Gece Sabaha Varmadan

4.4K 300 41
                                    

Sevgili okurlarım benim için 🦋 bırakmayı unutmayın.

Elif'in  dinlemeye koyulduğu saatler susmuş büyük bir sessizlik her yana hakim olmuştu.

Gözleri halsiz, boş ve çıplak odanın içinde dolaştı. Gelirken getirdikleri eşyalar burayı pek doldurmayacaktı. Evin içinde fazla eşya olmadığı için de her yerde sesler yankı yapacaktı.

Pencerelerden gözlerini kaçırdı,dışarıda yavaş yavaş kararmaya başlayan gökyüzü çevrede türlü gölgeler yaratmaya başlamıştı.
İçindeki burukluk ile gözleri doldu.

Evlendikleri haftası bile dolmamışken kavgasız  geçen tek bir anları dahi yoktu.Ne olduysa Hasan huy değiştirmişti. Akşam tarladan eve vardığı vakit gözleri Elif'e bir kez değmeden üzerini değiştirip uyuyordu.Evin içinde sinirle gezdiği vakitler ise eli ayağı bir birine dolanıyordu Elif'in.

Hazır ettiği sofradan tek lokma yemeden odasına geçti. Bu odada yalnızdı.Hasan, Elif'i görmezden geldiği  vakit aralarındaki soğukluk yataklarına  kadar girmişti.Üzerine geçirdiği pazen gecelik ile yere serdiği döşeğe girdi. Yüreğindeki  huzursuzluk bedenini de yormuştu.

Duyduğu sesler ile korkuyla yataktan çıktı. Ayaklarının ucuna basarak yavaşça odaya girdi. Sanki uyuyan birini uyandırmak istemiyormuş gibi hareket ediyordu.Başını uzattığı odanın halini görünce bir adım geri gitti. Hasan  odadaki eski sediri devirmişti. Yere kurduğu sofrayı ters çevirmişti. Elif üzerindeki şoku atlatıp odaya girdi ayağına batan kırık camları hissetmeden.

''Ne yapıyorsun öyle Hasan?'' diye sordu. Titreyen bedeni kocasının karşında durmuş ne yaptığını anlamaya çalışıyordu.
Hasan beklenmedik bir tepkiyle:' 'Hayır, hayır!'' diye bağırdı.

Gözlerinin feri gitmişti. Elini duvara defalarca vurdu. Bedenini saran küçük bedeni itmek istese de yapamadı. Elif savrulduğu fırtınada tutunduğu  ağaçtan kopmaya niyetli değildi. Sıkı sıkı sarıldı Hasan'ın sırtına. Nedenini bilmediği acının kederini çekiyordu.
''Kurban olayım de derdini,seni tüketen ne? Bu zulumü ikimize de reva görme Hasan.''

Ikisi de yerde bedenleri birbirine yapışık şekilde oturuyordu.

''Hasan değil benim adım Topal Hasan, öyle diyeceksin! Aksak, işe yaramaz, garip ...'' Hasan'ın eli her sözünde dizine yumruk olarak iniyordu.
Elif gözündeki yaşı unutup Hasan'ın elini tuttu.

''Bu muydu senin yere göğe sığdıramadığın sevdan? Böyle mi sevdin beni? Sana evim dedim ben, yuvamızı yaptım, daha haftası dolmadan yık diye mi yaptım o yuvayı?'' Elif , Hasan'ın yumruk yaptığı elini bırakıp ayağa kalktı. Virane ettiği odadan çıkıp gelin  geldiği odaya girdi. Günlerdir bu odadan uzaktı. Hasan evde yokken odaya girmek istese de gururu izin vermemişti. Tahta dolaptan çıkardığı esvabı üzerine geçirip başına yazmasını geçirdi.

Eline, aldığı tahtadan bavula fistanlarını koyup kapağını örttü. Odaya son bir kez baktı. Bu odada sevdiğine kavuşmuştu.Dolan gözleri ağlayacağına işaretti. Titreyen elleri bavulu sıkıca tuttup odadan çıktı. Evde sessizlik hüküm sürüyordu. Elif'in gözleri kapıya varmadan Hasan'ı aradı ama hiçbir ses yoktu. Adımları yavaşladı, gururu kalmasına engeldi ancak yüreği kalmasını söylüyordu. Yüreği gitme sevdiğinin feryadını duy, yaralı yüreğini kimsesiz bırakma dedikçe Elif yaşlarla dolan gözünü elinin tersiyle silip yuvası bildiği evden çıktı.

*********************************************************************

''Geçmiş yine cam kenarına kukumav kuşu.''
Anası, kızına söylenip elindeki işine döndü.
''A benim kınalı kuzum,madem yolunu gözleyeceksin ne demeye terk etin yuvanı? Neredeyse bir ay olacak.''
Elif, anasının söylediklerine cevap vermeden meyve veren ağaçlara baktı. Bahçede şenlik vardı. Elif'de yüreğindeki matemle solmuş yaprak gibi ağacını terk etmişti.
''Ben sofrayı kurayım.'' dedi. Zehra kadın kızının haline çok üzülüyordu. Kızının haline dertlenip Mustafa Ağa'dan yardım istemişti yüzünü karartıp, lakin Mustafa Ağa ''zaman'' demişti. Zaman kızını soldurup tüketiyordu.Ana yüreği çaresizdi. Hazır ettiği siniyi kucaklayıp kızıyla kaldığı odaya götürdü. Elif döndüğünden beri yemeği ayrı yiyorlardı.
''Gel hadi kuzum.''
Elif, burnuna çalınan yemek kokusuyla bakışlarını pencereden ayırıp sofraya çevirdi.
''En sevdiğin yemeği yaptım kuzum bak.''

Mavi ve Beyaz (Umut Serisi 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin