Önümdeki elbiselerde göz gezdirerek sıkıntılı bir nefes verdiğimde belimde hissettiğim ellerle genişçe gülümsedim ve Tony'e doğru dönerek ellerimi ensesinde birleştirdim.
"Canını sıkan şey ne bakalım?"
Tony fısıltıyla konuşarak dudağıma ufak bir öpücük bıraktı ve elini belimde gezdirdi.
"Kıyafet bulamıyorum desem."
Tony söylediğime hafifçe güldü.
"Kıyafetlerinin üzerinde olmamasını tercih ederim."
Tony arsızca bedenimi süzdüğünde hafifçe eline vurdum.
"Yarın akşam Richard ve Peter ile yemeğe çıkacağım, biraz kafa dağıtmaya ihtiyacım var."
Tony mırıldanarak dudaklarını boynuma sürttü.
"Kafanı başka şekilde de dağıtabiliriz."
Islak öpücükleri dudaklarıma ilerlediğinde elimi ensesine çıkararak ona karşılık verdim.
Tony'nin eli kalçamdaki yerini aldığında zorlukla geri çekildim.
"Sana hayır diyemeyişimi kullanma."
Kısık bi sesle dudaklarına fısıldadığımda Tony genişçe gülümsedi.
"Müstakbel eşime yaklaşamayacak mıyım?"
Alayla konuştuğunda kıkırdadım ve hızlıca dudaklarımızı birleştirdim.
Tony bunu beklediğini açıkça belli ederek öpüşüme sertçe karşılık verdiğinde ensesindeki ellerim kravatını çekiştirdim.
Kendimi tutamayarak güldüğümde Tony gülümsedi.
Yaramazlık yapmak isteyerek üstümdeki elbiseyi bir çırpıda çıkardığımda Tony'nin gözleri kocaman açıldı.
"Bunun acısını çıkaracağımı biliyorsun, değil mi?"
Ona iyice yaklaşarak parmaklarımı ark reaktörünün aydınlattığı göğsünde gezdirdim ve alt dudağımı dişledim.
"Aksini isteyen yok."
Tony daha fazla dayanamayarak bedenimi havalandırdığında bacaklarımı beline dolayarak beni yatağa götürmesine izin verdim.
Bedenim soğuk çarşafla buluştuğunda hafifçe titredim fakat umursamadan Tony'nin üstündeki gömleği çekiştirdim.
Tony gülerek gömleğini hızlıca çıkardı ve üzerime eğildi.
Dudakları sütyenimin açık bıraktığı göğüslerimde gezindiğinde başımı arkaya attım.
Ellerim pantolonunun kemerine gittiğinde Tony dudaklarıma fısıldadı.
"Öncesinde seni hissetmek istiyorum."
Eli çıplak bacaklarımda gezinerek ileriye uzandığında sertçe dudağımı ısırdım.
"Tony."
Hafifçe inlediğimde Tony'nin hareketleri daha da arttı, vücudum titremeye başladığında yüksek sesle inledim fakat Tony'nin hareketleri durmuştu.
"Lütfen."
Anlamsız birkaç şey söylediğimde Tony elini yavaşça hareket ettirdi, vücudum buna tepki olarak hareketlendiğinde Tony dudaklarıma sert bir öpücük bıraktı.
"Lütfen, ne?"
Dudakları kulağımın arkasında gezindiğinde kulak mememde hissettiğim ıslaklıkla kısıkça inledim.
"Lütfen, devam et."
Tony'nin parmakları yavaşça hareket ettiğinde kıpırdandım ve ona daha çok yer açmaya çalışarak bacaklarımı araladım.
Tony gülümsedi.
"Devam etmemi istiyor musun?"
Bana işkence çektirmek istercesine parmakları durduğunda gözlerimi sıkıca kapatarak başımı geriye attım, terlemiştim ve göğsüm hissettiğim hazdan dolayı inip kalkıyordu.
"Siktir, devam et Tony."
Neredeyse çığlık atarak inlediğimde Tony'nin parmakları iyice hızlandı, vücudum titreyerek hafiflediğinde Tony nefes almama izin bile vermeden dudaklarıma kapandı ve iç çamaşırımı da çıkararak tüm çıplaklığımla kalmamı sağladı.
Elim kemerine giderken önündeki kabarıklığa çarptığında Tony seslice inledi ve başını geriye attı.
"Siktir."
Bana yaptığını hatırlatmak istercesine elimi kabarıklığına sürttüm ve hafifçe sıktım.
Tony dayanamayarak küfürler eşliğinde pantolonunu indirdikten sonra nazikçe uzanmamı sağladı.
Sertliğini hissettiğimde daha fazlası için yalvaracak konuma gelmişken Tony kendisini yavaşça içime itti.
Hareketleri hızlandığında tırnaklarımı istemsizce sırtına batırdım, Tony bu hareketimden sonra daha da hızlandığında birkaç saniye yatağın kırılabilmesi ihtimalini düşünerek gülüşümü zorlukla doldurmuştum.
İçimde hissettiğim doluluk ile Tony yavaşlayarak tamamen durdu ve kendisini yanıma atarak başını çıplak göğsüme yasladı.
Ona sıkıca sarıldığım sırada çoktan nefesimi düzene sokmuş, daha fazlası için rahat durmayacağımı belli ediyordum.
•
Temkinli adımlarla ilerlerken bir yandan da kulaklıktan konuşan Richard'ın sesini dinliyordum.
Aaron yeri açıkça belli etmişti, bu demek oluyordu ki kesinlikle birçok şey boka saracaktı.
"Adeline, beni duyuyor musun?"
"Evet Richard, gizli görevdeymişim gibi davranmayı keser misin?"
Sinirle konuşarak ilerlemeye devam ettiğim sırada Richard alayla konuştu.
"Bu yaptığımızdan kimsenin haberi olmadığını düşünürsek bir nevi gizli görev sayılır."
"Fury'nin böyle istediğini biliyorsun, beni rahatlattığın içinde çok sağol bu arada."
Konuşmaya devam etmek için dudaklarımı araladığım sırada gördüğüm manzara ile adımlarım sertçe durdu.
"Bu oldukça tuhaf."
Kendi kendime mırıldandığımda Richard bir şeyler söylese de umursamadım.Elim havada uçuşan mavi kelebeklerin arasında dolaştığında arkadan gelen sesle hızlıca geriye döndüm.
"Beğendin mi? Sahip olduğum şeyin iyi yanlarından biri."
Aaron'ın çökmüş yüzü önümde belirdiğinde derin bir nefes verdim.
"Kötü yanları daha fazla sanırım."
Yüzünü işaret ederek konuştuğumda hafifçe gülümsedi.
"Kostüm yakışmış, Stark'ın hediyesi sanırım."
Konuyu değiştirdiğinde gözlerimi etrafta gezdirdim.
"Yaptığın bu şey-"
"Yeni bir dünya."
Sözümü kestiğinde ona doğru baktım.
"Başından beri benimle uğraşan sendin, değil mi?"
Aaron sessiz kaldığında ona doğru yaklaştım.
"Bu yaptığın her neyse buna bir son ver."
Enerjimi ellerimde hissettiğimde Aaron birkaç saniye duraksadı.
Gözleri mavi bir şekilde parladığında parmaklarımı oynattım.
"Asla."
Aaron elindeki enerjiyi bana doğru fırlattığında onu hızlıca durdurdum.
Etrafımız bir kafes gibi sarıldığında hissettiğim baskıyla Aaron'u ittirdim.
Aaron uzaklaşmama fırsat vermeden enerjisiyle etrafımı sardığında kurtulmaya çalıştım fakat yapamıyordum.
"Ne kadar tehlikeli olduğun hakkında hiçbir fikrin yok."
Nefesim sıkılaşmaya başladığında ellerimi zorlukla oynattım ve Aaron'ı hızlıca ittirdim.
Dizlerimin üstüne düştüğümde etrafın bir anda kararmasıyla gözlerim etrafta dolaştı.
"Aaron, bırak artık."
İleride gördüğüm bedenle gözlerimi sıkıca kapattım ve kafamı iki yana salladım.
"Bunlara artık kanmayacağımı biliyorsun."
"Ama yine de rahatsız oluyorsun, değil mi?
Sinirleniyorsun, belki de ellerin kaşınıyor, hatta beni boğmak istiyorsun."
Sinirle etrafımda döndüğümde karnıma yediğim enerjiyle sertçe yere düştüm.
Gelen enerjiyi hissettiğimde yana kaydım ve onu durdurdum.
"Her şeyi benim yaptığımı söylemiştin, yanılıyorsun."
Vücuduma çarpan bir diğer enerjiyle dizlerimin üstüne çöktüm.
"Başından beri sendin Adeline, sana nasıl seslendiklerini biliyor musun?"
Sinirle bağırıp onu ittirdiğimde Aaron ileriye fırladı.
"Umurumda değil."
Aaron bana doğru geldiğinde ellerimi oynatarak havaya yükseldim.
"Oyun oynamak istiyorsun demek, öyle olsun."
Aaron'da benim gibi yükseldiğinde gözlerimi kıstım.
"Sahip olduğun gücü kullanmayı bilmiyorsun."
"Ben bir deney faresi değil miydim Aaron? Bana söylediğin şey hep buydu."
Aaron hafifçe güldü.
"Fazla aptalsın ve bu sinirlerimi bozmaya başladı."
Sırtıma yediğim darbeyle yüz üstü yere düştüm.
"Tüm bu güce gerçekten deneylerle mi sahip olduğunu düşünüyorsun, bu her zaman içindeydi.
Onlar sadece sende olan şeyi keşfetmeye çalıştı."
Hızlıca ayağa kalkarak etrafıma baktığımda Aaron bir anda karşıma geçti.
Etrafım mavi enerjiyle sarıldığında sinirle bağırdım.
"Ne istiyorsun?!"
Neredeyse çığlık attığımda Aaron elini başıma koydu.
"Gözlerini açmanı."
Vücudum bir anda savrulduğunda gözlerimi açtım ve etrafıma bakındım.
Etraf oldukça sessiz ve kırmızıydı.
"Kimse var mı?"
Bağırarak konuştuğumda hissettiğim hareketlilik ile titrek bir nefes verdim.
Hızlıca arkamı döndüğümde gördüğüm şey koskoca bir boşluk oldu.
"Aaron!"
Bir anda diz üstü yere düştüğümde kalkmaya çalıştım fakat üzerimdeki baskı çok fazlaydı.
Sinirle hareket etmeye çalışırken omzumda hissettiğim dokunuşla nefesimi tuttum.
Önüme doğru geçen bedeni görmek için kafamı kaldırdığımda gördüğüm şeyle tüm vücudum dondu.
Tıpa tıp aynı olduğum biri karşımda duruyordu.
Eli sakince havaya kalkıp yanağıma dokunduğunda ağzım açık kalmış bir şekilde ona bakıyordum.
"Sonunda karşı karşıya gelebilmemize çok sevindim Adeline."
Yüzünde oluşan şeytani gülüşü gördüğümde sertçe yutkundum, boka batmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
belle âme || Stark [düzenleniyor]
Fanfiction"The problem is," he said as he leaned in, "if i kissed you, I don't think I'd be able to stop."