Sevgili okurlarım benim için 🦋 bırakmayı unutmayın.
Hava neredeyse aydınlanmıştı.Iraz düşünmeye başladı, artık hergün oturduğu pencere kenarında Hamza'nın yolunu gözlüyordu.
Günlerdir yanından ayrılmayan Hamza iyi olduğuna kanaat getirince işine dönmüştü.Hamza'nın soluğunu yanında hissetmeye alışan Iraz bu durumdan oldukça rahatsızdı.
Kara saçlarını parmağına dolamış bükerken aklında Hamza vardı. Yüreği artık kocasına yakın olmayı arzuluyordu. Bedeni Hamza'nın yanındayken istekle kavrulur olmuştu.
Aklından geçen Hamza'nın kadını olarak o yatağa girmekti.
Her akşam bu sözleri defalarca düşünüyordu..Âdeta ezberliyordu.Fakat gece Hamza'nın kollarında düşünürken normal gelen şeyler, sabah hele yağmurlu bir sabahta hiç de akla yakın gelmiyordu.Birdenbire titredi. Avuçları terlemişti. Kollarının ağrıdığını, göğsünün sıkıştığını hissetti. Bütün sinirleri gerilmişti.
Çocukluğundan beri hiç böylesi heyecanlı dakikalar yaşamamıştı.
Hamza'nın bedenini saran kolları gevşemişti. Derin uykudaydı hala. Iraz ezberlediği yüzünü okşayıp kokusunu içine çekti. Daha fazla durmak istese de kahvaltıyı hazırlamalıydı. Yataktan çıkıp üzerine fistanın geçirdi. Önceleri içinde kaybolduğu esvapları gün geçtikçe üzerine tam oturur olmuştu.Kara saçlarını örüp başına yazmasını geçirmeden çıktı. Serinleyen hava ile içeride yemek yer olmuşlardı. Kurduğu sofraya son kez bakıp ocaktaki çayı almak için mutfağa geçti. Fokurdayan çayın altını kapatıp demir kulpundan tuttu.
''Sana kaç kere dedim çaydanlığı taşımayacan deye?''
Hamza'nın kızgın çıkan sesini duyunca yüzünde gizleyemediği bir gülümseme belirdi. Arkasını dönüp kendisine çatık kaşlarla bakan Hamza'ya elindeki çaydanlığı verdi.
Hamza eline aldığı çaydanlık ile söylenerek odaya girerken onun arkasından Iraz odaya girdi.
Artık yeni bir adet edinmişti,kocasını gölge gibi takip ediyordu bakışları sürekli heybetli bedeninde, geniş omuzlarındaydı Hamza çayı kendi tarafına koyup sofraya oturdu. Iraz ise karşına oturmuş bakışlarını Hamza'dan çekmeden elinde biriktirdiği lokmasını yiyordu.
Gün geçtikçe daha cüretkar olmuştu.Hamza'nın peşi sıra geziyor, her işini görüyordu.Aralarında sözsüz bir bağ kurulmuştu.İkisi de bu durumdan keyif alıyordu.Hamza çayından bir yudum alıp onu izleyen mavi gözlerden haberdar ve bu ilgiden hoşnut yemeğini yemeye devam etti.
''Akşama yemek yapma Mustafa Ağa haber gönderdi.Yemeğe davet ediyo.Sende epeydir evden çıkmadın eyi olur.''
Iraz uzun zaman sonra misafirliğe gidecekti. Aşinası olduğu evde ailesi gibi gördüğü insanların yanında olmak ona da iyi gelecekti elbet.Parıldayan gözler ile bakıp başını salladı.
''Tarladaki işleri kolayladım.Hele bugün misafirliğe gidek yarın gider bakarım.''
Iraz, tarlaya gitmeyi istese de Hamza her defasında onun bu isteğiniz görmezden gelip evde kalmasına tembihleyip,tarlaya öyle giderdi. İşin aslı, yaralı ceylanın oralarda yorulup telef olmasını istemediğindendi. Elinden gelse bir an gözünün önünden ayırmaz aldığı her soluğunda onun yanında olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi ve Beyaz (Umut Serisi 2)
Romance" Hikayede +18 sahneler bulunmaktadır" Karacadağ'ın Ahrazı'nın hikayesinde geçen Zeynep ve Mustafa karakterinin hikâyesidir. Karartma gök mavisi sevinçlerini Hüzün düşürme kirpiklerine Mavi ile Beyaz'ın buluşması gibi olsun vuslatımız Sonra birşey...