[chapter 26]

510 45 9
                                    

"Bana yardım et!" Çığlıklar çoğalmaya başladığında kafamı iki yana sallayarak koşmaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bana yardım et!"
Çığlıklar çoğalmaya başladığında kafamı iki yana sallayarak koşmaya başladım.
"Adeline, lütfen."
Kolum tutulduğunda yüksek sesli bir çığlık atarak geriye kaçmaya çalıştım.
"Sana zarar vermeyeceğim."
Aaron bağırarak konuştuğunda kana bulanmış ellerine baktım.
"Bana yardım et."
Aaron diz çöktü ve derin nefesler almaya başladı.
"Adeline."
Gözlerimiz kesiştiğinde gördüğüm mavilikle irkildim.
"Onu ben öldürdüm."
Gösterdiği yere baktığımda gördüğüm bedenle titreyen bedenimi yere bıraktım ve yüksek sesli bir çığlık attım.
Aaron sırıtarak bana doğru yaklaştığında korkuyla geriye kaçtım fakat o beni çoktan yakalamıştı.
"Onu korumalısın Adeline, Tony'i kaybetmek istemezsin."
Kafamı iki yana sallayarak ağlamaya devam ettiğimde Aaron saçımı sertçe çekerek Tony'nin ölü bedenin yanına düşmemi sağladı.
"Onu korumalısın, ne yapman gerektiğini biliyorsun."
Nefes nefese gözlerimi açtığımda kolumu tutan elleri itekledim ve kendimi yere bıraktım.
"Sorun yok, iyisin."
Tony titreyen bedenimi sakinleştirmeye çalışarak bana sıkıca sarıldığında gözümden akan yaşları sildim ve ona iyice sokuldum.
"Sakin ol güzelim, geçti.
Tony saçıma ufak bir öpücük bıraktığında ondan uzaklaştım ve kafamı iki yana salladım.
"Geçmeyecek, artık görmek istemiyorum Tony."
Ağlayarak konuşmaya devam ettiğimde Tony elimi sıkıca tuttu.
"Sorun yok."
Tony sakince konuştuğunda sinirle bağırdım.
"Her gözümü kapattığımda senin cansız bedenini görmekten bıktım, ben korkuyorum Tony.
Seni öyle görmek istemiyorum, lütfen bana yardım et.
Senin ölmeni istemiyorum, lütfen."
Fısıltıyla konuştuğumda Tony hiç beklemeden beni kucağına çekti ve sıkıca sarıldı.
"İyi olacağım, söz veriyorum her zaman iyi olacağım Adeline."

"Adeline, geldik güzelim."
Tony arabayı durdurduğunda hafifçe gülümsedim ve dışarıya çıktım.
"İyi misin?"
Tony elimi sıkıca tutarak konuştuğunda kafamı onaylar anlamda salladım.
"Her ne olursa olsun senin yanında olduğumu bilmeni istiyorum, korkma Adeline."
Tony saçıma ufak bir öpücük bıraktığında kafamı onaylar anlamda salladım.
"Hadi, içeriye girelim."
Hızlı adımlarla kuleye girdiğimizde herkesin içeride olduğunu görünce genişçe gülümsedim ve bana doğru ilerleyen Natasha'ya sıkıca sarıldım.
"Benden bunu nasıl gizlersiniz?"
Yalandan sinirle konuştuğumda Wanda kıkırdadı.
"Fazlasıyla zor oldu ama başardık.
"Senin gibi güzel bir kızı Tony'e kaptırdığıma inanamıyorum."
Pietro alayla gülerek elime ufak bir öpücük bıraktığında Peter eline hafifçe vurdu.
"Onu rahat bırak."
Pietro genişçe sırıttı ve elini Peter'ın omzuna attı.
"Sen nasıl istersen Örümcek."
Hafifçe boğazımı temizledim ve güldüm.
"Adeline."
Fury bana doğru ilerlediğinde diğerlerini geride bıraktım ve onun yanına ilerledim.
"Tebrik ederim, bunun olacağını biliyordum."
Gülümsedim.
"Teşekkür ederim Fury, her şey için."
"Sırası olmadığını biliyorum ama her şey istediğin gibi, Richard bu olaydan etkilenmeyecek."
Kafamı onaylar anlamda salladım.
"Peki ya Aaron?"
Fury birkaç saniye duraksadığında derin bir nefes verdim ve ona biraz daha yaklaştım.
"Onu kafamın içinde hissedebiliyorum, neden bilmiyorum ama o hep burada."
Fury kaşlarını çattığında titrek bir nefes verdim.
"Eğer bir gün yapmamam gereken bir şey yaparsam birinin beni durduracağını bilmek istiyorum."
Fury bir şey söylemediğinde ısrarla ona bakmaya devam ettim.
"Tony bunu yapamaz Nick ya da diğerleri, bunu yapabilecek tek kişi sensin."
Fury sıkıntılı bir nefes vererek kafasını salladığında zorlukla gülümsedim.
"Artık kendime ne kadar güvenebilirim bilmiyorum."
"Adeline, gel hadi."
Peter kolumdan sıkıca tutarak beni çekiştirmeye başladığında Fury'e son kez baktım ve Peter'ı takip etmeye başladım.
"Kimin burada olduğuna inanamayacaksın."
Peter beni itekleyerek Bruce'un karşısına getirdiğinde kaşlarım şaşkınlıkla havalandı.
"Merhaba Adeline."
Bruce genişçe gülümseyerek kollarını belime doladığında gülümsedim ve sarılışına karşılık verdim.
"Tanrım! Seni yıllardır görmemiş gibiyim, bir daha bu kuleden dışarıya çıkmayı aklından bile geçirme."
Bruce ufak bir kahkaha attı ve yavaşça geri çekildi.
"Öyle bir niyetim yok."
Herkes koltuklara yerleştiğinde kendimi Tony'nin yanına bıraktım.
Clint, Thor'un çekici ile ilgili teorilerini tekrar ortaya atmaya başladığında Thor yüksek bir kahkaha attı.
"Bunu en son yaptığımızda sonu iyi bitmemişti Barton."
Tony gülerek konuştuğunda kıkırdadım ve kafamı iki yana salladım.
"Onun hevesini kırıyorsun."
Alayla konuştuğumda Clint gözlerini devirdi.
"Çocuk yapmanızı istemiyorum, sizin birleşiminiz beni sinirlendirmekten başka bir işe yaramayacak gibi."
Herkes güldüğünde göz devirme sırası bana ve Tony'e gelmiş gibiydi.
"Fazla konuşuyorsun Barton."
Tony alayla konuştuğunda gülümsedim ve başımı göğsüne yasladım.
"Yorgun musun?"
Tony fısıltıyla konuştuğunda omuz silktim.
"Biraz."
"Pekala, bu kadar eğlence yeter."
Tony hızlıca ayağa kalkarak beni de kaldırdığında elimi sırtına doladım.
"Biz uyumaya gidiyoruz."
Diğerlerini umursamadan yavaş adımlarla odaya çıktığımızda üstümdeki elbiseyi bir çırpıda çıkararak kendimi yatağa bıraktım.
"İyi misin?"
"Bana şunu sormayı bırakır mısın?"
Sinirle konuştuğumda Tony duraksadı ve bir şey söylemeden kafasını salladı.
Derin bir nefes vererek gözlerimi sıkıca kapattım.
"Özür dilerim."
Fısıltıyla konuştuğumda Tony gömleğini sandalyenin üstüne attı.
"Tony."
"Sorun yok Adeline, iyi geceler."
Bana sırtını dönerek yattığında titrek bir nefes verdim.
"Şimdi de bana evlenme teklifi ettiğin için pişman mısın yoksa?"
Tony hızlıca bana doğru döndüğünde kaşlarımı kaldırdım ve titreyen alt dudağımı ısırdım.
"Ne, bunu da nereden çıkardın?"
Tony şaşkınlıkla konuşarak doğrulduğunda omuz silktim.
"Neden bu kadar sinirli olduğumu bilmiyorum, bu sadece dışarıya çıkıyor ve engel olamıyorum.
Seni üzmekten başka bir şey yapmıyorum."
Tony ellerimi sıkıca tuttuğunda gözlerimi ona çevirdim.
"Adeline aklından neler geçiyor, seni bu kadar fazla yıpratan şey ne bilmiyorum ama eğer tüm bu öfkeyi içinde tutarsan.-"
Tony duraksadı ve derin bir nefes verdi.
"Bu seni öldürür Adeline."
Bir şey söylemeden ona bakmaya devam ettiğimde Tony bana sıkıca sarıldı ve uzanmamı sağladı.
Ona sarılırken düşündüğüm tek şey onu korumam gerektiğiydi, Aaron haklıydı.

Gözlerimi açtığımda gördüğüm manzara ile kaşlarımı çattım.
"Merhaba Adeline."
Aaron bana doğru ilerleyerek konuştuğunda hafifçe geri çekildim.
"Burayı hatırladın mı?"
Yüzümü buruşturdum.
"Bunu nasıl yapıyorsun?"
Aaron omuz silkti.
"Buraya yakıp geçtiğine hâla inanamıyorum, gerçekten bir canavarsın."
Beni umursamadan gülerek konuştuğunda sinirle dişlerimi sıktım.
"Zihninin kuvvetli olduğunu mu sanıyorsun Adeline? Yönetilmeye müsaitsin."
Kaşlarımı çattığımda Aaron baş parmağıyla hafifçe başıma vurdu.
"Loki buraya girdiğinde bana bir iyilik yaptığının farkında değildi, zihnini yaraladı ve ben de oradan içeriye sızdım."
Yüksek bir kahkaha attığında yüzümü buruşturdum.
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Benden aldığın güçler de buna yol açmış olabilir, kendi kendini yok ediyorsun Adeline."
Aaron duraksadı.
"Aptalın tekisin, bir gün her şeyini kaybedeceksin.
En sonunda tüm gücünü aldığımda geride hiçbir şey kalmayacak."
Sinirle ona doğru ilerlediğimde hızlıca ortadan kayboldu, geride bıraktığı tek şey kafamın içinde dolanan sesiydi.
"Zihnin sana oyun oynuyor, cadı."

Uzun zamandır bölüm atmıyordum, hikaye akışını bile unutmuşum, en sonunda zor da olsa bir şeyler yazabildim.
Basit bir bölüm olmuş olabilir, umarım beğenirsiniz💘💘💘✨✨✨✨

belle âme || Stark  [düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin