Bölüm 25

644 46 58
                                    

Ahsen karşısındaki ezici bakışların odağı halinde koltukta otururken o bakışların sahibi konuşmaya başladı.
Kendisi hem konuşuyor hemde ellerini aferin dercesine bir birine vuruyordu.

" benim güzel karım hıncını alabildin mi bari benden. Ha eğer yok ben daha alamadım diyorsan gel bir tane daha çak kafama belki için soğur he".

Ahsen kaan'ın alay edercesine söylemlerine karşı kendini gülmemek için tuttu çünkü eğer gülerse Kaan ne karnındaki yarasına ne de kafasındaki yaraya bakardı. Yerinden fırladığı gibi kendisine gülmenin ne demek olduğunu gösterirdi. O yüzden karşısındaki yaralı kocasını birazcık da olsa yatıştırmak amaçlı konuşacaktıki yanındaki koltuklarda oturan adamların kahkahaları hastanenin boş duvarlarında çınladı.
Kerem boran ve derman kendilerini daha fazla tutamamış kahkahalarını koyvermişlerdi. Ahsen ve Kaan onlara öldürücü bakışlarını yollayınca kendilerini zar zor durdurabilmişlerdi. Ahsen onlara xon bir kötü bakış atıp onlara hitaben :

" bir susun be sabahtan beri kikir kikir gülüyorsunuz insana açıklama da yaptırmıyorsunuz".

Dedi. Sonrada kocasına masumane bakışlar yollayıp :

" kocacığım ne desen haklısın. İnan bende na-"

Diyorduki abisinin öküz böğürmesini andıran sesinin kulaklarını delip geçmesiyle söyleyecekleri yarıda kesilmişti.

" kocacığım ne lan. Bana bak Ahsen hanım resmi nikah daha kıyılmadı. Ne bu kocacığımlar hemde benim yanımda ".

Keremin bunları söylemesiyle Ahsen elinde duran hem cemşitin kafasına hemde Kaan'ın kafasına vurduğu cisimi kaldırarak abisine alayla :

" valla abi kocacığım değilde elimde bundan var nasıl? Güzel değil mi? bir tane de sen istermisin kafana ".

Dedi.
Kerem kardeşine hayrete düşmüş bir şekilde baktıktan sonra kaan'a döndü.

" naptın lan sen benim gül gibi kardeşime. Yanında dolana dolana aynı sana benzemiş. Hep bir şiddet hep bir şiddet".

Keremin yakınırcasına konuşmasıyla odada kahkaha sesleri yankılanmıştı. Ahsen bıkkınlıkla oflayıp :

" ay yeter kesin artık gülmeyi şurada bir saattir kendimi izah etmeye çalışıyorum".

Dedi. Ahsenin cırlamasıyla herkes sus pus olunca Ahsen Kaan'a bakıp konuşmaya başladı.

" üff Kaan hadi artık affet de bitsin şu saçma tartışma anam ağladı resmen yaa".

Kaan ahsenin sözleriyle yalandan kaşlarını çatıp ;

" vay be Ahsen hanım. sen gel benim kafamı yar sonra gel bana afra tafra yap yok ya bak bakalım bende o göz var mı".

Ahsen kaan'a yaklaşıp yüzüne baktı sonrada muzip bir şekilde :

" dur bir bakayım bakalım var mıymış sende o göz".

Dedi. Kaan da onun oyununa uyum sağlayıp yüzünü iyice Ahsene doğru yaklaştırdı ve :

" bak bakalım var mıymış".

Dedi.

Ahsen kaan'ın gözlerine dalmış bir şekilde dururken arkadan gelen üç öksürük sesiyle silkelenip geri çekildi. Arkasını dönüp baktığında ise abisi ve Kaan'ın kardeşlerinin kendilerine baktığını gördü. Özellikle abisi burnundan solur bir vaziyette delici bakışlar atıyordu. Ahsen abisinin yine konuşmasına mahal vermeyip gözlerini bölerterek ona baktı. Kerem kardeşinden beklediği tepkiyi alınca umursamazlıkla tek omzunu kaldırıp indirdi sonrada sinirle :

" ulan benim karşımda bari yapmayın lan. Kardeşim evleniyor diye zaten kanım deli deli akıyor. Daha fazla sabrımı sınamayın benim".

Dedi.

Ahsen abisinin bu kıskanç hallerine dayanamayıp yanına gitti ve sarıldı sonrada kafasını eğmesini istedi. Kerem başta kafasını eğmek konusunda tereddüt etsede eğmek zorunda kaldı. Tereddüt etmesindeki sebep ise kardeşinin sağı solu belli olmazdı. Allah korusun tokat mokat atardı. Karanoğullarının önünde tüm karizması çizilirdi sonra.

Lakin düşündüğü gibi olmamıştı. Ahsen sadece yanına masumane bir öpücük kondurmuştu. Oda kardeşinin yananaklarından tutup sulu sulu öptü. Bunu aslında kardeşini sinir etmek için yapmıştı. Zira kardeşi sulu öpücüklerden nefret ederdi. Gerçi bu dünya üzerinde kim sulu sulu öpülmekten rahatsız olmazdıki.

Nitekim kardeşini sinirlendirmeyi başarmış olmalıki kolunda hissettiği dişlerle az kalsın ağzından edepsiz bir küfür kaçacaktı. Hızla kolunu kardeşinden kurtarmaya çalışırken bir yandanda kendilerine gülen adamlardan yardım istiyordu.

" ulan kurtarın lan beni bu yamyamdan. Yandı ciğerim bu kız yüzünden. Fırsatını bulduğu her an etime yapışıyor. Kızım bıraksana ahhh acıdı lan. Ahsen bak son kez uyarıyorum bırakmazsan bende seni ısırırım. Hiç şakam yok bilesin".

Ahsen duyduğu tehditle hızla abisinin kolunu bırakıp kaan'ın arkasına saklandı.

" Kaan verme beni bu kan emici sülüğün eline".

Kerem kardeşinin kendisine sülük demesiyle yüzünü buruşturup ;

" sülük mü? Ulan Ahsen sakın elime geçme yedim bu sefer seni".

Diyip üzerine atlamaya çalıştı. Çalıştı diyorum çünkü karşısında Kaan gibi büyük bir engel vardı.

Onlar birileriyle tatlı tatlı didişirken diğer tarafta Mirza ağanın öfkesi ortalığı yıkıp geçiyordu.

Bu bölümünde sonuna geldik inşallah beğenirsiniz ve OY VE YORUM ATMAYI UNUTMAZSINIZ. Bölüm biraz kısa olmuş olabilir bu yüzden kusura bakmayın lütfen diğer bölümlerde görüşmek üzere Allah emanet olun

AH'SEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin