Sevgili okurlarım benim için 🦋 bırakmayı unutmayın.
Hamza'dan
Yumduğum gözlerimi uyanmaktan korkar gibi sıktım.Gözlerimden akan yaşlar duyduğum sevincin müjdesiydi.Yanımdaki küçük bedeni unutup devrildiğim yatakta hissettiğim mutluluğun tadını çıkardım.
Duyduğum hazdan sebep değildi elbet, erkekliğimin tatmin olması, bir kadına sahip olmak duyduğum mutluluğun yanında hiçti.Ömrümce aramazdım bunları sevdiğim yanımda huzurla uyuduğu vakit.
Yüzümde gezinen küçük el gözümün kenarındaki yaşı silip yüzümü kendine çevirdi. O küçük elleri hissetmek can çekişen yüreğimi sekteye uğratsa da gözlerime açılma emri verdi. Gözlerim ilk kez görüyormuş gibi gördü yaralı ceylanı.Mavi gözlerinin parıltısı karanlıkta kalmış odada ışık oldu yarım, yamalı yüreğime.Gözlerinde gördüğüm de neydi? Onu ilk kez böylesine canlanmış görüyordum.
Yüzümde gezinen parmağının ucunda kurumuş kan vardı. Gözlerimi delip geçen mavilerini yüzümde gezdirirken üryan kalmış bedeni soğuktan ürpermişti.
Bedenini sarıp sarmalarken incitmekten korktum.Canı çok yanmış mıydı? Körpe teni yer yer kızarıp morarmıştı.Küçük bedenini bana yaslayıp, başımızı koyduğumuz yastıkta gözümüzü bile kırpmadan birbirimize baktık kara saçları yorganın açıkta bıraktığı göğüslerine dökülüyordu.Mis kokusu burnuma çalındıkça kendimden geçiyordum.
''Ne ettik böyle biz Mavişim?''
Bedenime sokulup boynuma öpücükler bırakırken hissettiğim bu arzu ile infilak olacaktım.Dudağı boynumda bir yer edinip emaresini bırakırken zapt edemediğim inlemelerin arasında zar zor konuştum.
''Öldürecen mi beni Maviş? Dur! Canın yanacak, bak her yerin morarmış.Kim bilir nası yaktım canını?''
Boynumdan çıkardığı başını dur durak bilmeden yüzüme çevirip dudağımı öpmeye koyuldu.Nasıl işti bu? Gerçek miydi? Esahtan Mavişim miydi bu yatağımı süsleyen huri? Nefes nefese dudaklarımı bırakıp yüreğimi titreten sesiyle:
''Kan!'' dedi. Gözlerinden akan yaş ile gözleri buğulanırken ''Temizmişim.'' dedi.
''Sus kurban olduğum. Yakma canımı. Sen en temizsin. Yatağımıza dökülen kan değil senin masumluğun, tertemiz bakan mavilerin.'' diyebildim, çok şey geçmişti içimden ama konuşamadım.
Gözünden akan tek damlaya kurban olurdum İncilerini döktüğü gözlerini öpüp güzel yüzünü sevdim. Kollarımın arasında kaybolan bedenini sarıp saçlarına kondurduğum öpücükler ile uykuya dalmasını izledim. Hâlâ kulağımda yüreğimi titreten sesi vardı.
Küçük yüzünde melekleri kıskandıran gülümseme ile derin uykudaydı.
Gün gül yüzlümün yüzüne doğarken, küçük bedeni kıpırdayıp, başını boynumda hareket ettirdi.Derince çektiği nefesten sonra dudaklarındaki kıvrılma ile gözlerini araladı.Bulunduğu durumu idrak etmeye çalışırken yanaklarının ısısı artmıştı.Başını boynumdan kaldırıp beni görünce mavi gözleri parladı.
Alnına kondurduğum öpücüğün ardından:
''Günümüz aydı mı Mavişim?'' dedim.Utanarak kaçırdığı bakışların ardından çıplak bedenini unutup yataktan çıkacakken durdurdum onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi ve Beyaz (Umut Serisi 2)
Roman d'amour" Hikayede +18 sahneler bulunmaktadır" Karacadağ'ın Ahrazı'nın hikayesinde geçen Zeynep ve Mustafa karakterinin hikâyesidir. Karartma gök mavisi sevinçlerini Hüzün düşürme kirpiklerine Mavi ile Beyaz'ın buluşması gibi olsun vuslatımız Sonra birşey...