"Hadi Adeline, mızıkçılık yapma da kalk daha çok çalışmamız gerek."
Steve başıma dikilip sakin bir sesle konuştuğunda alayla güldüm.
Bu adam herkeste süper asker serumu var sanıyordu.
"Steve, saatler geçti ve ben ölüyorum ama sen mızıkçılık yapma diyorsun."
Steve hafifçe güldüğünde göz devirdim.
"Tanrım, bana yardım et."
Sesim duyulmuş gibi kapı açılıp içeriye Tony girdiğinde yüksek bir kahkaha attım ve neredeyse Tony'nin üstüne atladım.
Tony gülüp beni belimden desteklediğinde bize gülerek bakan Steve'e dil çıkardım.
Kaşlarını havaya kaldırdığında omuz silktim.
"Sanırım doğru bir zamanda geldim."
Tony gülerek konuştuğunda kafamı onaylar anlamda salladım.
Tüm vücudum sızlıyordu ve kesinlikle elimi kaldırmaya bile halim yoktu.
"Steve bana hiç acımadı Tony, şu an nasıl ayaktayım onu bile bilmiyorum."
Tony şikayetlerim üzerine kıkırdadı ve Steve'e baktı.
"Seninle sonra görüşeceğiz fosil."
Steve gülerek ellerini havaya kaldırdığında güldüm ve Tony'nin yönlendirmesine uyarak kapıya doğru ilerledim.
Odaya çıktığımızda hızlıca kendimi yatağa attım.
"Git ve duş al Adeline."
Tony'nin sesine omuz silkmekle yetindim.
Kolumu kaldırmaya halim yok derken şaka yapmıyordum.
Tony yanıma gelip tepeden bana baktığında hafifçe gülümsedim.
"Dinlenmeye ihtiyacım var, uyandığımda gireceğim."
Tony güldü ve kafasını onaylar anlamda salladı.
"Seni uyandırırım."
Bir şey demeden sırtımı ona döndüm ve yatmaya devam ettim.
Çok geçmeden kalçamda bir acı hissettiğimde hızlıca arkamı döndüm ve kapının önünde durmuş sırıtarak bana bakan Tony'i gördüm.
"Ödeştik."
El sallayıp sırıtarak odadan çıktığında güldüm ve kafamı iki yana salladım.
Yüzümde hissettiğim ıslaklık ile gözlerimi açtığımda tavandan aşağıya sarkan Peter'ı gördüğümde yüksek sesli bir çığlık atarak kendimi yataktan attım.
Peter kesinlikle aptalın tekiydi.
"Ne yapıyorsun sen?"
Peter doğruldu ve elindeki su şişesini yatağın üstüne attı.
"Seni uyandırmaya geldim."
Derin bir nefes aldım ve hafifçe gülümsedim.
İç açıcı olmadığı belliydi.
"Bu şekilde mi?"
Peter sertçe yutkunarak kapıya doğru ilerlediğinde kaçmasına izin vermeden uzun zamandır kullanmadığım gücümle kapıyı hızlıca kitledim.
"Şimdi ne yapacaksın örümcek?"
Peter hafifçe gülümsedi ve acelesiz adımlarla yanıma yaklaşıp hızlıca sarıldı.
Bu beni güldürdüğünde bir şey söylemeden aynı şekilde karşılık verdim.
"Seni böyle uyandırmak Clint'in fikri.
Bay Stark seninle uğraşırsa onu tekmeleyeceğini söylediği için beni gönderdi."
Yüksek sesle kahkaha attım ve Peter'ı itekledim.
"Tamam git hadi, hazırlanıp geleceğim."
Peter kafasına onaylar anlamda salladı ve bir şey söylemeden odadan çıktı.
O gittikten sonra biraz daha oyalayıp duşa girdim ve hazırlandım.
Odadan çıktığımda ağrıyan vücudum yüzünden yavaş adımlarla ilerlerken Loki'yi görünce adımlarımı hızlandırdım.
"Merhaba."
Loki bana ufak bir bakış atıp yürümeye devam ettiğinde göz devirdim ve peşinden ilerledim.
"Dilini mi yuttun?"
Loki durdu ve ters ters bana baktı.
"Şımarık insanlardan nefret ediyorum, sende onlardan birisin."
Hafifçe kıkırdadım ve yanına ilerledim.
"Sen herkesten nefret ediyorsun ama sorun değil olur böyle şeyler."
Loki birkaç saniye duraksadığında hafifçe gülümsedim ve yanından geçip ilerlemeye devam ettim.
Salona girdiğimde koltukta oturan Nick ve Maria ile duraksadım.
"Fury?"
Nick Fury bakışlarını bana çevirdi.
"Merhaba Adeline."
Maria bana ufak bir bakış atıp gülümsediğinde aynı şekilde karşılık verdim ve Tony'nin yanına oturdum.
"Neden herkes bu kadar durgun?"
Tony'i dürtüklediğimde tuhaf bir bakışla bana baktı ve derin bir nefes alıp önüne döndü.
Yan yana oturmuş Nick ve Maria'ya baktım ve derin bir nefes alarak konuştum.
"Sabah her şey normaldi şu an sorunu sizin getirdiğinizi düşünüyorum."
Nick derin bir nefes vererek koltukta doğruldu ve yeni fark ettiğim dosyayı önüme doğru fırlattı.
Richard birden ayağa kalkıp dosyaya uzandığında Tony sertçe kolunu tuttu.
Şaşkınlıkla ikisine baktığımda Tony beni fark edip kolunu geri çekti.
"Burada benim bilmediğim ne dönüyor?"
Kimse bir şey söylemediğinde sinirle güldüm ve Fury'nin masaya fırlattığı dosyaya uzandım.
"Zamanı değil."
Richard kafasını olumsuz anlamda sallayıp ayağa kalktığında duraksadım.
"Richard, neyin zamanı değil?"
Richard kafasını olumsuz anlamda sallayıp salonun içinde dolaşmaya başladığında ayağa kalktım ve yanına yaklaştım.
"Tüm bunların kaçırılma olayıyla bir ilgisi var mı?"
"Kaçırılma olayının Richard ile bir ilgisi mi var?
Richard Steve'in konuşmasını umursamadan dolan gözlerini bana çevirdiğinde hafifçe irkildim.
"Özür dilerim."
Bir şey söylemeden sadece yüzüne baktım ve masanın üzerindeki dosyayı elime aldım.
Richard'ın bakışları dosyaya kaydığında bunu umursamadan ona bakmaya devam ettim ve dosyayı ortadan ikiye yırttım.
"Adeline, ne yapıyorsun?"
Tony'nin sesini umursamadan Richard'a bakmaya devam ettim.
"Bana onun içinde ne olduğunu sen söyleyeceksin, artık yalan istemiyorum."
Richard arkaya bir bakış attı ve yerinde kıpırdandı.
"Kimsin sen Richard?"
Richard konuşmak için ağzını açtığı sırada Wanda'nın bağırışı ile hızlıca onlara baktım.
"Eğilin!"
Dediğini yapana kadar cam kırıldı ve ne olduğunu anlayamadan içeriye silah sesi doldu.
Karnımda bir acı hissettiğimde elimi oraya götürmek istedim fakat Richard kolumu tuttu ve beni koltuğun arkasına çekti.
Hissettiğim acı katlandığında hafifçe inledim.
Richard ne olduğunu anlamak istermiş gibi bana baktığında bakışları çoktan kana bulanmış beyaz elbiseme kaydı ve sertçe yutkundu.
Omzumda bir el hissedip Tony'nin sesini duyduğumda bakışlarım hâla kanla kaplı elbisemdeydi.
Ellerim titremeye başladığında Richard'ın yerini Tony aldı.
"Adeline, güzelim bana bak."
Bakışlarım Tony'nin dolmuş gözlerine kaydığında zoraki bir şekilde gülümsedim.
Gözlerim kararmaya başladığında son hissettiğim şey Tony'nin karnıma baskı yapan eliydi.
•
Adeline ve Tony'i yazmayı çok özlemisimm🫶🏻🫶🏻🫶🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
belle âme || Stark [düzenleniyor]
Fanfiction"The problem is," he said as he leaned in, "if i kissed you, I don't think I'd be able to stop."