamda salladı.
Bugün fazla tuhaftı, herkes fazla tuhaftı.
"Nereye gittiğimizi hâla bilmiyorum ama bizimle gelmek istemediğinize emin misiniz?"
"Hayır istemiyorlar, şimdi yürü lütfen."
Tony bıkkınlıkla konuşarak beni çekiştirmeye devam ettiğinde gözlerimi devirdim ve elini sıkıca tutarak ona ayak uydurdum, ayak uydurmak zorunda kaldım demek daha da doğru olabilirdi.
Tony kapımı açarak genişçe gülümsediğinde kıkırdayarak kafamı iki yana salladım ve koltuğa oturdum.
Tony arabayı çalıştırdığında bir şey söylemeden dışarıya bakmaya başladım.
Nereye gittiğimizi merak ediyordum ama Tony'nin merakımı gidermeye niyeti olmadığını da biliyordum, sürprizleri seviyordu.
"Yolumuz çok uzun mu?"
Sakin bir sesle konuştuğumda Tony gözlerini kısa bir anlığına bana çevirdi ve hafifçe gülümsedi.
"Benden ipucu almaya çalıştığını görüyorum güzelim ama buna kanmayacağım, yaklaştığımızda neresi olduğunu anlayacaksın."
Gözlerimi devirerek önüme döndüğümde Tony kıkırdadı ve dizimi hafifçe sıkarak yola döndü.
Yol tanıdık gelmeye başladığında kaşlarımı çattım ve etrafa daha da dikkatli bakmaya başladım.
"Burası evimize giden yol değil mi?"
Merakla konuştuğumda Tony genişçe gülümsedi ve bana tuhaf olduğunu söyleyebileceğim bir bakış atarak kafasını onaylar anlamda salladı.
"Evet, evimize giden yol."
Çok geçmeden evin yoluna girdiğimizde Tony arabayı durdurdu ve hızlıca arabadan inerek kapımı açtı.
"Bundan sonrasını görmemen gerekiyor."
Fısıltıyla konuşarak gözümü hızlıca bağladı ve dudaklarıma ufak bir öpücük bıraktı.
"Bunun sonunda ne olacağını çok merak ediyorum, eskisinden daha da çok."
Kafamı iki yana sallayarak beni yönlendirmesine izin verdiğimde Tony gülmekle yetindi ve elimi sıkıca tuttu.
Sonunda durduğumuzda heyecanla dudaklarımı ısırdım ve ellerimi birbirine sürttüm.
"Güzel olduğuna ve beğeneceğine inanıyorum, yani umarım beğenirsin."
Tony'i beklemeden hızlıca gözümdeki bezi çıkardım ve etrafıma bakındım.
Etrafta hiçbir şeyin olmaması ile kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı ve fısıltıyla konuştum.
"Tam olarak ne olduğunu anlamadım."
Tony'e doğru döndüğümde gördüğüm şeyle geriye çekildim.
"Tony neden diz çöküyorsun?"
Ne söylediğimi anlamadan bir şeyler mırıldandığımda Tony hafifçe gülümsedi.
"Adeline, ne zaman anlayacaksın güzelim?"
Bakışlarım elinde tuttuğu ufak kutuya kaydığında gözlerimi büyüttüm ve elimi şaşkınlıkla aralanan dudaklarıma götürdüm.
"Süslü cümleler söylemeyi beceremediğimi biliyorsun, sanırım yapamadığım tek şey bu."
Tony alayla konuştuğunda çoktan dolmaya başlayan gözlerimi umursamadan kıkırdadım.
"Geçen bunca zamandan sonra, senden ayrı kaldığım kısacık zamandan sonra çok düşündüm Adeline.
Sensiz olmak istemiyorum, uzakta olmanı istemiyorum.
Seni tanıdığım günden beri hissettiklerim bu zamana kadar hissetmiş olduğum güzel şey."
Tony hafifçe duraksayarak derin bir nefes aldığında bana sıkıca tutunan elini daha da sıktım.
"Sen her zaman aklıma gelen ilk şeysin Adeline, uyumadan önce düşündüğüm son kişisin."
Hafifçe gülümsedim.
"Burada seninle sonsuza kadar kalabilirim Adeline, sen de benimle kalır mısın?"
Kısık bir sesle konuştuğunda kafamı onaylar anlamda salladım ve genişçe gülümsedim.
"Benimle evlenir misin Adeline?"
Dudağım titremeye başladığında hıçkırıklarımın arasından zorlukla konuştum.
"Evlenirim, seninle evlenirim Tony."
Tony heyecanla parmağıma yüzüğü taktığında doğrulmasını beklemeden hızlıca yere çöktüm ve ona sıkıca sarıldım.
Tony'nin elleri saçlarımı okşamaya başladığında derin bir nefes vererek geri çekildim.
"Ağlamanı istemiyorum, çirkin oluyorsun."
Tony gülerek konuştuğunda kıkırdadım ve kafamı iki yana sallayarak ellerimi ensesine çıkardım.
Tony bana uzun bir öpücük vererek geri çekildiğinde gülümsedim ve alınlarımızı birleştirmesine izin verdim.
"Yeni bir hayat Adeline, düşünsene."
Gözlerini evimize çevirerek konuştuğunda ona ayak uydurdum.
"Burada yaşayacağımız şeyleri bir düşün Adeline."
"Her zaman beraber kalacağız, benden uzağa gitmeyi aklından bile geçirme Stark."
Tony kıkırdadı.
"Asla, senden uzağa gitsem bile yolun sonunda hep seninle olurum.
Ne olursa olsun seni bulurum Adeline."
"Ne olursa olsun seni bulurum."

"Hadi ama, o zamanları unuttun mu yoksa?"
Gülerek konuştuğumda Tony gözlerini devirdi ve içkisinden bir yudum alarak masanın üzerine bıraktı.
"Beni fazla uğraştırmıştın Adeline, seni taşıdığı için Steve'i öldürmeyi düşünmedim değil."
Söylediği şeye yüksek bir kahkaha attığımda Tony güldü ve kafasını iki yana salladı.
"Komik olduğunu mu düşünüyorsun?"
Gülüşümü zorlukla durdurarak kafamı onaylar anlamda salladığımda Tony gülümsedi ve saçlarımın arasına ufak bir öpücük bıraktı.
"Geriye dönüp baktığımda her şeyin değiştiğini görebiliyorum."
Derin bir nefes vererek konuştuğumda Tony kolunu koltuğa yasladı ve dikkatini bana verdi.
"Fury beni takıma dahil etmeye çalıştığında onu reddediyordum, tek istediğim Peter için her şeyin en iyisi olmasıydı."
Hafifçe gülümsedim.
"Ailem Peter'dan ibaretti Tony, sonra o partiye geldim."
Gülerek konuştuğumda Tony genişçe gülümsedi ve elimi hafifçe okşadı.
"O salona girdiğim andan beri bir şeylerin değişeceğini biliyordum, sizden ayrılamadım.
Hepiniz benim ailemin bir parçası oldunuz, tek başıma olduğumu sanıyordum ama bir abim olduğunu bile öğrendim."
Aklıma gelen şeyler ile kafamı iki yana salladım.
"Aslında hiçbir zaman gerçek bir hayat yaşamadığımı fark ettim."
"Bunların geride kaldığını biliyorsun."
Tony fısıltıyla konuştuğunda kafamı salladım.
"Geride kaldılar çünkü artık size sahibim, sana sahibim.
Seni seviyorum Tony."
Tony hafifçe gülümseyerek kolunu hızlıca belime doladığında ona karşılık verdim ve derin bir nefes vererek yavaşça geri çekildim ve etrafa baktım.
"Bu evde yaşayacağımı düşünmek bile tarif edilemez."
Tony etrafa bakındı ve hafifçe sırıttı.
"Bir an önce taşınabileceğimizi söylemekten vazgeçmeyeceğim."
Kıkırdadım ve hafifçe omzuna vurdum.
"Belki diğerleri de burada yaşayabilir, evimiz yeterince büyük."
Alayla konuştuğumda Tony gözlerini belertti.
"Salonumun içinde fazladan insan görmek istemiyorum."
Kıkırdadım ve kafamı onaylar anlamda salladım.
"Pekala."
Kollarımı havaya kaldırarak konuştuğumda Tony'nin elleri belimi kavradı ve hızlıca üzerime doğru eğildi.
Ufak bir çığlık atarak düşmemek için ensesine tutunduğumda Tony gülümsedi ve üzerime biraz daha eğildi.
"Acaba evi biraz gezmeli miyiz?"
Fısıltıyla konuştuğunda hafifçe sırıttım ve dudaklarımı büzdüm.
"Evi önceden gezdiğimizi hatırlıyorum."
Tony beni taklit ederek sırıttı ve dudaklarıma kısa bir öpücük bırakarak fısıltıyla konuştu.
"Yatak odasını gezdiğimizi hatırlamıyorum."
Hafifçe dudağımı dişledim, oyun oynamayı seviyordum.
"Aslına bakarsan Tony, ben gezdiğimizi çok net hatırlıyorum."
Tony kaşlarını kaldırarak gülümsedi ve bir şey söylememe izin vermeden bacaklarımı beline dolamamı sağladı ve hızlıca ayağa kalkarak yukarıya doğru ilerlemeye başladı.
"Aslına bakarsan Adeline, yatak odasını bir kez daha gezsek iyi olur."
Boynuma ufak bir öpücük bırakarak kulağıma doğru fısıldadığında genişçe gülümsedim ve hızlıca dudaklarımızı birleştirdim.
Yatak odasını gezmek iyi bir fikirdi.

Bu bölüm beni hem çok mutlu etti hem de üzdü, yazarken çok karmaşık duygular hissettim gerçekten hahashakdh
Umarım beğenir ve birkaç yorum bırakırsınız💘💘✨✨

belle âme || Stark  [düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin