Üzerimdeki bej saten elbiseyi inceleyerek omuzlarımı biraz daha dikleştirdim ve derin bir nefes vererek masanın üzerine bıraktığım telefona gelebilecek bir bildirim için kısa bir bakış attım.
Peter'ın söylediğine göre bugün büyük gündü, sonunda yenilmezlere katılmıştı ve idolu olan Tony Stark onun adına bir parti düzenliyordu, şu an heyecandan ellerinin titrediğini görmesem bile hissedebiliyordum.
Ben ise Nick Fury'nin ısrarı ve Peter'ın gelmezsem arkadaşlığımızı bitireceği tehditleri yüzünden bu partide bulunacaktım, belki de biraz Yenilmezleri görmek için.
Nick Fury yaklaşık dört yıldan beri beni gözetim altında tutuyordu, yapabileceğim şeylerden dolayı olduğunun altını ise sürekli çiziyordu.
Hydra tarafından katledilmiş aileye ve bir takım güçlere sahip olduğunuzda bu durum biraz normal kaçıyordu, sanırım.
Çalan telefon ile kafamı iki yana sallayarak düşüncelerimi bir kenara attım.
Peter beni alacak aracın aşağıda olduğu bilgisini vererek telefonu suratıma kapattığında göz devirerek yatağın üzerindeki çantamı omzuma takarak sakin adımlarla aşağıya indim.
Zenginim diye bağıran aracın şöförü kapımı açarak geçmem için yol verdiğinde ona samimi bir gülümsemeyle karşılık vererek kısa bir teşekkür ettim, kaba olmak güçlerim arasında yoktu.Yol beklediğimden biraz daha uzun sürdüğünde sıkıntıyla yerimde kıpırdandım, belki de gitmemeliydim diye düşünmeye başlamışken arabanın Avengers kulesinin garajında durmasıyla açılan kapıdan çıkarak etrafa bakındım, sadece kule bile başlı başına buradayım diye bağırıyorken gözüm korktu, çoktan ne kadar zamandır bu kadar kalabalık bir ortamda olmadığımı düşünmeye başlamıştım.
Bana yol gösteren bir adam sayesinde partinin yapıldığı salona geldiğimde gözlerim tanıdık bir yüz bulmak için çaresizce etrafta dolaşıyordu.
"Adeline Murray?"
Gelen kadifemsi bir kadın sesiyle gözlerimi elinde içkisi ile bana yüzündeki samimi bir gülümsemeyle bakan kadına doğru döndüm.
Natasha Romanoff üzerine giydiği beyaz elbisesi ve kızıl saçlarıyla benim bile dönüp iki kez bakacağım bir kadındı.
"Evet, sizde Bayan Romanoff olmalısınız."
Natasha Romanoff yüzüne en güzel gülümsemelerinden birini takarak bana baktı.
"Natasha de lütfen, gel hadi seni bu kaybolmuşluğundan kurtaralım."
Gülümsemesine eşlik ederek onu onayladığımda çoktan ilerlemeye başlamıştı bile.
Arada etrafa kaçamak bakışlar atarken göz göze geldiğim birkaç kişiden sonra bunu yapmayı acilen kestim.
"Adeline, gelmişsin."
Peter her zaman ki geniş gülümsemesiyle bana sıkıca sarıldığında ona karşılık verdim.
"Başka şansım var mıydı Parker?"
Kulağına doğru fısıldadığımda Peter geri çekilerek göz devirdikten sonra diğerlerine döndü.
Tüm ekip buradaydı, bir kişi hariç.
"Merhaba Adeline, adını çok duymuştuk sonunda tanışabilmemize sevindim."
Steve Rogers tam olarak ondan beklediğim bir samimiyet ile konuşarak beni bir tık daha iyi hissettirdiğinde istemsizce gülümsemiştim.
Beklediğimin aksine herkes sıcakkanlı bir şekilde yaklaştığında şimdiden rahatlamıştım.
"Ah sonunda, bende ne zaman gelecek diyordum."
Natasha'nın alaylı sesiyle kaşlarını kaldırarak işaret ettiği yere istemsizce baktığımda Tony Stark ile göz göze gelmiştim, bu gözlerimi kaçırarak başka bir tarafa bakmama neden oldu.
"Üzgünüm, geciktim."
Ekip buna alışkın olduğunu belli ederek alaycı birkaç cümle kurduğunda Tony Stark'ın gözlerini üzerimde hissedebilmiştim, ki bu nasıl hissetirdiğine emin olamadığım bir şeydi.
"Adeline, değil mi?"
Elini uzatarak beklentiyle yüzüme baktığında hafif bir gülümsemeyle başımı onaylar anlamda sallayarak uzattığı elini sıktım.
"Memnun oldum Adeline."
Kendini tanıtma ihtiyacı bile hissetmiyordu, bunun sadece burada değil her yerde böyle olduğu çok belliydi, ün böyle bir şey demek diye düşünmeden edemedim.
Çok geçmeden herkesle bir şekilde konuşup eğlendikten bir süre sonra herkes kendi haline dönmüştü bile.
Peter, Steve ve Clint ile yüzlerindeki ciddi ifade ile muhabbet ediyor, gözlemlediğim kadarıyla Natasha ve Bruce flörtleşiyor, Thor ise arkada yaşlı adamlar ile içki yarışı yapıyordu, bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmesem de umursamadım.
Üzerimde hissettiğim bakışlar ile gözlerim elindeki viskisini yudumlayan Tony Stark'a kaydı.
Bakışları birkaç saniyelik değiştiğinde dudaklarına ufak bir tebessüm yerleştirdi.
"Sıkılmış gibisiniz Bayan Murray."
Sakin bir ses tonuyla konuştuğunda omuz silktim.
"Fazla kalabalığa alışkım değilim Bay Stark."
İstediği cevabın bu olmadığını bilsem de umursamadım, Bay Stark ise bunun üzerinde durmadan beni onaylamakla yetindi.
Birkaç dakika daha etrafa boş bakışlarla baktıktan sonra ayağa kalkarak yerini Peter'dan öğrendiğim lavoboya doğru ilerledim.
Boynuma aldığım serin sulardan sonra biraz daha rahatladığımda tekrardan oturduğum yere ilerleyecekken adımlarım Nick Fury tarafından kesildi.
"Adeline, seni burada gördüğüme sevindim."
"Fazlasıyla ısrarcıydınız, hayır diyemedim."
Hafifçe gülümsedi.
"Belki de bu bir şeylerin başlangıcı olur."
"Israrcılığınız sadece bu partiye gelme kararımı etkiledi, bir gruba dahil olmam için bundan daha fazlası gerekir."
İfadesini bozmadan bana bakmaya devam ettiğinde ufak bir baş selamıyla yanından ayrıldım.
Gözlerim ileriden bizi izleyen Peter ile kesiştiğinde ona doğru ilerledim.
"Benden istediğinin fazlasını yaptım, eve gideceğim Peter."
Peter itiraz etmedi, bazı şeylerin her zaman farkında olmuştu bu yüzden en yakın arkadaşımdı zaten.
Ona sıkıca sarıldığımda bana hızlıca karşılık vermesiyle gülümsedim.
"Teşekkür ederim."
Cevap olarak gülümsediğimde beni oturduğumuz koltuklara yönlendirmişti.
Geri kalan herkesle kısaca vedalaştıktan ve kalmam için ettikleri ısrarları nazikçe reddettikten sonra geldiğim araçla eve döndüm.
Eve girdiğim an tüm gece gerginlikle sıktığım tüm kaslarım gevşemişti.
Elbisemi bir çırpıda çıkartarak şortlu takımımı giydikten sonra kendimi uzandığım koltukta parmaklarımın arasında dolaşan enerjiye bakarken bulmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
belle âme || Stark [düzenleniyor]
Fanfiction"The problem is," he said as he leaned in, "if i kissed you, I don't think I'd be able to stop."